Dünya Forum: Greta Thunberg / On altısında bir kahraman
İklim krizi büyüdükçe, tartışmaların kapsamı ve ciddiyeti de büyüyor. Yerkürenin geleceğinin kritik bir eşikte olduğu bu dönemde, son bir yıldır gencecik bir hanımefendi küresel medyanın kahramanlarından biri haline geldi. Greta Thunberg BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada kendisini tanıyan-tanımayan milyonlarca insanın sevgisini kazanırken, sürdürdüğü mücadele hiç de kolay yürüyecek gibi görünmüyor.
DUVAR- Greta Ernman Thunberg, 3 Ocak 2003’te İsvaç’te dünyaya geldi. Annesi Malenda Ernman, 2009 Eurovision Şarkı Yarışması’nda İsveç'i temsil eden bir opera sanatçısı ve aktör babası Svante Thunberg. Daha sekiz yaşındayken küresel ısınma tehdidinin farkına vardı ve bu soruna çözüm bulmak için neden bu kadar az şey yapıldığını anlamakta güçlük çekti.
Greta, henüz 11 yaşındayken yaşadığı çaresizlik duygusundan dolayı "seçici mutizm” adıyla bilinen bir rahatsızlığa yakalanarak depresyona girdi ve konuşmayı bıraktı. Ayrıca kendisine 'Asperger Sendromu’ teşhisi kondu. Asperger sendromu yaşayan çocukların sosyal iletişim becerisi sınırlıdır; ayrıca sürekli tekrarlanan konuşma ve davranışlarla bilinirler. Genellikle hafif bir otizm biçimi olarak kabul edilir ve obsesif-kompulsif bozuklukla benzeşir. Thunberg, o zamanlar etrafındaki çocukların sohbetinden hoşlanmadığını ve uzun yıllar boyunca çok sessiz ve utangaç bir öğrenci olduğunu söylüyor. Buna karşın, utangaç kişiliği, birçok yönden sosyal bir eylemci olarak hoşumuza gitmeyen gerçekleri dile getirdiği rolü için belki de kusursuz bir altyapı hazırladı.
SORUNUNU MÜCADELEYLE YENDİ
Bir yıl önce, Greta Thunberg adı bilinmiyordu. Bununla birlikte, "iklim değişikliği” kelimeleri herkesin bildiği şeylerdi. Eriyen buzdağları, beslenemediği için korkunç biçimde zayıflamış kutup ayıları ve plastiklerle dolup taşmış okyanuslar, dünya genelindeki sağcı ve neoliberal hükümetlerin derdi olmasa da artık kaçınılmaz bir sonun habercisi haline gelmişti. Şimdiyse, iklim krizini düşündüğümüzde, muhtemelen hepimiz Thunberg’i ve gezegeni kurtarmak için dünyanın geri kalanını uyandırma konusundaki kararlı tavrını anımsıyoruz. Akranlarından gelen yoğun destek neticesinde bu İsveçli genç kadın, Avrupa’yı ve dünyanın geri kalanını beklenmedik biçimde etkilemeyi başarıyor.
Greta, 2018’de, henüz 15 yaşındayken bir adım öne çıktı ve İsveç Parlamentosu önünde iklim değişikliği krizine karşı bir protesto eylemi gerçekleştirdi. O esnada verdiği demeçte şunları söylüyordu: “Bunu yapıyorum çünkü başka hiç kimse bir şey yapmıyor. Yapabileceğimi yapmak benim ahlaki sorumluluğum. Politikacıların iklim sorununa öncelik vermesini, iklim krizine odaklanmasını ve bu krizi çözecek biçimde davranmasını istiyorum,” diyordu. Birçok kişi Thunberg’e okulda olması gerektiğini söyledi. O ise “Burada kitaplarım var. Ama aynı zamanda şunları düşünüyorum: Burada nelerden mahrum kalıyorum? Okulda ne öğreneceğim? Gerçekler artık önemli değil. Politikacılar bilim insanlarını dinlemiyorken ben neden dinleyeyim?”
Çağrıcısı ve eylemcisi olduğu okul grevi hızla dünyaya yayıldı ve özellikle çevresel sorunlar ve küresel ısınma konularında herkesin tanıdığı bir sözcü haline geldi. Thunberg, önde gelen siyasi isimlerle konuşmak için dünyayı gezdi ancak yolculuklarında uçak kullanmadı. Zira uçakların küresel ısınma sorununda büyük bir pay sahibi olduklarını ifade ediyordu. Herhangi bir siyasi harekete bağlı olmadığını söylerken, yakın gelecekte dünyayı sarsacak çevresel felaketi tersine çevirmek için acilen harekete geçmemiz gerektiğini dile getiriyor. 16 Nisan’da yaptığı bir konuşmada mevcut durumu şöyle betimliyordu; “Evimiz yanıyor, ben evimizin yandığını söylemek için geldim.”
Greta, artık iklim krizi hakkında yarattığı farkındalık nedeniyle dünya çapında tanınan bir figür haline geldi. Geçtiğimiz yıl, Thunberg Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Norveçli Sosyalist Milletvekili Freddy Andre Ovstegard, “Greta Thunberg’i önerdik, çünkü iklim değişikliğini durdurmak için hiçbir şey yapmazsak, savaşlara, çatışmalara ve daha fazla mülteciye neden olacak,” diyordu.
Greta geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Amerika ziyaretinde, mesajını ABD, Kanada, Orta Amerika ve Güney Amerika’ya yaymayı hedefledi. ABD ziyareti esnasında, iklimi krizini her fırsatta yalanlayan Başkan Donald Trump ile konuşmayı reddetti ve bunun sadece zaman kaybı olacağını belirtti. Bunun yerine, ABD eski Başkanı Barack Obama ile buluştu. Obama, İsveçli genç kadınla buluşması sonrası yayınladığı mesajda, “Sadece 16 yaşında olan Greta Thunberg, şimdiden gezegenimizin en büyük savunucularından biri. Kendi neslinin iklim değişikliğinin yarattığı sıkıntılara göğüs germesi gerektiğini kabul ederek, gerçek bir eylem için baskı yapmaktan korkmuyor,” açıklamasında bulundu.
Thunberg, kısa süre önce iklim krizi hakkında kısa bir film çekmek için İngiliz yazar, gazeteci ve eylemci George Monbiot ile bir araya geldi. Greta “Bu bir tatbikat değil” diyor, “Benim adım Greta Thunberg ve bir kitlesel yok oluşun başlangıcını yaşıyoruz.” Videoda, Thunberg fosil yakıtların kullanımını durdurmanın önemini anlatıyor. “Ama bu tek başına yeterli olmayacak,” diyor. İkili, küresel fosil yakıt sübvansiyonlarına doğal tabanlı çözümlerden 1000 kat daha fazla para harcadığımızı vurguluyor. Aktardıkları kadarıyla, doğal yoldan iklim krizi çözümleri, krizi yaratan ve sürmesine neden olan süreçte harcanan paranın sadece yüzde 2’sine tekabül ediyor.
Geçtiğimiz aylarda petrol üreten ülkeler birliği olan OPEC, Thunberg’i ve onunla hareket eden genç iklim eylemcilerini, fosil yakıt endüstrisi için en büyük tehdit ilan etti. Thunberg’se OPEC’e verdiği yanıtta teşekkürlerini iletiyordu. “Şimdiye kadar aldığımız en büyük iltifat bu.”
İKLİM KRİZİNİN DURUMU
Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından 2018 sonunda yayımlanan bir rapor, toplumun her alanında “eşi benzeri görülmemiş değişiklikler” yapılmasını talep ediyor. Rapora göre, harekete geçmememiz halinde, yükselen küresel sıcaklıklar, sel, kuraklık, orman yangınları ve milyonlarca insanı ilgilendiren gıda kıtlığı gibi sosyal ve çevresel felaketler açısından tehlike daha da büyüyecek.
Thunberg, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda "Evimiz yanıyor,” demişti. "İklim değişikliği konusunda başarısız olduğumuzu kabul etmek zorundayız. Mevcut halleriyle bütün siyasi hareketler bunu yaptı ve medya geniş bir halk kesiminin bilinçlendirilmesi konusunda başarısız oldu.” Ardından, “Hayattaki hiçbir şeyin siyah veya beyaz olmadığını söylüyorsunuz. Ama bu bir yalan. Çok tehlikeli bir yalan. 1.5 derecelik ısınmayı ya önler ya da önlemeyiz. Ya bu geri dönüşü olmayan zincirleme reaksiyonun insanların kontrolünden çıkmasına izin verir ya da bundan kaçınırız,” diyerek restini çekti.
Thunberg mesajında gayet sert ve doğrudan bir mesaj veriyor. Göründüğü kadarıyla bu tavrı şimdilik işe yarıyor. Karşı cenahın sözcüsü OPEC, yerküreyi savunma hareketinin “sektöre yatırım da dahil olmak üzere ticari politikaları ve kurumsal kararları etkilemeye başladığını” dile getiriyor. Yetkililerin kendi ailelerinin baskısını hissetmeye başladıklarını da vurguluyor: “Çocuklarımız bize kendi geleceklerinin nasıl olacağını soruyor. Akranları, sokaklarda bu sektöre karşı kampanya yürütüyorlar.”
Petrol, iklim krizini ortaya çıkaran en büyük endüstri kolu, diğeriyse hayvansal tarım. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre, et tüketimiyle mücadele, dünyanın en acil sorunu. Kurum, geçen yıl yaptığı açıklamada, “hayvanları bir gıda üretim teknolojisi olarak kullanmamız bizi felaketin eşiğine getirdi,” diyordu. “Hayvancılıktaki sera gazı ayak izi, otomobil, kamyon, otobüs, uçak ve gemilerle rekabet ediyor. Hayvancılık ölçeğinde büyük bir düşüş olmadan Paris’in iklim hedeflerine ulaşmanın bir yolu yok.”
Hayvancılığın gezegen üzerindeki devasa etkisi nedeniyle, Thunberg et yemiyor. Vegan bir beslenme tarzını benimsemiş. Bu yılın başlarında yapılan bir röportajda, ebeveynleriyle iklim krizi hakkında konuşmanın ve onları et yememeye ikna etmenin nasıl olduğunu şöyle aktardı; “Başlangıçta, diğerleri gibiydiler. ‘Endişelenme, birileri gelecekte bir şeyler icat edecektir. İnsanlar bunu kontrol altında tutuyor,’ diyorlardı. Ancak bu konuda daha fazla okuduğumda, kontrolümüz altında olmadığımızı anladım. Ve sonra endişelenmeye başladım. Onlara geleceğimizi çaldıklarını söylemeye devam ettim… Sonra hayatlarında değişiklikler yapmaya karar verdiler.”
15 Mart 2019 Cuma günü, iklim değişikliği hareketine yönelik okul grevini desteklemek için 1,6 milyon insan sokaklara çıktı. Bu, şimdiye kadar gördüğümüz en büyük küresel iklim eylemi olarak tarihe geçti.
KARALAMA KAMPANYALARI, ATIŞMALAR VE ELEŞTİRİLER
Üç haftalık bir tekne yolculuğunun ardından ABD’ye giden Greta, henüz yoldayken Trump’ın ekibi tarafından yuhalanmaya başladı. Greta’yı ‘sözde iklim değişikliğinin eylemci kuklası’ olmakla suçlayan bir dizi yorum ve mesajın yanı sıra, onu yalan söylemek ve ekonomi ve ilerlemeye zarar vermekle itham eden yazılar da özellikle sağcı basın kuruluşlarında çokça yinelendi. Bu iftira ve karalama kampanyasına karşı duruşunu bozmayan genç İsveçli, BM’de yaptığı konuşmada, içinde biriken öfkeyi bir anda açığa çıkarmaktan imtina etmedi. Yaptığı konuşma alkışların yanı sıra homurdanmalarla da karşılandı.
Başkan Donald Trump’ın geçen pazartesi geç saatlerde attığı tweet’e yanıt olarak, twitter biyografisini değiştirerek yanıt verdi. Başkan’ın mesajı, Thunberg’in “İnsanlar acı çekiyor, insanlar ölüyor, tüm ekosistemler çöküyor, kitlesel bir yok oluşun başındayız ve tüm konuşabildiğiniz para ve masallar, sonsuz bir ekonomik büyüme,” mesajına bir yanıt niteliğindeydi. Başkan, “Parlak ve harika bir geleceği olmasını dört gözle bekliyorum, çok mutlu bir genç kız gibi görünüyor,” diyerek, Greta’ya ilişkin imalı ve alaycı bir mesaj yayınladı.
Trump’ın mesajını yayınlamasından on iki saat sonra, Thunberg’in Twitter biyografisi “Parlak ve harika bir geleceği bekleyen çok mutlu bir genç kız” diye değiştirildi. Trump görünüşte alaycıydı; çünkü Thunberg’in pazartesi günü Birleşmiş Milletler İklim Eylemleri Zirvesi’ndeki konuşması, “parlak ve harika bir gelecek” bir yana, alabildiğine karanlık bir portre çizmişti. "Hayallerimi ve çocukluğumu boş sözlerinizle çaldınız” demişti. Ayrıca, konuşmasında iklim değişikliğine yönelik mevcut çözümleri eleştirerek yetersiz gördüğünü de belirtmişti.
Greta hakkında dile getirilmeyen, getirilse de pek üzerinde durulmayan bir mesele ise kısa sürede yakaladığı şöhretin nasıl yaratıldığıyla ilgili. Annesinin sahip olduğu ün sayesinde henüz birkaç aylıkken dünya liderleriyle görüşmelerde hazır bulunan Greta, son ABD seyahatinde annesinin ekibi tarafından organize edilen bir yelkenli yat yolculuğu gerçekleştirdi. Greta’nın kendisine eleştirel açıdan bakan çevreler, yolculuğun sponsorları arasında petrol ve petro-kimya şirketlerinin de bulunduğunu dile getiriyorlar. İddialar henüz net bir görünüme kavuşmasa da ziyadesiyle dikkat çekici.
Son İstanbul Bienali’nde de görüldüğü üzere, daha fazla kâr uğruna doğal yaşamı yok etmekte beis görmezken, artık bir ölüm döngüsüne girmek üzere olan dünyayı savunma adına gerçekleştirilen etkinliklere iklimi katleden şirketlerin sponsorluk yapması gayet düşündürücü. Bu, bir cinayet soruşturmasının, olayın faili tarafından yürütülmesini andıran acı bir ironi gibi. Neoliberal saldırganlık karşısında şu ana dek geri adım atmayan Greta’yı bekleyen tehlikeler arasında küresel sermayenin ikiyüzlü sponsorluk oyunları, baş etmesi zor bir seviyeye gelen şöhret ve milyonlarca insanın önünde bir davanın savunuculuğunu yürütmenin türlü zorlukları duruyor.
Büyük bir destek ve çeşitli eleştirilerin ortasında yoluna devam eden Greta, yakın gelecekte çok daha büyük eylemlere öncülük edeceğine dair her türlü işareti verirken, tüm temennimiz, kendisinin neoliberal saldırganlığın savunuculuğunu yapan politika ve medya kurtlarına yem olmaması.
Kaynaklar:
https://www.biographyonline.net/people/greta-thunberg.html
https://www.livekindly.co/climate-activist-greta-thunberg-biography/