Kürdistan’da Osmanlı’dan kalma güvenlik yönetimi

Günler önce Erbil kenti, Kürdistan Yurtseverler Birliği üyelerine karşı bir tutuklama dalgasına tanık oldu. Bu hareketin önde gelen üye ve kadroları, kendilerine somut hiçbir suçlama yöneltilmeden kanunsuz bir şekilde gözaltına alınarak, Erbil’deki emniyet birimlerinin tutukevlerine götürüldü. Erbil yönetimi, onları, sadece KYB’ye üye oldukları için tutukladı. Hâlbuki KYB, KDP’nin koalisyon ortağı...

Google Haberlere Abone ol

Şirzad Şeyhani*

Kürdistan’ın başkenti Erbil hapishanelerinde çocuklara işkence edilmiş olduğuna ilişkin İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) yayınlamış olduğu rapor bizi şaşırtmadı. Bu tür uygulamalar uzun zamandır alışılageldik şeylerdi ancak sorun, Kürdistan’da Barzani’nin partisine bağlı hapishaneler ya da tutukevlerinde yaşanan insan hakları ihlallerinin uluslararası örgütlerin kulağına gidip gitmemesiydi.

KURUM VAR AMA İCRAAT YOK

Kürdistan’da, (İnsan hakları ihlalleriyle ilgili) Uluslararası Raporlara Cevap Dairesi diye bir daire bulunuyor. Bu daire, hükümete bağlı resmi bir kuruluş olup yeryüzünde benzeri -Dünyada insan hakları örgütlerinin gözlemlediği baskıcı uygulamaları gizlemeye çalışan devletler hariç- hiçbir devlette bulunmamaktadır. Adet olduğu üzere, Barzani ailesine mensup bir kişinin yöneticiliğini yaptığı bu daire, son yayınlanan (ihlallerle ilgili) bir rapora yanıt vermiş ve “amacı Kürdistan Özerk Yönetimi’nin muhteşem tecrübesine gölge düşürmek” olarak nitelendirilmiş iftira ve yalan haber kategorisinde değerlendirmiştir. Aynı birim HRW’yi, Kürdistan tecrübesini yok etmek niyetiyle "Kürdistan düşmanlarının oyuncağı" olmakla suçlamıştı.

Günler önce Erbil kenti, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üyelerine karşı bir tutuklama dalgasına tanık oldu. Bu hareketin önde gelen üye ve kadroları, kendilerine somut hiçbir suçlama yöneltilmeden kanunsuz bir şekilde gözaltına alınarak, Erbil’deki emniyet birimlerinin tutukevlerine götürüldü. Erbil Yönetimi, onları sadece KYB’ye üye oldukları için tutukladı. Hâlbuki KYB, Kürdistan Demokrasi Partisi'nin (KDP) koalisyon ortağı. Erbil Emniyet Müdürlüğü, bu kadar çok sayıda KYB yetkilisinin tutuklanma sebebini, Süleymaniye polisinin bir KDP’liyi, Süleymaniye’deki bir mahkemenin öldürme tehdidinde bulunma suçlamasıyla tutuklama kararının alınmasının ardından hapse atılmasını gerekçe göstererek açıkladı.

BİR REHİNE DİPLOMASİSİ

Doktora diploması taşıyan Erbil Emniyet Müdürü, televizyon kameralarının önünde, onca tutuklamayı salt kendi parti üyesinin tutuklanmasına misilleme amacıyla gerçekleştirdiğini ilan etmekten utanmadı, ek olarak Süleymaniye yargısının tutuklama kararı aldığı KDP üyesi serbest bırakılmadan bu kişilerin de serbest bırakılmayacağını açıkladı. Kürdistan Özerk Bölgesi’nde yargı KDP’nin ayakları altında kirletiliyorsa bu, kanunun kâğıt üstünde olduğu anlamına gelir. Durum, aşiret arabulucularıyla çözüme kavuşturuldu; KYB üyelerinden ikisi, kefalet karşılığı serbest bırakılıp diğer altısı, akıbetleri meçhul bir şekilde cezaevinde kaldı.

Özellikle de kendisini kanunun üstünde gören diktatör ve totaliter yapılarda bu anlattıklarımız sıradan görülebilir; ancak bundan da garibi, Kürdistan’ın eski Başkanı Mesut Barzani’nin, Süleymaniye polisi tarafından bir kamyon dolusu aranan şahsı sıcak bir şekilde karşılaması ve onlara, düşmana karşı direniş göstermiş bir kahraman muamelesi yapması, ayrıca kanun egemenliğine meydan okuyarak karşılama görüntülerinin medyada yayınlanmasıydı. Sayın Barzani, on yıldan fazla bir süredir Kürdistan Yönetimi’nin başkanlığını yaptığını ve ülkede kanunun koruyucusu konumunda olduğunu ya unutmuş görünüyor ya da gerçekten unutuyor.

YAKIN GELECEK DE AYDINLIK GÖRÜNMÜYOR

Uluslararası insan hakları kuruluşları, Barzani ailesinin yönetimi altındaki Kürdistan Özerk Bölgesi’nin işlemiş olduğu feci ihlallere ilişkin neredeyse hiç işarette bulunmuyor. Tabii ki bu Barzani partisine bağlı gizli hapishanelerde her gün yaşanan ihlallerin yalnızca görünen kısmı ve bu ihlallerin çoğu da uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından ortaya çıkarılamıyor ya da bu yerler söz konusu kuruluşlar tarafından ziyaret edilemiyor.

Irak Kürdistanı İstihbarat Birimi Başkanı Sayın Mesrur Barzani’nin, Kürdistan Özerk Yönetimi’nin başkanlığını teslim alma zamanı yaklaştıkça, gelecek durumlara ilişkin iyimser olunamıyor. Zira “Asayiş” adlı baskı aygıtı yetkilisinin hükümetin başında bulunması, Partinin Kürdistan’ı demir yumruğu altına alması ve kanunlara Osmanlı dönemindeki mantıkla yaklaşılmasını beraberinde getirecektir. Zira Kürdistan, güvenlik odaklı düşünen, insan haklarına ve kanuna riayet etmeyen bir yetkilinin yönetimi altında çok daha karanlık günlere doğru ilerleyecektir.

Allah Kürdistan halkının yardımcısı olsun!

*Kürdistanlı Yazar

**Yazının aslı Elaph sitesinden alınmıştır. (Çeviren: İslam Özkan)