Arap dünyasında geçen hafta: 'Birbirinden ayrılmak isteyen iki sevgili gibi'
Lübnan’da yayınlanan Elnashra adlı internet sitesinden Toni Houri, Türkiye ve ABD arasındaki krizi, birbirlerine olan bağın özünü kaybetmiş ve birbirinden kurtulmak isteyen iki sevgiliye benzetti: ABD yönetimi ile Türkiye’deki iktidar arasındaki mevcut ilişkiyi, birbirlerine olan sevgisini kaybetmiş ve birbirlerinden kurtulmak isteyen iki sevgili arasındaki ilişkiyle nitelendirmek mümkün.
DUVAR - Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki gerilim Arap dünyasında önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Bu hafta da iki ülke arasındaki kriz Arap basınında oldukça geniş bir şekilde yer aldı.
Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al Sani’nin Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve bu ziyaret kapsamında Türkiye’de 15 milyarlık yatırım yapacaklarını açıklaması, özellikle Körfez ülkelerinin basınından tepki aldı. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler iki yıldır Katar’a ambargo uyguluyor. Merkezi Londra’da bulunan Rai Al Youm da, Katar’ın tutumunu “Katar’dan Türkiye’ye cankurtaran simidi” yorumunda bulundu.
Krizin başlamasından bu yana iki ülke arasındaki sorunlarla ilgili farklı farklşı yorumlar ve farklı nedenler sunan Arap basınında bu hafta da değişik yorumlar yer aldı. Bunlardan en dikkat çekici olanlardan biri Lübnan’daki bir internet sitesindeki “Birbirinden ayrılmak isteyen iki sevgili” benzetmesi oldu.
Kimi gazete ve yazarlar ise, Türkiye ve ABD arasındaki gerginliği “Batı’nın sömürgeciliğine karşı savaşın uzantısı” olarak gördü. Arap basınının en tanınmış gazetecilerden Abdulbari Atwan ise, yaşananlar için “15 Temmuz kadar tehlikeli” yorumunu yaptı.
'BİRBİRİNDEN AYRILMAK İSTEYEN İKİ SEVGİLİ GİBİ'
Lübnan’da yayınlanan Elnashra adlı internet sitesinden Toni Houri, Türkiye ve ABD arasındaki krizi, birbirlerine olan bağın özünü kaybetmiş ve birbirinden kurtulmak isteyen iki sevgiliye benzetti: “ABD yönetimi ile Türkiye’deki iktidar arasındaki mevcut ilişkiyi, birbirlerine olan sevgisini kaybetmiş ve birbirlerinden kurtulmak isteyen iki sevgili arasındaki ilişkiyle nitelendirmek mümkün.
ABD’nin Türkiye’ye yönelik açıkladığı yaptırımlara gelince ise, herkes bu yaptırımların ağır olduğu konusunda hemfikir. Türkiye, nüfuz, iktidarın gücü veya herhangi bir uluslararası mevzuda ABD ile rekabet etmesi mümkün değil. Ancak Ankara, Washington’un bölgedeki siyaseti açısından olumsuz bir rol oynayabilir. Yine Washington belirli araçlar vasıtasıyla Türkiye’ye zarar verebilir.
Erdoğan’ın Washington’ın yaptırımlarıyla ilgili konuşmasında sarfettiği bir cümle çok önemli anlamlar taşımaktadır. Bu cümle de ‘Türkiye’nin NATO’ya üye olarak çok bedel ödediği’ şeklindeydi. Birçok yorumcu bununla ilgili, Türkiye’nin NATO’dan çıkmaya hazırlandığı şeklinde yorum yaptı. Hatta başka konuları da beraber düşünerek durumun ciddi olduğu görüşünde.”
'KRİZLE İLGİLİ ÖNGÖRÜDE BULUNMAK ZOR'
Katar destekli Kuds El Arabi gazetesi yazarlarından Bekir Sıtkı, ABD ve Türkiye arasındaki krizin geleceğiyle ilgili bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu yazdığı köşesinde, bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD başkanı Trump’ın benzer yönlerine bağladı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Brunson düğümünün çözülmesini istememesi muhtemeldir. Çünkü Ankara ve Washington arasındaki sorunda asıl meselenin ABD’nin Suriye’de PYD’yi desteklemesi olduğunu iyi biliyor. Ve şu ana kadar Trump’tan bu politikanın değişeceğine dair her hangi bir işaret gelmedi. Erdoğan’ın elinde ise ABD’ye baskı kurmak için Brunson kozundan başka bir şey yok. Peki Erdoğan, bunun kendi çıkarına olmadığını ve aleyhine olacağını bilmiyor mu? İşte asıl şaşırtıcı soru da bu. Çekişme Trump ve Erdoğan gibi iki kişi arasında olunca, -ki benzer yönleri çok- ilerisiyle ilgili herhangi bir öngörüde bulunmak çok zor oluyor.”
'15 TEMMUZ KADAR TEHLİKELİ'
Arap dünyasının önde gelen gazetecilerinden Rai Al Youm başyazarı Abdulbari Atwan, iki ülke arasındaki ilişkiyi Trump’ın Türkiye’ye yönelik ekonomik saldırısı olarak nitelendirdiği yazısında bunun 15 Temmuz darbe girişimi kadar tehlikeli olduğu yorumunda bulundu: “Bugünlerde ABD başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye karşı yürüttüğü ve Türk lirasının değer kaybetmesine neden olan ekonomik saldırı, belki Erdoğan’ı devirmek isteyen ve iki yıl önce gerçekleşen darbe girişimi kadar tehlikelidir.
Erdoğan’ın açıklamaların bakılırsa, Trump’ın kendisiyle ilgili adımlarına şaşırmış görünüyor. Erdoğan’ın buna şaşırması genel olarak ABD’yi özel olarak da şimdiki yönetimi çok iyi anlamadığını gösteriyor. Bunun yanı sıra onunla kurmuş olduğu ittifaka aşırı güvendiğini de göstermektedir. Ancak Trump’ın ABD’si Türkiye’den daha önemli müttefikleri arkadan vurdu. Fransa, Almanya, Meksika, Kana ve hatta NATO’nun kendisini bile. Bunun yanı sıra Rusya ve Çin ile olan ticaretine yüz milyarlarca dolar vergi getirdi. İran’la imzalanmış olan nükleer anlaşmaya da uymadı.”
'TÜRKİYE’NİN SORUNU ERDOĞAN'
Londra merkezli Suudi gazetesi Şark’ül Evsat yazarı Hüda El Hüseyni, “Türkiye’nin sorunu Erdoğan adında biri” başlıklı köşe yazısında, Türk lirasının değer kaybının ve ekonomideki kötü gidişatın nedeninin ABD ile kriz öncesine dayandığını ifade etti: “Türk ekonomisi Trump’ın yaptırımlarından önce de kötü bir durumdaydı. Hatta Türk lirası dünya piyasalarında dolar karşısındaki en kötü ikinci performansı gösteriyordu. Türk Lirası’nın zayıflığı, Türkiye’nin dolar bazındaki yüksek dış borcu göz önüne alındığında daha da endişe verici durumda. Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin nedeni piyasa hareketlerini ve beklentilerini iyi bilen uzman ekonomistlerin aşamalı olarak ekonomiden uzaklaştırılmasına dayanıyor. İşte meselenin özü burada yatıyor. Bugün karşılaştığımız durumun nedeni, bu insanların uzaklaştırılması, yeni İstanbul havaalanı gibi büyük projelerin devam etmesi ve faiz arttırımına karşı gösterilen dirençtir.”
'KATAR’DAN TÜRKİYE’YE CANKURTARAN SİMİDİ'
Rai Al Youm gazetesi, Katar emiri Şeyh Temim’nin Türkiye ziyaretini ve Türkiye’ye 15 milyar dolar tutarında yatırım yapacağını açıklamasını “Katar Türkiye ekonomisini batmaktan kurtarmak için bir cankurtaran simidi uzattı” yorumuyla verdi: “Katar geçtiğimiz Çarşamba günü Şeyh Temim’in Türkiye ziyaretinde ülkesinin 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ilan etmesiyle, müttefiki Türkiye’nin arkasında bütün ağırlığıyla durdu. Katar yönetimi bu zor zamanda Türkiye’ye ve ekonomisine verdiği destekle, iki yıl önce kendisine ambargo uygulanmaya başlandığında bir hava koridoru açarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan Türkiye’nin tutumuna güzel bir karşılık niteliğinde.Türkiye Katar toprakları üzerinde 35 bin subay ve askerin bulunduğu bir askeri üs kurarak bazı yorumculara göre onu muhtemel bir işgale ve rejiminin değiştirilmesine karşı korumuş oldu.
Katar emirinin bu dönemde Türkiye’yi ziyaret etmesi ve destek vermesi hem mevcut Körfez krizinde açılmış olan yaraya tuz basacak hem de Katar’a ambargo uygulayan ülkelerin düşmanlığını daha da arttıracak.”
'KATAR TEPKİ ÜZERİNE DESTEK AÇIKLADI'
Suudi Arabistan’ın El İktisadiyat gazetesi ise Katar emiri Şeyh Temim’in Türk basında Katar’ın kriz karşısında sessiz kalmasına tepki gösterilmesinden sonra Türkiye’yi ziyaret ettiğini ve destek açıkladığını yazdı:
“Katar, dört ülkenin kendisine teröre destek vermek, İran ile ilişkileri ve Arap ülkelerinin içişlerine karışmaktan dolayı uyguladığı ambargo vesilesiyle ağır bir krizle boğuşurken, bu sefer Türkiye’nin yaşadığı krizde ona destek vermemesi gerekçesiyle Türk basının eleştirilerinin hedefi oldu. Bu eleştirilere boyun eğen Katar, Türk ekonomisini kurtarmak için yatırım desteği açıkladı.
Bu destek Türker’in ve Türk basınının Katar’ın yaşanılan kriz karşısında sessiz kalmasına tepki göstermelerinden sonra geldi. Bu ziyaret de Şeyh Temim’in Erdoğan’dan telefon almasından sonra gerçekleşti.”