Venezuela'da yaptırımlar kime uygulanıyor?
Venezuela'ya yönelik Amerikan yaptırımlarının gerçek mağdurları, temel ihtiyaçlarını her şekilde giderebilecek Maduro ve kabinesi değil. Asıl zarar görenler, maaşlı çalışan ve durumu bir şekilde idare eden bu ezici çoğunluk. Bu çoğunluk aynı zamanda tarihsel olarak Bolivarcı Devrim’i destekleyen ana kitle, yani işçi, memur, asker, emekçi, (topraksız) köylüler, işsizler...
Mustafa Özdemir
CARACAS - Venezuela, iki asırlık tarihinin en ağır ekonomik ve siyasi krizine ek olarak, son bir aydır ciddi elektrik ve su kesintileri yaşıyor. Su kesintilerinin nedeni suyun dağıtımı için elektriğin gerekli olması. Elektrik kesintilerinin sebebi ise hükümete göre ABD menşeili tekrarlanan sabotajlar, muhalefete göre ise basiretsiz ve hortumcu hükümet.
Bir tarafta, üç ay önce kendini devlet başkanı ilan eden, Meclis Başkanı sağ muhalif Juan Guiado, diğer tarafta Chavez’in hamisi, seçilmiş başkan Nicolas Maduro. Kimin meşru olduğu konusunda sadece Venezuela değil, dünya da ikiye bölünmüş durumda. Başta Maduro’yu devirmekte oldukça kararlı görünen ABD ve bazı Avrupa hükümetleri olmak üzere, 50 civarında ülke Venezuela Devlet Başkanı olarak muhalif Guaido’yu tanıyor. Buna karşılık aralarında Çin, Rusya ve Türkiye’nin de bulunduğu diğer ülkeler ise Maduro’yu meşru buluyor.
YAPTIRIMLAR YAŞAMI ZORLAŞTIRIYOR
Geçtiğimiz aylarda Venezuela’nın ABD’deki 7 milyar dolar nakit parasına ve 600 benzin istasyonuna Juan Guaido lehine el koyan, ayrıca aylık 1 milyar dolarlık (1) petrol alımını da durduran Washington, İran’a uyguladığı uluslararası petrol ve altın ticareti yasağını Venezuela’ya da uygulamaya başladı.
Mali yaptırımlar ülkedeki eğitim, sağlık, barınma ve gıda gibi halkın temel ihtiyaçlarını bir düzeyden karşılayan, memur maaşı ödeyen hükümetin elini dara sokuyor, bu durum da çalışanlara olumsuz yansıyor. Örneğin asgari ücreti bir varil petrol fiyatının yarısı olarak belirleyen hükümet, ocaktan bu yana doların artmış olmasına rağmen maaşlara gerekli zammı yap(a)madı. Asgari ücretler bugün 6 dolara tekabül ediyor. Ülkede kişi başı gerekli mutfak harcaması ise en az 50 dolar, halk yurtdışındaki aile fertlerinin gönderdiği paralarla (2) ve/veya birden fazla işte çalışarak durumu idare etmeye çalışıyor.
Yaptırımların gerçek mağdurları, temel ihtiyaçlarını her şekilde giderebilecek Maduro ve kabinesinden öte, maaşlı çalışan ve durumu bir şekilde idare eden bu ezici çoğunluk. Bu çoğunluk aynı zamanda tarihsel olarak Bolivarcı Devrim’i destekleyen ana kitle, yani işçi, memur, asker, emekçi, (topraksız) köylüler, işsizler. (3)
İLAÇLAR KARABORSADA
Bu ekonomik koşullarda kronik sağlık problemleri olanlar belki de durumları en zorda olanlar. Ülkede tıbbi malzeme ve ilaç kıtlığı yaşanıyor, örneğin tansiyon, kalp, astım ve ateş için ilaçlar güçlükle bulunuyor. Sektörün karaborsası oluşmuş durumda.
Geçen ay, Venezuelalı bir şirketin yurtdışından satın aldığı ilaçları taşıyacak olan İspanyol Iberia Havayolları’nın, yaptırımları gerekçe göstererek ilaçları Venezuela’ya götürmek yerine, alınan ülkeye iade etmesi hasta yakınlarının ve hükümetin tepkisini çekmişti. Ayrıca devletin kendi eczaneler zinciri ve kısmi de olsa ücretsiz ilaç dağıtım merkezleri bulunuyor. Hükümet yetkilileri, yaptırımların tıbbi gereksinimlerin ithalini zorlaştırdığını beyan ediyor.
Venezuela’nın yiyecek ihtiyacının ancak yüzde 25’ini ürettiği söyleniyor, diğer yüzde 75’i ithal ürün. Maduro hükümeti gıda ithal ediyor, örneğin her ay 6 milyon aileye bir iki poşet gıdayı (4) uygun fiyata dağıtıyor. Gıdanın da karaborsası var. Ayrıca hükümet özel tarihlerde, farzı misal 19 Mayıs'ta gençlerin ya da 8 Mart'ta kadınların, 29 Ekim'de hemen herkesin banka hesaplarına genelde asgari ücreti geçmeyen bir para (bonus) yatırıyor.
Hiperenflasyon altında ezilen milyonlarca aile için bu yardımların her biri kritik önemde. (5)
Lafın kısası, Venezuela’da değirmenin dönmesi, evlerde tencerenin kaynaması petrol ihracatına ve temel ihtiyaçların ithal edilebilmesine bağlı ama yaptırımlar bunu zorlaştırıyor.
Bir süredir komşuları ile sınırları kapalı olan Venezuela’da kara ticareti de durmuş durumda. Maduro hükümeti Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle ticaretini güçlendirerek çarkı çevirmeye çalışsa da yaptırımların ekonomiye olumsuz etkilerini önlemek kısa vadede mümkün görünmüyor. Geçen yılı yüzde 1.3 milyon (hiper)enflasyonla kapatıp, bu yıla siyasal çalkantılarla başlayan, bir aydır da elektrik kesintileri ile adeta savaş koşullarını deneyimleyen halkı daha zor günler bekliyor gibi duruyor.
Ve de geceler...
1. 2018’de Venezuela’nın aylık petrol ihracatı yaklaşık 2.25 milyar dolardı.
2. BM raporlarına göre krizden dolayı nüfusun yüzde 10’u göç etti.
3. Uluslararası yaptırımların asıl amacının, 'çoğunluğu açlıkla ve yoksunlukla terbiye ederek' siyasal tutumlarını değiştirmek olduğu iddiası ilgi çekiyor.
4. İçinde Türkiye’den gelen ürünlerin de olduğu, makarna, un, şeker, yağ, pirinç, bakliyat, süt tozu gibi tüketim maddelerinden oluşan bir poşet dolusu yiyecek.
5. Bolivarcı hükümet petrol ihracatından edindiği gelirin yüzde 70’ini sosyal harcamalara ayırdığını söylüyor.