Saldırganı durduran Afgan göçmen: Kahraman değilim

Yeni Zelanda'da nefret dolu saldırganın ikinci bir katliam yapmasını engelleyen Afgan göçmen Abdul Aziz, 'kahraman' olarak öne çıkmak istemiyor. Aziz, Gazete Duvar ile söyleşisinde "Yaptığım sadece insani bir şeydi. Kim olsa aynısını yapardı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

CHRISTCHURCH - Afgan göçmen Abdül Aziz... Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki El Nur Camisi'nde 41 kişiyi öldürdükten sonra Linwood Cami’ne gelen saldırgan Brenton Tarrant'ı durdurdu ve daha çok kişinin ölmesini engelledi. O sırada dört çocuğuyla birlikte cuma namazı için camideydi...

Abdül Aziz, bir kahraman olarak anılmak istemediğini söylüyor. Ona göre, yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı: "Başkalarının sıkıntı içinde olduğunu gören her insan benim gibi davranırdı.”

Abdül Aziz saldırı sonrası ilk cuma namazının kılındığı Hagley Park’ta.

Abdül Aziz'le, saldırıda hayatını kaybedenlerin toprağa verildiği Memorial Park Mezarlığı’nda karşılaştık. Bütün bu olup biten karşısında oldukça sakindi. Oradan oraya koşturuyor ve herkesle selamlaşmaya, konuşmaya çalışıyordu. Söyleşi için tekrar bir araya geldiğimizde nasıl hissettiğini sordum. Çok sık kâbus gördüğünü ve saldırı anını yeniden yaşadığını belirterek “Ama yola devam etmek zorundayız” diye konuştu.

'YENİ ZELANDALILAR KOCA YÜREKLİ İNSANLAR'

Afganistan’ın başkenti Kabil’de doğan Aziz, 29 yıl önce Avustralya’ya, iki buçuk yıl önce de Yeni Zelanda’nın Christchurch kentine göç etmiş. Yaşamak için neden bu ülkeyi seçtiğini şöyle anlatıyor: "Birçok ülke gördüm ama Yeni Zelanda en güzellerinden biri, Yeni Zelandalılar sempatik ve koca yürekli insanlar. Bu yüzden burayı seçtim."

ÖNCE ORDUDAN BİR GÖREVLİ ZANNETMİŞ...

Cuma namazı için çocuklarıyla birlikte camide bulunan Abdul Aziz, üniforma giyen saldırganı ilk gördüğünde ordudan bir görevli olabileceğini düşündüğünü fakat saldırgan kendisine küfür edince, bir şeylerin ters gittiğini anladığını söylüyor. Saldırganın başka bir silah almak üzere aracına gittiği sırada, Aziz de dışarı çıktı ve o anda eline geçen bir POS cihazını alıp saldırgana doğru koşmaya başladı.

'BENİM HAYATIM ONLARDAN DAHA ÖNEMLİ DEĞİL'

Tarrant arabasına girmek üzereyken üzerindeki silahlardan bazılarını düşürdü. Aziz, otoparktaki araçların arkasına saklanarak saldırganı “Buraya gel” diye çağırdı. Saldırgan ateş etse de araçların arasında saklanan Aziz’i vuramadı. Aziz, saldırganın düşürdüğü silahlardan birini aldı ve arabasına fırlattı. Arabasının camı kırılan saldırgan Linwood Cami’nden uzaklaştı.

Tüm bunlar olup biterken nasıl soğukkanlı bir şekilde hareket edebildiğini sorduğum Aziz şöyle diyor: “O anda camide kadınlar vardı, çocuklar vardı, yaşlılar vardı. Benim hayatım onlardan daha önemli değil.”

Sekiz çocuk babası olan Aziz, saldırı sırasında 5, 11, 18 ve 24 yaşlarındaki oğullarıyla beraber camideydi. Çocuklarının şimdiye kadar hiçbir şiddet eylemine tanık olmadıklarını söylüyor ve “Hâlâ şoktalar, geceleri çok fazla kâbus görüyorlar” diyor.

'ATEŞ EDERKEN BİLE GERÇEK OLDUĞUNU DÜŞÜNMEDİK'

Aziz, “Yeni Zelanda’da böyle bir şey olabileceği hiç kimsenin aklına gelmezdi, hiç böyle bir şey düşünmemiştik” diyor ve camide ibadet edenlere saldırı haberinin verildiği ana dair önemli bir ayrıntı paylaşıyor: "Öyle ki saldırgan camiye girip insanları öldürürken bile bunun gerçekten yaşanmakta olduğunu düşünmemiştik. İmamlardan biri cemaate ‘Birisi kardeşlerimizi öldürüyor’ derken bile, insanlar dua etmeye devam ediyordu. Kimse inanmıyordu böyle bir şeyin Yeni Zelanda’da olabileceğine.”

Cumartesi günü yeniden ziyarete açılan El Nur ve Linwood Camilerine giden Aziz, camiye girdiği anda her şeyi yeniden yaşıyormuş gibi hissettiğini belirtiyor. “Dürüst olmam gerekirse oraya gittiğimde zihnimde çok fazla baskı vardı. Fakat güçlü olmak zorundasın, her şeyin Allah’tan geldiğini biliyorsun ve hayata devam etmek zorundasın.”

Aziz, Christchurch’te bulunan mobilya dükkânını iki hafta kapalı tutmayı düşündüğünü söylüyor ve ekliyor: "Ama sanırım bu süreyi birkaç gün daha uzatacağım. Çünkü şok devam ediyor.”

Yeni Zelandalılar, katliamda hayatını kaybedenleri "Onlar biziz" yazılı pankartlarla anmaya devam ediyor.

PSİKOLOJİK DESTEK ALACAK

Hükümet yetkililerinden sık sık telefon alan Aziz, psikolojik destek için merkezlere davet ediliyor. Yoğunluk sebebiyle şimdiye kadar gidemediğini fakat önümüzdeki günlerde psikologlarla görüşeceğini belirtiyor ve “Bu destek muhtemelen bana yardımcı olacaktır” diyor.

Dünyanın dört bir yanından gönderilen sevgi ve dayanışma mesajlarına da teşekkür ediyor: “İyi olan şey şu ki, tüm dinler, tüm mezhepler, tüm ırklar, tüm renkler Christchurch’teki Müslümanlara destek verdi. Avustralya’dan ABD’ye kadar çok farklı coğrafyalardan insanlar bize destek olmak için Christchurch’e geldi. Bizi bölmeye çalıştılar ama daha çok birleştik. Çünkü günün sonunda hepimiz insanız ve din, ırk ya da renk savaşları bizi bir yere götürmez.”

Aziz, Christchurch’teki Müslümanların Türkiye’den gelen desteğe müteşekkir olduklarını ifade ediyor: “Saldırı sonrası buraya ulaşan ilk yabancı heyet Türkiye’dendi. Müslümanlara bir şey olduğunda oraya ilk giden hep Türkiye olur. Türkiye’deki kardeşlerimize çok teşekkürler.”

Denise Jaeger: El Nur Cami kalbimin çok özel bir parçasıDenise Jaeger: El Nur Cami kalbimin çok özel bir parçası

Yeni Zelanda'da yaralanan Mustafa Boztaş: Bizi dayanışma ayakta tutuyorYeni Zelanda'da yaralanan Mustafa Boztaş: Bizi dayanışma ayakta tutuyor

Yeni Zelanda'da başörtüsü kampanyası: Aramızda bir fark yok!Yeni Zelanda'da başörtüsü kampanyası: Aramızda bir fark yok!

Saldırganı durdurmaya çalışırken öldürüldü, duvar resmiyle ölümsüzleşti...Saldırganı durdurmaya çalışırken öldürüldü, duvar resmiyle ölümsüzleşti...

Yeni Zelandalı Müslüman azınlık: 'Siz bizsiniz' denmesi bizi mutlu ediyorYeni Zelandalı Müslüman azınlık: 'Siz bizsiniz' denmesi bizi mutlu ediyor