Korona ile mücadelede üç strateji

Korona virüsüyle baş etmeye çalışan dünyada hükümetler üç temel strateji uyguluyor: "Tam karantina uygulamak, virüsün kontrollü bir şekilde yayılmasına çalışmak ve hiçbir şey yapmamak." İngiliz araştırmacılar her stratejininin nasıl bir sonuç doğuracağını da raporlaştırdı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Korona virüsü salgınının önüne geçmeye çalışan hükümetler farklı stratejilere başvuruyor. Bazıları Çin’deki gibi tam karantina uyguluyor, bazıları olabildiğince fazla sayıda test yaparak belirti göstermeyen vakaları bile izole ediyor. İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler ise kamuoyunda ‘sürü bağışıklığı’ olarak bilinen, kontrollü salgın stratejisini savunsalar da son günlerde önlemleri artırmaya başladı.

Peki, virüsle mücadelede hangi stratejiler uygulanabilir? Hangi yöntem hangi sonuçlara yol açabilir? 

'18 AY' VURGUSU

İngiltere’nin başkenti Londra’daki Imperial College’dan araştırmacılar, İngiliz hükümetine sunmak üzere hazırladıkları raporda üç farklı stratejinin modellerini çıkardı. Modellemede, İngiliz hükümetinin ilk başta uyguladığı strateji değiştirerek, en az 18 ay boyunca çok geniş kapsamlı önlemler alması gerektiği sonucuna varıldı. Raporun İngiliz hükümetinin yanı sıra Amerikan hükümetine de iletildiği, iki ülkede de son günlerde açıklanan sıkı önlemlerin bu sayede hayata geçirildiği belirtiliyor.

BASKILAMA, YATIŞTIRMA, SEYRETME

Salgın hastalıklar uzmanı Profesör Neil Ferguson’un başkanlığını yaptığı çalışmada, Çin, İtalya ve Güney Kore'deki verilere dayanarak, üç strateji üzerinden hesaplamalar yapıldı. "Her stratejinin kendine göre zorlukları var" denilen raporda, yöntemler şöyle tanımlandı:

Baskılama (Suppression): Salgını yayılmadan durdurabilmek bulaşma zincirini kırmak, yani Çin'deki gibi hareketi ciddi biçimde kısıtlayan sert önlemlerle vaka sayısını sabit tutmayı hedeflemek. Ancak rapora göre, bu stratejinin tam anlamıyla hayata geçirilip başarılı olabilmesi için 18 ay boyunca veya en azından aşı bulununcaya kadar uygulanması gerekiyor.

Yatıştırma (Mitigation): İngiltere’nin geçtiğimiz hafta açıkladığı strateji, yani virüsün yayılmasını yavaşlatarak salgını bir şekilde kontrollü olarak yaymak. 'Eğriyi düzleştirmeye çalışmak' olarak da yorumlanan bu strateji, vakaların sağlık sistemini kilitleyecek boyutlara ulaşmasını önlemeyi amaçlıyor. Eş zamanlı olarak da, yaşlılar ve diğer risk gruplarına ağırlık veriliyor.

Hiçbir şey yapmamak: Virüsün yayılmasını engellememek.

HANGİ SENARYO NEYE YOL AÇACAK?

Raporda, İngiltere’nin üçüncü senaryoyu izleyip hiçbir şey yapmaması halinde ağustos ayına kadar virüsün nüfusun yüzde 81'ine virüsün bulaşacağı, 510 bin kişinin öleceği tahmini yapıldı.

‘İNGİLTERE’DE 250 BİN, ABD’DE 1.2 MİLYON KİŞİ ÖLEBİLİR’

İkinci strateji olan yatıştırmanın tercih edilmesi halinde, 250 bin kişinin öleceği ve yoğun bakım ünitelerinin çökebileceği öngörüsünde bulunuldu. Bu senaryonun ABD’de uygulanması halinde, 1.2 milyon kişinin ölebileceği de belirtildi.

'HİÇBİR ŞEY YAPILMAZSA 2.2 MİLYON AMERİKALI ÖLÜR'

Hiçbir şey yapılmadığı senaryoda, virüsün ABD'de yaklaşık 264 milyon kişiye, yani nüfusun yüzde 81'ine bulaşacağı hesaplandı. Bu kişilerden 2.2 milyonunun öleceği, yani 70 yaş üzeri Amerikalıların yüzde 4 ila 8'inin hayatını kaybedeceği tahmininde bulunuldu.

Araştırmacılar analizlerinde, hem ölümlerin ve vaka sayılarının azaltılması, hem de sağlık sistemleri üzerindeki yükün kontrol edilebilmesi için baskılama stratejisinin en doğru yöntem olduğuna kanaat getirdi. Bu senaryoda bile ölümlerin on binlere yükselebileceği belirtildi. (DIŞ HABERLER)