Sosyal teması takip etmek için hangi uygulamalar kullanılıyor?
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında alınan karantina önlemlerinin takibi için telefon uygulamaları kullanılmaya başlandı. Çin'de sağlık durumunu takip etmek için QR kod yaygın olarak kullanılırken, Güne Kore'de 'karantina bilekliği' uygulaması gündeme getirildi.
DUVAR - Korona virüsü nedeniyle dünya genelinde vaka sayısı 3 milyonu, ölü sayısı 210 bini aştı. Vaka sayılarında düşüş kaydedilen ülkelerde karantina önlemleri hafifletilirken, sosyal teması takip etmek adına hükümetlerin kullanmaya başladığı telefon uygulamaları 'gözetim' tartışmalarını da beraberinde getirdi. Peki sosyal teması takip etmek için ülkeler hangi uygulamaları kullanıyor?
AVUSTALYA'DA SAĞLIK YETKİLİLERİNE UYARI GİDİYOR
Avustralya'nın geliştirdiği akıllık telefon uygulaması, bireylerin Covid-19 teşhisi konmuş hastalarla temas edip etmediğini takip etmeyi amaçlıyor. Bluetooth sinyali kullanan COVIDSafe isimli uygulama sayesinde herhangi birisi virüse yakalanmış başka bir kişiye 15 dakikadan fazla süre 1,5 metreden fazla yaklaştığında sağlık yetkililerine uyarı gönderiliyor. Böylece virüsü taşıyan kişilerin kimlerle temas ettiği belirlenebiliyor.
ÇİN'DE QR KOD KULLANILIYOR
Akıllı telefon uygulamaları Çin'in salgının muhtemel ikinci dalgasını engellemek adına yürüttüğü mücadelede önemli rol oynuyor. Kullanıcılar QR kodu talep edildiğinde QR kodu taratarak, sağlık durumları ve seyahat geçmişleri hakkında bilgi paylaşabiliyor. Ülkede yaşayanlar toplu taşıma araçlarına binmeden veya havalimanlarına girmeden, hatta kendi evlerinin bulunduğu siteye girmeden önce bu QR kodlarını taratarak bilgi paylaşmak zorunda. Uygulama kullanıcıların virüse yakalanmış kişilerle bir araya gelip gelmediğini takip edebiliyor. Uygulamada belirtilen farklı renkler kişinin ne ölçüde risk taşıdığını gösteriyor. Buna göre yeşil renk kullanıcının engelsiz şekilde hareket edebileceğine, sarı renk 7 gün, kırmızı renk ise 14 gün karantinaya alınması gerektiğine işaret ediyor.
İTALYA'DA SEÇENEKLER DEĞERLENDİRİLİYOR
Kademeli olarak korona virüsü salgınına yönelik tedbirleri hafifletmeyi planlayan İtalya, kimlerin virüs bulaşmış kişilerle temas ettiğini tespit edebilecek bir uygulama üzerinde çalışıyor. Özel hayatın gizliliği ve veri güvenliği konusundaki endişelerin farkında oldukların belirten Teknoloji Bakanı Paola Pisano uygulamanın ülkeyi göreceli olarak normal hayata döndüreceğini söyledi.
Takip ve tıbbı desteği amaçlayan uygulama için şimdiye kadar hükümete teknoloji şirketleri tarafından yüzlerce teklif yapıldı, şuan değerlendirme aşaması devam ediyor. Uygulamayı kullanmak zorunlu olmayacak, gönüllülük esas olacak.
GÜNEY KORE'DE 'KARANTİNA BİLEKLİĞİ' GELİYOR
Korona virüsü salgınıyla ilk karşılaşan ülkelerden olan Güney Kore, uyguladığı fazla test sayısıyla ve teknolojiyi kullanmasıyla salgını kontrol altına almada örnek gösteriliyor. Ülkedeki Salgın Kontrol ve Önleme Merkezi'nin kullandığı sistem, akıllı telefonlar aracılığıyla yetkililerin korona virüsü bulaşmış kişilerin ve karantinadaki kişilerin hareketlerini takip etmesine imkan tanıyor. Güney Kore ayrıca karantina uyarılarını dikkate almayan kişilere elektronik bileklik takmaya başlayacak. Bilekliği takmayı reddeden kişiler ise barınma ücretini kendilerinin ödeyeceği başka bir mekanda karantinaya alınacaklar.
HİNDİSTAN'DA 75 MİLYON KİŞİ UYGULAMAYI KULLANIYOR
Hindistan hükümeti korona virüsü hastalarını takip etmeyi ve kimlerle temas ettiğini saptamayı hedefleyen AarogyaSetu isimli bir akıllı telefon uygulaması hayata geçirdi. Yetkililerin verdiği bilgiye göre şimdiye kadar 75 milyon kişi uygulamayı telefonuna yükledi. 11 dilde hizmet veren uygulama Bluetooth sinyali sayesinden kullanıcıya bulunduğu bölgede korona virüsü vakası olup olmadığını bildiriyor.
ALMANYA'DA GÜVENLİK ENDİŞELERİ GÜNDEMDE
Başlangıçta yerli uygulamalar üzerinde duran Almanya daha sonra ibreyi Amerikan teknoloji devleri Apple ve Google'ın sağladığı altyapı imkanlarına çevirdi. Alman yapımı olan uygulama Pan-Avrupa Gizlilik Korumalı Yakın Takip (PEPP-PT) adını taşıyordu. Ancak uygulama verileri tek merkezde depolamasından dolayı veri güvenliği endişeleri yaratmıştı. Bu nedenle Apple ve Google'ın destek sağladığı merkezi olmayan bir yazılımda tercih kılındı. Bu şekilde veriler kullanıcının telefonunda depolanacak. (Kaynak: DW Türkçe)