Arap dünyasında geçen hafta: 'İsrail uçağının düşürülmesi tarihi bir gün'
Rai Al Youm gazetesi başyazarı Filistinli gazeteci Abdülbari Atwan, Suriye’nin bir İsrail F16’sını düşürmesini “tarihi bir gün” olarak nitelendirdi. Atwan’a göre, İsrail uçağının düşürülmesiyle “direniş ekseninin” etkili savunma pozisyonundan hücum pozisyonuna geçeceği yeni bir dönem başlayacak.
DUVAR - Arap dünyası bu hafta Suriye merkezli gelişmelere odaklandı. Türkiye’nin ÖSO ile beraber Afrin’e yönelik yürüttüğü ‘Zeytin Dalı Harekatı’nın ve Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Toplantısı’nın yankıları devam ederken, ABD’nin Deyr Ez Zor kentinde Suriye ordusuna bağlı birliklere saldırması dikkat çekti.
Diğer taraftan bir Rus savaş uçağının Suriyeli radikal gruplar tarafından düşürülmesi ve İsrail’in Suriye’de bazı askeri hedefleri füzelerle vurması Suriye’de suları iyice ısındırdı.
Son olarak bir İsrail savaş uçağının Suriye hava savunma füzeleri tarafından düşürülmesi ve bunun ilk önce İsrail resmi makamlarınca açıklanması gündeme damgasını vurdu.
Suriye’de krizin başladığı 2011’den bu yana Suriye’de birçok defa önemli askeri hedefleri vuran İsrail’e karşı Suriye yönetiminin cevabı her zaman “Uygun zamanda karşılık verileceği” şeklinde oldu.
İsrail’in saldırıları karşısında uzun süre sessiz kalan Suriye’nin bu adımından sonra İsrail’in “gerginliği tırmandırmaya niyetimiz yok” şeklindeki açıklamaları ve Suriye’nin müttefiki Rusya ile irtibata geçmesi Arap basınında genel itibariyle “beklenmedik bir adımla karşılaştığı” şeklinde yorumlandı.
Ancak Lübnan’da yayın yapan El Nashra adlı internet sitesinde, Suriyeli bir askeri kaynağa dayandırılan haberde “İsrail’e karşılık verme kararının çok önceden ‘direniş ekseni’ unsurlarıyla beraber alındığı” ifade edildi.
Suriye merkezli gelişmelerin yanı sıra, Mısır’ın İsrail’e Sina Yarımadası’nda hava operasyonları düzenlemesine izin verdiği şeklindeki haberler de basında geniş yer buldu. Mısır ise daha sonra Sina Yarımadası’nda geniş çaplı bir operasyona başladığını duyurdu.
Mısır yönetimi bu hafta dikkat çekici bir karara daha imza attı. Kahire’nin “Zeytun” adı verilen bölgesinde Birinci Selim Caddesi’nin adının değiştirtilmesi özellikle sosyal medyada “neden şimdi” şeklindeki sorularla karşılandı. Bazı Mısırlı yazarlar ise, bu kararın Cumhurbaşkanı Sisi’nin Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretinden hemen önce alınmasına dikkat çekti ve “BAE’ye Türkiye jesti” imasında bulundu.
“SURİYE’DE TARİHİ GÜN”
Rai Al Youm gazetesi başyazarı Filistinli gazeteci Abdülbari Atwan, Suriye’nin bir İsrail F16’sını düşürmesini “tarihi bir gün” olarak nitelendirdi. Atwan’a göre, İsrail uçağının düşürülmesiyle “direniş ekseninin” etkili savunma pozisyonundan hücum pozisyonuna geçeceği yeni bir dönem başlayacak:
“Fiilen tarihi bir gün… Suriye hava savunma sistemleri karşılık verdi, hem de münasip bir zamanda. Ve bir İsrail F16’sını düşürdü. Hem de işgal altındaki Filistin semalarında. Taşıdığı altı adet balistik füze hedefine ulaşmadan.
Suriye’nin bu adımı bir defaya mahsus kalmayacak ve yeni dönemin başlangıcı niteliğinde olacak. Direniş ekseninin etkili savunma pozisyonundan hücuma geçeceği ve İsrail’in derinliklerinin hedef alınacağı dönem.
Suriye’nin bu gelişmiş hava savunma sistemleri bir başlangıç, diğer yandan Rusya’nın Sukhoi savaş uçağının İdlib’in Serakeb bölgesinde düşürülmesinin ve ABD’nin Deyr Ez Zor’un doğusunda Suriye ordusuna bağlı birliklere saldırısının dolaylı yoldan karşılığıdır.
Suriye’nin İsrail F16’sını düşüren bu füzeleri, Arap ümmetine itibarını geri verdi. Bu adım Arap dünyasında darmadağın olan moralleri tekrar yükseltti.
Çok açıktır ki, İsrail ordusunun Suriye’nin derinliklerini vurmak için savaş uçaklarına değil de füzelere itimat etmeye başlamasından itibaren, Suriye’de hava savunma alanında bir dönüşüm başladı.”
“SURİYE’DE ANGAJMAN KURALLARI DEĞİŞTİ”
Lübnan’da yayın yapan el Nashra internet sitesi, İsrail uçağının düşürülmesiyle ilgili, “2011’den bu yana Suriye’deki mevcut angajman kurallarının değiştiği” yorumunu yaptı:
“Suriye hava savunma sistemlerinin İsrail uçağını düşürmesi geçici bir durum değil. Bu durum 2011’den bu yana Suriye’deki mevcut angajman kurallarının değişmesi anlamına gelmektedir. İsrailliler her istedikleri zaman Suriye’de istedikleri hedefi vuruyorlardı. Diğer taraftan Suriye ordusu ne zaman silahlı gruplara karşı ilerleyişe geçse İsrail müdahale ediyordu.
Bugün İsrail’in güçlü heybeti Suriye hava savunma sistemleri karşısında sarsıldı. Artık mevcut denklemler de olduğu gibi kalmayacak. Zira herhangi bir savaş İsrailliler’e bedel ödetecek ve onlara ateşin kapılarının her taraftan açılmasına yol açacak.”
“ABD’NİN DEYR EZ ZOR’DAN VERDİĞİ MESAJ”
Birleşik Arap Emirlikleri sermayeli Londra merkezli El Arab gazetesi, ABD’ öncülüğündeki IŞİD ile mücadele komisyonunun Deyr Ez Zor’da, Suriye ordusuna bağlı birliklere yönelik saldırısının, ABD’nin İran, Irak ve Suriye yönetimine bir mesaj olduğunu yazdı:
“IŞİD ile mücadele koalisyonunun Deyr Ez Zor bölgesinde ABD’nin nüfuzu altındaki bölgelere yaklaşan Suriye yönetimine bağlı yerel güçlere yönelik saldırısı, İran, Irak hükümeti ve Suriye yönetimine yönelik bir mesajdır. ABD bu mesajda, kontrol ettiği bölgelere yönelik herhangi bir saldırıya sert bir şekilde karşılık vereceği konusundaki ciddiyetini göstermek istemiştir.”
“TÜRKİYE, RUSYA VEYA ABD İLE BÜYÜK BİR KRİZ YAŞAYABİLİR”
Katarlı Kuds el Arabi gazetesinden İsmail Cemal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Vatikan ziyareti öncesi, Afrin’de TSK’ya ait bir tanka yapılan ve beş askerin hayatını kaybettiği saldırıda kullanılan tanksavar füzesinin menşei konusunda yaptığı açıklamayla ilgili dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu:
“Afrin’de TSK’ya ait bir tanka yapılan ve beş askerin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarındaki belirsizliğe rağmen, bu açıklamalar konuyla ilgili bir çok kehanette bulunulmasının önünü açtı. Bu kehanetlerden en önemlisi, Türkiye’nin tanksavar saldırısıyla ilgili Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri ile büyük bir kriz ile karşı karşıya kalma ihtimalidir. Zira kehanetler, bu gelişmiş tanksavar füzesini, PYD’ye bu iki devletten birinin verdiği üzerinde yoğunlaştı.
Türkiye daha önce birçok defa ABD’yi Kürtler’e verilen silahlar ve bu silahların Türkiye’ye karşı kullanılacağı konusunda uyarmıştı. ABD de Türkiye’ye bu silahların seri numaralarının verileceği ve IŞİD ile mücadelenin bitmesinden sonra geri alınacağı konusunda vaatte bulunmuştu.”
MISIR 1. SELİM CADDESİ’NİN ADINI DEĞİŞTİRDİ
Mısır yönetiminin bu hafta Kahire’nin Zeytun bölgesinde bulunan Birinci Selim Caddesi’nin adını değiştirmesi, Mısır ve Türkiye arasındaki gerginliğin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Mısır El Ahram gazetesi yazarı Ahmet Said Tantavi, bu adımı “yanlışın düzeltilmesi” olarak nitelendirdi.
Yazar, daha önce buna benzer örneklerin yaşandığına dikkat çekerek, Türkiye’nin BAE elçiliğinin bulunduğu sokağın ismini Fahreddin Paşa sokağı olarak değiştirmesini hatırlattı:
“Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed’in Twitter'da Fahreddin Paşa ile ilgili paylaşımından sonra BAE büyükelçiliğinin bulunduğu sokağın ismini Fahreddin Paşa sokağı olarak değiştirdi. Bin Zayed’in paylaştığı ifadelerde, Fahreddin Paşa Medine’den kutsal emanetleri çalmakla suçlanmıştı.
“İyi ki Birinci Selim’in adını caddemizin üzerinden sildik. Bunun bir diğer güzel tarafı da bunun siyasi hususlardan uzak bir şekilde yapılması. En güzeli ise bu adım ilk olarak bir tarih profesöründen geldi. Ve tarihi, Mısır’ı ve halkını yüceltenleri yücelterek tekrar yazıyoruz.”
“MISIR’DAN BAE’YE FAHREDDİN PAŞA SOKAĞI JESTİ”
El Masriyyun gazetesi yazarı Mahmut Sultan ise, Birinci Selim Caddesi’nin adının değiştirilmesinin Sisi’nin BAE ziyaretinden hemen önce gelmesine dikkat çekti ve kararı “çocukça bir adım” şeklinde nitelendirdi:
“Gidişat ilerleyen süreçte önemli bir gelişmenin (ikili ilişkilerde) yaşanacağına işaret ediyordu. Ancak Zeytun bölgesindeki bir caddeden Birinci Selim’in adının silinmesiyle şoke olduk. Zira bu kararla ilgili Mısır’a ve egemenliğine gölge düşürecek yorumlar yapıldı ve öngörülerde bulunuldu. Çünkü bu adım, Türkiye’de Ankara Belediyesi’nin BAE büyükelçiliğinin olduğu sokağa Osmanlı Paşası Fahreddin Paşa’nın verilmesinden sonra geldi.
Karar ayrıca Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin BAE ziyaretinden hemen önce alındı. Bu da Mısır’ın ulusal egemenliğine ve siyasi iktidarına yönelik olumsuz bir algı yarattı. Ancak Mısır’ın bu ‘çocukça’ karardan hiçbir çıkarı yoktur.”