Erdoğan Almanya'da yine birilerini gafil avladı!

Köln Belediye Başkanlığı ve Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Başbakanlığı hâlâ resmi olarak açılışı yapılmamış olan caminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ziyaret edilmesinin hukuksal olarak ne anlama geldiği konusuna açıklık getiremedi. Eyalet ve şehir yönetimi Berlin'in aldığı kararlarının altından henüz nasıl kalkacaklarını bilemiyorlar. Anlaşılan Erdoğan yine birilerini gafil avladı.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Eylül'de Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'nın davetlisi olarak Berlin'de resmi askeri törenle karşılanacak. İkili ortak bir görüşme gerçekleştirdikten sonra, Erdoğan Merkel'le bir araya gelecek.

Erdoğan bu ziyareti esnasında taraftarlarıyla buluşmak istediğini dile getirdi. Bu isteği orta bir yol bularak çözmek için Steinmeier Erdoğan'a, birlikte Türk-Alman sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyasının katılacağı bir akşam yemeği önerdi. Ancak bu öneri yetmemiş olacak ki, Erdoğan 29 Eylül'de Köln'e gelip, Köln Merkez Camisi'nde kendi vatandaşlarına hitap etmek istediğini, sözcüsü İbrahim Kalın aracılığıyla duyurdu. Köln Emniyet Müdürü bu ziyaretin gerçekleşeceğini resmi olarak açıklamasına karşın, Erdoğan'ın programı henüz netleşmedi.

DİYALOG İÇİN YOLA ÇIKILDI, KAVGAYA NEDEN OLDU!

Köln'ün en merkezi yerlerinden birinde, fütüristik mimarisiyle Almanya'nın en büyük camisi olan DİTİB Merkez Cami'nin yapımına 2009 yılında başlandı. 2011 yılında tamamlanması ve resmi olarak 2012 yılında açılması planlanan cami, günümüzde cemaatine açık olsa da, hâlâ resmen açılışı yapılmış değil. Peki bu caminin önemi nedir?

Cami yapılmaya başlandığı andan itibaren birçok tartışmanın da odağı oldu: Aşırı sağcılar caminin yapılmaması için birçok etkinlik planlamışlardı. Buna karşı demokrasi ve çok kültürlülükten yana olan kesimse caminin yapımını savundu. Hatta aşırı sağ protesto gösterilerine başlayınca, onlara karşı yapılan protestolarda Ortodoks Müslümanlardan liberal olanlara, Türkiye kökenli sol demokrat çevrelerden, Alman solcularına, sosyal demokratlarına dek geniş bir yelpazede bir çok grup aynı eylemde yan yana geldi.

Cami, Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) partili Fritz Schramma'nın Köln belediye başkanlığı döneminde planlandı. Schramma bu caminin yapılması gerektiğini her fırsatta savundu. Bu mabet  Almanya'nın en kozmopolit şehirlerinden biri olan Köln'den tüm Almanya'ya İslam'ın, Almanya'nın bir parçası olduğunu, çok dinli ve çok kültürlü bir yaşamın mümkün olabileceği mesajını verecekti. O zamanın DİTİB yönetim kurulu caminin altına berberden, kitapçıya, süpermarketten kafeye kadar içinde her türlü ihtiyacın karşılanabileceği bir alışveriş merkezi de planlamıştı. Bu alışveriş merkezi sayesinde tüm farklı kültür ve dinden insanlar bir araya gelecek, birbirlerini tanıyıp, diyalog kurabilecekti. Caminin temelinin atılması sürecine gelene kadar şehrin belediye başkanı değişti. 2009'da Sosyal Demokrat Parti'li (SDP) Jürgen Roters Köln belediye başkanlığına geldi -caminin temeli de onun zamanında atıldı. CDU'lu eski belediye başkanı ile SPD'li yeni belediye başkanı temel atılış törenine birlikte katıldılar. Ancak çok büyük beklentilerle ve çok kültürlülük propagandası amacıyla yapımına başlanılan cami, bitmeyen bir sorun yumağına dönüştü!

Çünkü caminin yapımı DİTİB tarafından, yapıda çok sayıda eksiklik olduğu iddiasıyla durduruldu. Ancak caminin mimarı Paul Böhm Alman basınına, DİTİB'in sürekli değişiklikler listesi verdiğini ve kendisinin bu değişiklikleri yerine getirdiğini ifade etti. Başlangıçta 28,7 milyon Euro olarak planlanan inşaat, cami yapımına başlanır başlanmaz 32 milyon Euro olarak tekrar hesaplandı. Caminin yapımından 2 yıl sonraysa harcanan miktar 38,1 milyon Euro'ya ulaştı. Mimarın dile getirdiği en çarpıcı detaysa DİTİB yetkililerinin caminin içerisine saklanmış haç gibi Hıristiyanlığa ait bazı sembollerin çıkartılmasını istedikleriydi. Anlaşılan o ki, hem DİTİB yetkilileri hem de Ankara'daki yetkililer kağıt üzerinde plana bakınca görmedikleri Hıristiyanlık sembollerini, cami inşa edildikçe fark ediyor ve müdahale ediyorlardı. Sürekli istenilen değişikliklerin yapılması için de oluk oluk para akıtılıyordu. En sonunda DİTİB, caminin mimarı ve onun mimarlık bürosuyla ilişkisini kestiğini duyurdu. Mimar, DİTİB'in bulduğu eksikliklere itiraz edince konu yargıya taşındı ve 2012'de açılması beklenen cami, 2017'nin Ramazan ayında resmi bir açılış yapılmadan ilk defa ibadete açıldı. Ardından kısmen düşünülen alışveriş bölümü de kullanılmaya başlandı -kültürlerarası diyalog gerçekleşmeden.

'BİZİ ALDATTILAR'

Caminin yapımına destek veren, başından itibaren Cami Danışma Kurulu'nda yer alan Köln eski belediye başkanı Fritz Schramma, DİTİB için "Bizi oyaladılar, hatta yalan söylediler" dedi. Schramma'nın iddiasına göre, DİTİB'in kendi önerisiyle kurulan hem vatandaşları bilgilendirmek hem de belediye ile ilişkileri düzenlemek üzere, içerisinde farklı grupların temsilcilerinin yer aldığı Cami Danışma Kurulu 2016'dan itibaren yine bizzat DİTİB tarafından işlevsiz hale getirildi. Bunun üzerine bir de DİTİB imamlarına yönelik 'casusluk' iddiaları ortaya atılınca, Schramma cami projesi konusunda aldatıldıklarını ifade etti. Kısacası CDU ile başlayıp, SPD döneminde devam eden cami projesi, bağımsız belediye başkanı Henriette Reker döneminde faaliyete başladı, fakat DİTİB ve cami sorunu bitmedi.

Türkiye ile yakınlaşmada kurduğu ilişki tarzının yanlışlığından kamuoyunun itirazlarına rağmen geri adım atmayan Berlin hükümeti, DİTİB'e yeni projeler için mali yardımı keseceğini açıkladı. Daha bir kaç hafta önce Merkel'in partisinin İçişleri Sözcüsü Christoph de Vries, "Milliyetçilik yayan, Hıristiyanlara, Yahudilere veya bir dine bağlı olmayan insanlara karşı nefret yayan ve burada Türk hükümeti adına casusluk yapan bir kurum, Almanya'da köktendincilikle mücadelede ortağımız olamaz!" şeklinde konuştu. Şimdi en yüksek resmi törenle karşılayacakları devlet başkanı, en çok eleştirilen Almanya'ya uyum konusunda engel olarak görülen DİTİB'in camisini ziyaret edecek.

ERDOĞAN'IN ZİYARETİ HAKKINDA AĞIZLARI BIÇAK AÇMIYOR

Gerek Köln Belediye Başkanlığı olsun, gerek Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Başbakanlığı hâlâ resmi olarak açılışı yapılmamış olan caminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmen ziyaret edilmesinin hukuksal olarak ne anlama geldiği konusuna bir açıklık getiremedi. Konuyla ilgili sorduğum sorulara her iki kurum da "Bize henüz böyle bir ziyaret için resmi başvuru yapılmadı. Bu durumda bir açıklama yapmamız doğru olmaz" diyerek geçiştirildi. Eyalet ve şehir yönetimi Berlin'in aldığı kararlarının altından henüz nasıl kalkacaklarını bilemiyorlar. Anlaşılan Erdoğan yine birilerini gafil avladı.

ERDOĞAN NEDEN CAMİ DEDİ?

Öncelikle Erdoğan'ın camide karşılanması durumunda, kendi taraftarlarıyla görüşme isteğine karşı "uygun salon bulunamadı" gibi bahaneler üretilemeyecek. Seçmenlerine seslenmesi durumunda, camiye gelen Türkiyeli olmayan Müslüman halkları da kapsayan bir mesaj vermesi, Türkiye'nin ve kendisinin İslam dünyası için önemini vurgulayacaktır. Erdoğan için bu kadar sembolik bir noktanın seçilmesi, referandum zamanında AKP'li bakanların AKP taraftarlarıyla buluşmasının engellenmesinin bir rövanşı olacak. Herhangi bir resmi engelleme olması durumunda, eline yine iç politika için yerel seçimler öncesi büyük bir koz geçirmiş olacak. Belki ekonomik yardıma ihtiyacı olduğundan bu kez direk 'Nazi' benzetmesi yapamayacak fakat, "Camimde halkımla bir araya gelip dua etmeme izin vermediler!" demek bile yeterince büyük bir mağduriyet yaratacaktır. Cami tercihi her anlamda bir taşla bir çok kuş vuran güç gösterisi için iyi bir malzeme verecek.