Çin-ABD ticaret müzakereleri ve Trump’ın geleceği
ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmeleri devam ediyor. Anlaşmanın mayıs ayında imzalanması bekleniyor. Çin ile ABD arasındaki görüşmeler yalnızca ABD’nin stratejik hesapları için değil Trump’ın ikbali için de çok önemli.
ANKARA - Dünya ekonomisindeki yavaşlama sinyalleri, son günlerde küresel gündemde geniş yer buluyor. Küresel ekonominin seyrine etki eden başlıklar arasında, ABD ile Çin arasında süren ticaret savaşları da var.
Bu savaş, ABD’nin Çin’e dönük gümrük tarifelerinin yükseltmesi ve Çin’in buna karşılık vermesine dayanıyor. Ancak bu adımlar her iki ülke ekonomisine de olumsuz etki etti. Bu nedenle iki ülke arasında mekik diplomasisiyle gümrük tarifeleri konusunda uzlaşı zemini aranıyor.
TİCARET SAVAŞI NEDEN BAŞLADI?
Ticaret savaşı, gümrük tarifeleri ve vergiler yoluyla bir ülkede üretilen ürünlerin hedef alınması ve diğer tarafın da buna karşılık vermesi demek. Bu çerçevede ABD, Temmuz 2018’de Çin’den ithal edilen 53 milyar dolar değerindeki ürünün gümrük tarifesini yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkardı. Ne oluyor demeye kalmadan Eylül 2018’de 200 milyar dolar değerindeki ürünlere de aynı tarife uygulandı.
Washington’un bu hamlelerine Pekin aynı yöntemle karşılık verdi. Çin, 2018’de ABD’den gelen 110 milyar dolar değerindeki mal ve hizmete yaptırım uyguladı ve gümrük tarifesi yüzde 25’e çıkarıldı.
MÜZAKERE SÜRECİNDE KARA GÖRÜNDÜ MÜ?
İki ülke arasındaki restleşme, Aralık 2019’daki G20 Zirvesi’ndeki görüşmelerle üç aylık molaya girdi. Taraflar, mola süresi boyunca bir masa etrafında toplanmak için anlaştı.
Nihayetinde ocak ayından itibaren farklı düzeylerde bürokratların katılımıyla görüşmelere başladı. Görüşmelerin odağında tarım, teknoloji, finans, yatırımlar, fikri mülkiyet hakları ve buna dönük izlenecek yol haritası var.
Telekonferansların yanında üst düzey yöneticilerin karşılıklı katılımlarıyla mekik diplomasisi devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump, 4 Nisan’da yaptığı açıklamada, görüşmelerde ciddi mesafe kat edildiğini belirtti ve ilk defa tarih verdi. Trump, anlaşma için dört haftaya ihtiyaç olduğunu, son detaylar için de iki hafta daha gerektiğini ifade etti. Trump’ın aktarımı dikkate alındığında mayıs ayının üçüncü haftası veya son haftasında iki başkanın katılımıyla anlaşmanın imzalanması bekleniyor. Bir nevi anlaşma için kara göründü denebilir. Peki şu ana kadar hangi konuda ne kadar yol kat edildi?
İÇERİK VE YAPTIRIMLAR KONUSUNDA PAZARLIK SÜRÜYOR
ABD ile Çin küresel ekonominin başat iki aktörü ancak iki ülkede farklı ekonomi modelleri uygulanıyor. ABD pazar ekonomisi modeline sahipken Çin için bunu iddia etmek güç. Çin’de devlet, ekonominin seyrinde ve yapısında en önemli aktör.
Washington, Pekin yönetiminden ekonomideki baskın tavrını azaltılmasını istiyor. Şu ana kadar bu zeminde bir anlaşma yok. Ancak bunun görüşmelerin bel kemiği olmadığını söyleyelim.
Zorlayıcı mekanizmalar, hangi tarifelerin kaldırılacağı, vergi oranlarının sektörel dağılımı konusunda pazarlıklar sürüyor. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, özellikle zorlayıcı mekanizmalar konusunda görüşmelerin detaylı ve yoğun geçtiğini ifade etti. Mnuchin bunun gerekçesini şöyle ifade etti, “İmzalanacak pakt, taahhütlerini yerine getirmeyen tarafa cezai tedbirler öngörecek. Yani yalnızca Çin değil, ABD de beraber hazırlanan metne sadık kalmak zorunda”.Tam da bu nedenle sürecin tarafları taahhütler konusunda aceleci davranmak istemiyor.
Görüşmelerde anlaşmaya varılan bazı konular da var: Fikri mülkiyet hakları, ticari sır, ABD’li şirketlerin hükümet eliyle teknolojik paylaşımına zorlanmaması, finansal manipülasyon... Öte yandan Trump yönetimi ABD ve Japon finans şirketleri ve bankalarının Çin piyasasında etkin olması talebinde bulundu. Dahası sadece finans değil farklı sektörlerin de ABD’li şirketlere açılması talep ediliyor. Bu noktada ABD’nin korumacılığı ve serbest ticaret, finans hareketlerinin serbestisi konusundaki tavrı dikkat çekici. Açık olan ABD bu yöntemle Çin piyasasının kendisine tam açılmasını istiyor. Bir nevi güncellenmiş “Açık Kapı Politikası”. Çin bu konuda henüz net bir cevap vermedi.
TRUMP’IN İKBALİ ÇİN’E BAĞLI
Fikri mülkiyet ve ABD’li şirketlerin Çin’deki varlığı, Washington’ın stratejik hesapları. Ancak Trump yönetimi kendi ikbalini de ABD çıkarları arasına serpiştirdi. Örneğin ABD, Çin’den tarım ürünlerine uyguladığı yaptırımları kaldırmasını ya da başka sektörlere kaydırmasını istiyor.
Peki, Trump için tarım neden önemli? ABD’li çiftçiler, Trump’ın Çin’e dönük yaptırımların ve karşı yaptırımları yakından izleyenler arasında. Çin dünyadaki en büyük tüketici pazar. Özellikle soya Çin’in en fazla tükettiği ürünlerden. ABD, Çin’in bu tüketiminin sağlayıcılarından biri. 2010’dan bu yana ABDli çiftçiler ürettikleri soyanın yarıdan fazlasını Çin’e ihraç ediyor. Genel olarak ABD’nin Çin’e ihracatında tarım sektörü 30 milyar dolara yakın bir paya sahip. Çin ABD yaptırımlarına karşılık olarak tarım sektörüne ek gümrük tarifesi koydu. İşte bu durum neredeyse tamamı cumhuriyetçi olan çiftçilerin Trump ve partisine tepki duymasına neden oluyor.
2020 ABD seçimlerinde yeniden aday olmak isteyen Trump, çiftçilerin öfkesinin yansımasını 2018 ara seçimlerinde gördü. Bunun için hem partisini hem de seçmelerini yeniden yanına çekmesi şart. Tam da bu nedenle Çin’den tarım tarifeleri konusunda geri adım atması isteniyor. Çin şimdilik bu talebe hayır demedi; ancak son ekonomik verilerle gücünü perçinleyen Pekin’in ABD’den belirli tavizler isteyeceğini söylemek gerekiyor.