Ünlü muhafazakâr yazar Trump'ı yerin dibine soktu: Tutarsız, narsist, ideolojisiz başkan!

ABD'nin en tanınmış yeni muhafazakârlarından Jonah Goldberg, Başkan Donald Trump'ı yerden yere vurdu. Goldberg şu ifadeleri kullandı: "Trump, siyaseti entelektüel açıdan anlama yönündeki tüm yaklaşımlara aşılamaz bir meydan okumayı temsil ediyor. Kararları tutarlılık içermiyor; dar görüşlü, içgüdüsel tepkileri kendi yönetimini bile hazırlıksız yakalıyor."

Google Haberlere Abone ol

*Jonah Goldberg

Son iki yıldır, Trumpizm'in siyasi veya ideolojik bir hareketten çok psikolojik bir fenomen olduğunu anlatmak için adeta yırtınıyorum. Bu, bir zamanlar hem sağ hem sol için tartışmalı bir tutumdu. Eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Stephen Bannon, sözümona Başkan Trump’ın dünya görüşünü paylaşan ve küreselleşme karşıtı, ekonomik açıdan milliyetçi, 'müesses nizam'ın politikacılarına ağır hakaretler de içeren söylemini tekrarlayan adayları tanıtmaya kayda değer miktarda kaynak ayırdı. Bu planlar büyük oranda başarısızlığa uğradı.

Tutarlı bir Trumpçı ideoloji yaratmak veya kutsallaştırmak için harcanan entelektüel çabalar da daha iyi bir sonuca ulaşmadı. Politico adlı sitesinden alıntı yaparsak, Julius Kerin yaklaşık bir yıl önce 'Trump hareketine bir miktar entelektüel ağırlık kazandırmak' amacıyla ‘American Affairs’ adlı yeni bir dergiyi yayın hayatına kazandırdı. O günlerde yazdığım üzere, American Affairs’in ikilemi şuydu: Ya davranışlarının tutarsızlığını savunacaktı ya da kendi tutarlılığını savunmak için onunla yolunu ayırmak zorunda kalmaktı.

Altı ay sonra, Trump’ın Charlottesville kentindeki neo-Nazi mitingine tepkisinden sonra Kerin, Başkan’a verdiği desteği geri çekti.

TRUMP BİR MUHAFAZAKÂR DEĞİL!

Sol cenahtaysa, Trump’ın muhafazakârlıktan kopuşu değil, aksine muhafazakârlığın zirve noktasını temsil ettiğine dair büyük bir inanç var. Muhafazakârlığın her zaman için ırksal ve kültürel nefretlerden oluşan, entelektüel açıdan anlamsız bir bileşim olduğuna inanıyorsanız, bu savunulabilir veya en azından anlaşılabilir bir görüştür. Fakat durum böyle olsaydı, yakın zamanda Commentary dergisinden Noah Rothman’ın belirttiği üzere, Trump’ın tavırlarına karşı çıkan bu kadar çok sayıda ana akım ve tutarlı muhafazakârı görmezdiniz.

Sağ ve soldaki entelektüeller ile ideolojik bağlılıkları bulunan gazeteciler, olayları bir fikir prizmasından görme yönünde doğal bir eğilim taşır. Trump, bu tür yaklaşımların aşamadığı bir engel yaratıyor; çünkü kendisinin de itiraf ettiği üzere, karar verirken hiçbir ciddi ve tutarlı düşünce temelinden yararlanmıyor. İçgüdülerine güveniyor.

Trump, kendi iç sesinin, danışmanlarının beyinlerinden daha iyi bir rehber olduğunu düşündüğünü sayısız defa söyledi. Düzenli biçimde, kendisinden önceki başkanların ve politika belirleyicilerin hepsinin aptal ve güçsüz olduğunu öne sürüyor. Burada ideoloji değil, narsisizm [kendine duyulan hayranlık] konuşuyor.

ÇELİK VERGİSİNİ SIRF ÖFKELENDİĞİ İÇİN KOYDU

Aksini gösteren kanıtlara ve söyleyen uzmanlara rağmen sürekli olarak savunduğu 'fikirler' bile tezlere değil, içgüdülere dayanıyor. Mevzuattan hoşlanmıyor çünkü bunlar, işadamı olduğu dönemde yoluna çıktı. Ticaretten hoşlanmıyor çünkü 'kazanmanın' anlamına ilişkin çocuksu, dar bir görüşe sahip. Yabancılar bizi kazıklıyor. Diğer ülkeler bize gülüyorlar. Ekonomik korumacılığın işe yarayabileceğini öne süren tezleri anlamak bir yana, aslında umursamıyor bile. Hatta, çelik vergisi konusundaki son dayatmasını, hakkındaki olumsuz medya yayınları ve Rusların seçimlere müdahale etmesine ilişkin soruşturmalardan hoşnut olmadığı için aniden açıklayıverdiği belirtiliyor. Kendi yönetimiyse bu duyuruya tamamen hazırlıksız yakalandı.

Beyaz Saray’dan sızan haberler, Trump yanlısı politikaların Trump’ın kişiliğinin yansıması olduğunu bir kez kabul ettiğinizde, hep daha anlaşılabilir hale geliyor. Başkan’ın adalet bakanının yaptıklarına 'utanç verici' diyerek saldırmasının hiçbir siyasi, yasaş veya ideolojik anlamı yok. Fakat bu tavır, Trump’ın kendisine duyulan sadakatin her şeye üstün gelmesi gerektiği yönündeki bakış açısının bir ifadesi olarak son derece öngörülebilir bir davranış.

Aynı şekilde, “silahlanmaya” ilişkin yargı sürecini es geçmek konusundaki zırvaları politik açıdan tuhaftı ama kendisinin dürtülerini kontrol etmekteki yetersizliği ve odadaki insanlara işitmek istediklerini söylemek konusundaki bilindik tavrıyla tutarlıydı.

FİLİSTİN'İ DAMADINA VERMESİ SITCOM GİBİ

Ve tabii ki damadı Jared Kushner’ı destekleme ve koruma kararı tamamen psikolojik. İsrail-Filistin anlaşmazlığını sonsuza dek çözüme ulaştırma sorumluluğunu Kushner’e vermek, bir komedi dizisinin giriş sahnesi gibi; fakat, yine de Trump’ın yönetim anlayışıyla tamamen uyumlu.

Buna karşın, Trump en büyük hayranlarının birçoğu, onun düşünme tarzını taklit ederek ve davranışlarını izah etmek veya mantıklı göstermek amacıyla giderek daha ölçüsüz yollar bularak, ona olan sadakatlerini sürdürüyor (Kerin’in Trump’tan vazgeçmesi bir istisnaydı). Trump Adalet Bakanı Jeff Sessions’ı hedef aldığında, Liberty Üniversitesi’nden Jerry Falwell Twitter'dan buna destek verdi. Falwell Sessions'ın, başkanlığının altını içeriden oyabilmek için Trump'ı destekleyen, esasında Trump karşıtı bir ajan olduğu fikrini öne sürdü.

Göründüğü kadarıyla Trumpizm bulaşıcı. Bu hastalık (bir kişi tapıncı) salgın haline gelirse, o zaman Trumpizm bir hareket sayılabilir. Ancak bunu anlamanın en iyi yolu hâlâ psikoloji olacaktır.

*ABD'de muhafazakâr kanadın önde gelen köşe yazarlarından.

** Bu makalenin orijinali, National Review dergisinin internet sitesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)