Üçüncü Dünya: İşçiler madencilere kurşun sıkılan Marikana Katliamı'nı unutmadı
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen madenciler yedinci yılında anıldı... Batı Papua'da sokak eylemlerinde yerel parlamento binası ateşe verildi... Uruguay’da her yıl öldürülen öğrenciler için yapılan ‘Şehit Öğrenciler Günü’ yürüyüşü, başkent Montevideo’da düzenlendi... Hepsi Üçüncü Dünya'da...
DUVAR - Bundan 7 yıl önce, Güney Afrika son elli yılda yaşanan en büyük katliamlardan birine tanıklık etti. Londra merkezli bir platin madeninde daha iyi ücret talebiyle başlayan grev, polisin doğrudan otomatik silahlarla madencilere ateş açması üzerine 34 işçinin katledilmesiyle sonuçlanmıştı. Ülkede çeşitli işçi ve siyasi örgütler, her yıl olduğu gibi bu yıl da kaybettikleri madencileri anıyor.
Görüntülerin korkunçluğu ve olayın büyüklüğü, aynı zamanda işçi sınıfı içinde büyük bir öfkeyi beraberinde getirmiş, Güney Afrika işçi sınıfı tarihi açısından önemli dönüm noktalarından biri olmuştu. Marikana'nın sembolik olarak ne ifade ettiğini daha iyi anlamak için grevin önderlerinden Mambush Noki'nin vücudunun farklı noktalarından tam 14 kez vurulduğunu söylemek yeterli olacaktır. Noki'nin grevci işçilerin en önünde yer aldığı fotoğrafları, Marikana Katliamı'yla birlikte anılan görsellerden biri...
Mgcineni Mambush Noki and 33 Fighters were killed by the ANC Government in #MarikanaMassacre & we will never forget that in service of the capitalist establishment, the ANC will do everything in its power. We should also do everything to serve the working class! No surrender! pic.twitter.com/chNFuarJhX
— Floyd Shivambu (@FloydShivambu) August 16, 2019
Öte yandan Maden İşçileri Birliği ve İnşaat Sendikası (AMCU) temsilcileri ve Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) partisi, Afrika Ulusal Kongresi (ANC) iktidarının kendi halkına yüzünü çevirdiği ve beyaz sermayenin yanında yer almayı seçtiği görüşünde. Katliamdan sonra ANC'nin tavrı da bu kurumlar tarafından samimi bulunmuyor. Nitekim bugün ülkenin başında buluan Cyril Ramaphosa o dönem fabrika yönetiminde bulunuyordu. Bu nedenle Ramaphosa'nın Twitter üzerinden yaptığı 'Marikana Trajedisi' açıklaması hakkında Güney Afrikalı yazar Sisonke Msimang "Karanlık bir yolda araba kazasında ölen insanlar bir trajedidir. Bir katliam, zengin bir iş adamının maden çıkarlarını koruma talebini ilettiği bir hükümetin, kendi vatandaşlarına ateş açmasıyla yaşanır" sözlerini yazdı.
#RememberMarikana #MarikanaMassacre #HandsOffAMCU #MakingADifference pic.twitter.com/JTBTXvlyBi
— Amcu (@_AMCU) August 16, 2019
AMCU sendikası lideri Joseph Mathunjwa'nın anmalarda sarf ettiği sözlerin hedefinde de yine ANC vardı. Eyewithness News'de yer alan habere göre, Mathunjwa ANC'yi 'beyaz sermayeninin hükümeti olmakla' suçladı, “Yoldaşlarımızın kanları, kardeşlerimizin, babalarımızın kanları, ANC'deki beyaz sermaye tarafından ele geçiriliş gerçeğini açıkça gösterdi ” ifadelerini kullandı.
We must never forget about the violent massacre of 34 black Mineworkers by the government of the ANC which took place on the 16 August 2012. Ours is to remember against forgetting. #MarikanaMassacre 💔😭😢😤😫🙏🏿 pic.twitter.com/4uqZLTyjOe
— Julius Sello Malema (@Julius_S_Malema) August 16, 2019
Üçüncü Dünya: Tacize karşı kapandıkları madenden 'eşitlik' pankartıyla çıktılar
ENDONEZYA: ÖĞRENCİLERE IRKÇI SALDIRI SONRASI YEREL PARLAMENTO ATEŞE VERİLDİ
Batı Papua'da sokak eylemlerinde yerel parlamento binası ateşe verildi. Yerli üniversite öğrencilerinin ırkçı saldırılarla gözaltına alınması üzerine fitili ateşlenen yoğun gösterilerini anlamak için bölgenin yakın geçmişi ve bugünkü hali hakkında çok kısa bilgi vermek faydalı olacaktır. Zira Batı Papua bölgesi, bağımsızlık talebi olan silahlı ya da silahsız gruplara ev sahipliği yapıyor.
19/8/19 Jayapura, West Papua
— Veronica Koman (@VeronicaKoman) August 19, 2019
Ribuan massa lumpuhkan kota menentang rasisme.
Thousands of people taking to the streets protesting racism, triggered by racists attacks against West Papuans in Java this week. This is the biggest protest in years. pic.twitter.com/T7Iu0X533c
'Papua' ismine 'Papua Yeni Gine'den (PYG) aşinayız. Oysa PYG, doğal güzellikleriyle ismini duyurmuş Gine adasının yalnızca doğu tarafında yer alıyor. Adanın batısı Endonezya'nın kontrolünde bulunuyor. Fakat bu adadaki toplumsal, siyasi yaşam ve tarih, belgesellerde sıkça görmeye alıştığımız rengarenk cennet kuşlarının kur dansları kadar hayranlık uyandırıcı değil. Eskiden Hollanda sömürgesi olan bölge 1960'ların başında oldukça şaibeli bir referandumun ardından Endonezya'ya bağlanır. Bu sırada Endonezya güçlerinin kanlı müdahaleleriyle birlikte onlarca yıl içinde adadaki bağımsızlık talebi, kimi noktalarda silahlı bir mücadele şeklinde karşımıza çıkar. Geçtiğimiz ay başında bağımsızlık için mücadele eden üç silahlı örgüt, 'Batı Papua Ordusu' ismiyle güçlerini birleştirdiklerini açıklamıştı.
Liberation Army of West Papua Prepares for Guerrilla War#WestPapua #Indonesia #GuerrillaWar #Liberationhttps://t.co/VnMkX0Iefo
— AMW English (@amw_english) July 19, 2019
Bugün Batı Papua'daki nüfusun yarısından biraz daha fazlasını Papua yerlileri oluşturmaktadır. Bağımsızlık talebi bir tarafa bölgedeki altın madenleri gibi Endonezya için önemli kaynaklar bulunmakta, bu nedenle de ülke için oldukça önemli bir yer tutuyor. Örnek vermek gerekirse Grasberg Madeni hem dünyanın en büyük altın madeni hem de dünyanın ikinci en büyük bakır madeni.
#Indonesia's military guard the world's largest goldmine Freeport in occupied #WestPapua, from where they steal the Papuans rich mineral wealth. pic.twitter.com/jlodPJyaIh
— Free West Papua (@FreeWestPapua) August 17, 2019
Gelelim bu hafta yaşanan olaylara. Bağımsızlık ve rahatsızlık verici geçmiş bir köşede dursun, bölgede ırkçılık ciddi bir sorun oluşturuyor. The Jakarta Post'da yer alan habere göre, her şey Endonezya'nın bağımsızlık günü yaklaşırken yerli öğrencilerin kaldığı yurtta Endonezya bayrağına zarar verildiği iddiası üzerine başlıyor. Haberde yurdu abluka altına alanlar arasında aşırı milliyetçi ve İslamcı grupların bulunduğu belirtiliyor. Bununla birlikte kolluk kuvvetlerinin onlarca Papualı öğrenciyi 'maymunlar' gibi ırkçı hakaretler sarf edişi, durumu daha da alevlendiren bir etken. Yurdu kuşatan gruptan dolayı mahsur kalan öğrencilere yiyecek götüren iki Endonezyalı öğrenci de polisin hedefi oldu ve gözaltına alındı. Oysa Endonezya polisi tarafından yapılan açıklama 'güvenlik güçlerinin yatıştırıcı amaçla bölgede olduğu' yönündeydi. Sonuç olarak polis gaz bombalarıyla yurda girdi ve 43 öğrenci gözaltına alındı.
“Hey monyet, ke luar!”
— Veronica Koman (@VeronicaKoman) August 19, 2019
“Hey monkeys, get out!” “Hey, monkeys!” “Monkeys!” pic.twitter.com/SwfTUAJZcu
'Maymun', Endonezya'da Papua yerlilerine karşı sıkça kullanılan bir ırkçı kelime. Dolayısıyla bu olayın sonrasında Papua'da başlayan eylemlerin de merkezinde de bu itham oldu. “Biz maymun değiliz”, “Maymunsak bizden bayrak sallamamızı istemeyin” gibi sloganların yanı sıra, bağımsızlık talebi de Batı Papua sokaklarında rahatlıkla işitildi.
We are a proud people who want to be free. We are Melanesian. We are not Indonesian. #FreeWestPapua pic.twitter.com/cvVItlYVl4
— Free West Papua (@FreeWestPapua) August 19, 2019
Başta Batı Papua'nın başkenti Jayapura olmak üzere çeşitli bölgelerde başlaya eylemler sonucunda yollar kapatıldı, yerel parlamento binası ateşe verildi. Bağımsızlık Günü'ne gölge düşürmek istemeyen kolluk kuvvetleri 150'den fazla göstericiyi göz altına aldı.
Thousands of people have taken to the streets in West Papua (or East Java) after Papua student dorms were raided by Indonesian police. There are reports 43 students were arrested for allegedly bending the flag pole of an Indonesian flag. pic.twitter.com/Kp70FjaDk9
— Jake Hanrahan (@Jake_Hanrahan) August 19, 2019
URUGUAY: 'ÖĞRENCİ ŞEHİTLER' YÜRÜYÜŞÜNE ON BİNLER KATILDI
Latin Amerika ülkesi Uruguay'da her yıl öldürülen öğrenciler için yapılan 'Şehit Öğrenciler Günü' yürüyüşü, başkent Montevideo'da düzenlendi. Onbinlerce öğrencinin oluşturduğu gece yürüyüşü kortejlerine çeşitli üniversite hareketleri katılım gösterdi.
#Uruguay 14.08: Thousands of students demonstrated in #Montevideo to commemorate the "Student Martyrs' Day".
— th1an1 (@th1an1) August 15, 2019
On August 14 1968, the dentistry student Líber Arce , was the first student killed by the police forces under the government of Jorge Pacheco Areco. pic.twitter.com/7xnAU1fYbi
Bu gün, 1968 yılında öldürülen bir komünist öğrenciden dolayı anılıyor. Liber Arce isimli Komünist Gençlik Birliği üyesi dişçilik öğrencisi, Jorge Pacheco Areco döneminde öldürülen ilk öğrencidir. Ülkenin diktatörlük yılları boyunca komünist, sol, sosyalist ve demokrat pek çok öğrenci öldürülür. Arce'nin polis tarafından vurulduğu gün olan 14 Ağustos'ta, her yıl büyük yürüyüşlerle öğrencilerin verdiği kayıplar anılıyor.
Montevideo Portal'da yer alan habere göre, "Mücadelesi yaşamaya devam ediyor. Korkuya ve geri adım atmaya karşı" pankartı arkasında yürüyen öğrenci hareketlerinden bir temsilci, Mauro Conti, gazeteye verdiği demeçte bu günün kendileri için aynı zamanda daha iyi ücretsiz eğitim koşulları için mücadele anlamına geldiğini söyledi. Conti, öğrenci şehitlerin bayrağını yükselterek Latin Amerika'daki muhafazakar ilerleyişe karşı mücadele etme gerekliliğinin altını çizdi.
14/agosto/2019. Montevideo, Uruguay.
— Santiago Mazzarovich (@smazzarovich) August 15, 2019
Movilización por el Día de los Mártires Estudiantiles. pic.twitter.com/n2dJiZJ4CP
Latin Amerika'nın en zengin bölgelerinden olan Uruguay, kıtada yükselen sağa karşı 'bağışıklığını koruyor' gibi görünse de, iktidardaki sol tandanslı Geniş Cephe'yi (Frente Amplio-FA) zor bir seçim bekliyor. Anketlerde favori görünen FA'nın oylarında düşüş ve sağ, neoliberal partilerde yükseliş, komşu Brezilya gibi Uruguay'da da gözlenecek mi, ekim sonunda yapılacak olan genel seçimler gösterecek...
14 de agosto, día de los mártires estudiantiles📷. pic.twitter.com/niHZHzW1Hs
— ˢᵒᶠⁱᵃ📷 (@sofiAcuarela) August 15, 2019
Üçüncü Dünya: ABD 'enternasyonalist' Kübalı doktorların peşinde!