Dünyanın ilk havarayından atlayan fil!
Almanya'nın Wuppertal şehri belki de en çok Friedrich Engels'in doğduğu kent olarak bilinir. Ancak şehirde bulunan ve dünyanın ilk asma treni olan 'Schwebebahn'dan atlayan yavru fil Tuffi'nin öyküsü de anlatmaya değer...
WUPPERTAL - On dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başları, insanlık tarihinin en hareketli dönemlerinden biri oldu. Sanayi atılımı sonrası dünyada ardı ardına teknolojik gelişmeler, çok büyük bir işçi sömürüsü ile birlikte yaşandı. Tekniğin imkânlarıyla büyük bir ilerleme, bu ilerlemeyi devasa fabrikalarda üreten işçilerin felaket çalışma koşulları ve ülkelerin acımasız rekabetinin yarattığı savaşların yaşandığı yıllarda, insanların gündelik hayatlarını günümüze değin değiştirecek teknolojik yenilikler o günlerde vücut buldu.
Friedrich Engels'in de doğum yeri olan Wuppertal, o zaman Elberfeld ve Barmen gibi büyük şehirler ve Ronsdorf, Cronenberg ve Vohwinkel gibi kasabaların, yapılan bir referandum sonucu birleşmesiyle oluşan bir şehir. Wupper Nehri'nin vadisinde kurulduğu için (Tal: Almanca vadi demek) Wuppertal ismini alan şehirde ülkenin en popüler demiryolu hattı da bulunuyor: Die Wuppertaler Schwebebahn; yani Wuppertal Asma Treni. Dünyanın ilk havarayı. Schwebebahn'ı tam Türkçeleştirirsek “Süzülen tren.”
8 Şubat 1887'de belediye tarafından kurulan bir araştırma komisyonuyla temelleri atılan asma tren projesinin 1898 yazında başlayan inşaatı aynı yılın 5 Aralık günü ilk deneme sürüşünün yapılmasıyla önemli bir aşama kaydetti. 24 Ekim 1900'de ise Kaiser Wilhelm II, asma trenle ilk yolculuğu yaptı. 1 Mart 1901 tarihinde ise tren, halkın kullanımına açıldı. 1925 yılına gelindiğinde asma trenle yolculuk yapan insan sayısı 20 milyonu bulmuştu.
Asma demiryolunun yanı sıra şehirde Pina Bausch dans tiyatrosu, meşhur bir hayvanat bahçesi, tarihi Belediye Binası, Von der Heydt Müzesi, dünya çapında çağdaş heykel örneklerinin sunulduğu Tony Cragg'in heykel parkı ve erken sanayileşme müzesi ile Friedrich-Engels-Haus da bulunmaktadır.
Tüm bunların yanında şehirdeki en popüler şeylerden biri de Tuffi adında bir fil. Tuffi, 1946 yılında Hindistan'da dünyaya geldi ve 3 yıl sonra da Franz Althoff adında bir sirk sahibine satıldı. Althoff, geçmişi 17'nci yüzyıla kadar uzanan ve “Circus Althoff” adıyla Almanya'nın en eski sirkini kuran bir ailenin üyesiydi. Tuffi'yi hızlı bir eğitimden geçiren Althoff, bir pazarlama taktiği olarak küçük fille birçok reklam filmi çekti: Tuffi, ülkenin en büyük sanayi bölgesi olan Ruhr'da tramvay kullandı, Solingen'de inşaat işçileri için bira sandıklarını iskeleye taşıdı, Duisburg'da Ren Nehri boyunca bir liman gezintisine çıktı.
İkinci Dünya Savaşı sırasındaki bombardımanlardan etkilenen asma tren ise o günlerde onarımı tamamlanmış olarak yeniden kullanıma açılmıştı. Hem bunu duyurmak hem de dikkat çekici bir eylemle sirkinin adını gündemde tutmak isteyen Althoff, Tuffi'yi Wuppertal'in meşhur trenine bindirmek istedi.
Biniş istasyonuna gelindiğinde gişeden 5 tam bilet alındı, 4'ü Tuffi, 1'i de Althoff için. Tuffi'nin o günkü ağırlığı bazı kaynaklarda 200, bazılarında ise 700 kilogram olarak geçti. Ayrıca, olayı takip etmek isteyen onlarca gazeteci ve fotomuhabiri de ikiliyle aynı vagona bindi. Hindistan'tan üzerinde küçük hava delikleri bulunan bir kutuyla getirilen Tuffi, o yoğun kalabalığın içinde belki de kendisini yine o günkü gibi hissetti. O kutudan ışığı takip ederek çıkıldığını bilen Tuffi, birden bire yine ışığa doğru, yani vagonun arkasına gitti. Burada üzerine çıktığı koltuklar kırılınca panikleyen Tuffi, vagonun kapısını kırarak Wupper Nehri'ne doğru atladı. Kimse bunu beklemediği için hiçbir fotoğrafçı bu anı kaydedemedi, yalnızca anlatılardan yola çıkılarak fotomontajlar yapıldı.
Franz Althoff, Tuffi'nin ardından nehre atlamak istediyse de vagondakiler onu durdurdu. Küçük fil ise şanslıydı, nehir orada sadece 50 santimetre derinliğindeydi ve Tuffi bu kazayı hafif sıyrıklar ve küçük kırıklarla atlattı. Bir durak sonra trenden inip Tuffi'nin yanına gelen Althoff hayvanı oradan aldı. Olayda trende oluşan hasarın yanı sıra birkaç gazeteci de yaralanmıştı.
Kazanın ardından mahkeme Franz Althoff'a yolcu taşıma koşullarını ihlal ettiği için 450 Mark ceza verdi. Mahkeme ayrıca, asma trenin yük taşıma sınırı aşılmamış olsa da fil taşımak için uygun olmadığını ve rehber köpeklerle polis köpekleri haricinde asma trende hayvan taşınmasının yasak olduğunu bildirdi.
Franz Althoff, asma trenin bir vagonu şeklinde yaptırdığı kafesle sirkinde Tuffi'yle gösteriler yapmaya devam etti. 1968 yılına gelindiğinde Althoff'un sirki dağıldı ve Tuffi 1989 yılındaki vefatına kadar kalacağı bir Fransız sirkine satıldı. Franz Althoff ise Tuffi'den 3 yıl önce hayata gözlerini yummuştu.
Hava treni, 12 Nisan 1999'da en ciddi kazasını yaptı. İnşaat firmasının raylarda unuttuğu bir parça nedeniyle tren yoldan çıktı ve nehre düştü. Kazada 5 yolcu öldü, 47 yolcu da yaralandı. Geçtiğimiz günlerde ise tren hattından kopan 350 metre uzunluğundaki demir parça yere düştü. Büyük kısmı nehre denk gelen parça, yoldaki bir arabanın üzerine de düştü. Araç hasar görse de kimse yaralanmadı. Hava treninin kazadan dolayı birkaç aylığına seferlerinin durdurulduğu açıklandı.
Tuffi'nin ismi ise bir süt ürünleri firması ile bir otobüs şirketi tarafından kullanıldı. Ayrıca şehir müzesinde Tuffi'nin macerası çeşitli yaşlardaki çocuklara yönelik hikâye kitapları şeklinde bulunuyor.