Sarkastik bir barış politikası: Silah satmak
Almanya hâlihazırda dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biri konumunda yer alıyor. Merkel başbakanlığındaki büyük koalisyon hükümeti tarafından 2020 yılının ilk çeyreğinde toplam 1.16 milyar euroluk silah satışı onaylandı. Sürekli olarak silah üreten ve satan bir ülkenin organize ettiği barış konferansı ve barış çağrıları da normal olarak işe yaramıyor.
KÖLN - Greenpeace’in Barış Araştırmaları Enstitüsü Frankfurt’a (Hessiche Stiftung Friedens-und Konfliktforschung) yaptırdığı bir araştırma 1990’dan bu yana Almanya’da yönetime gelen tüm hükümetlerin asla silah ihraç edilmemesi gereken çatışma bölgelerine ve ülkelere silah satışlarını onayladıklarını ortaya koyuyor. 1971 yılında alınan kararla Almanya bağlayıcı bir ilke olarak savaş silahları ve savunma teçhizatlarını NATO dışındaki ülkelere ihraç etmekten kaçınırken 1990’dan bu yana bu ilkeyi uygulamaktan giderek uzaklaşmaya başladı.
Almanya’nın Türkiye’ye yaptığı silah satışları tepki çekerken Greenpeace’in yaptırdığı araştırma başka bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Araştırmada Almanya’nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yaptığı bilinmeyen silah satışları da listeleniyor. Ayrıca listede Brezilya, Meksika gibi ülkeler de yer alıyor. Örneğin 2014'ün Eylül ayında Meksika'da altı öğrenci, Alman silah üreticisi Heckler & Koch silahlarıyla güvenlik güçleri tarafından vurulmuş. Endonezya, Açe bölgesinde bağımsızlık yanlılarına karşı eski Alman savaş gemilerini kullanmış. Alman silah teknolojisi Suudi Arabistan'ın dâhil olduğu Yemen iç savaşında ise hala kullanılıyor.
Die Welt gazetesinin ulaştığı bu çalışma Alman silahlanma politikasının ilk sistematik değerlendirmesini oluşturuyor. Araştırmanın değerlendirme ölçütünü, 2008 yılında Avrupa Konseyi'nden geçen Almanya ve AB'nin silah anlaşmalarıyla ilgili olarak benimsediği ve tüm ülkeler için bağlayıcı olan politik ilkeler oluşturuyor. Bu ilkelerden en önemlisi, silah satışı yapılacak ülkenin insan hakları kurallarına uyup uymadığı, iç istikrarının olup olmadığının önceden kontrol edilmesi.
ALMANYA DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SİLAH ÜRETİCİLERİNDEN BİRİ
AB, uluslararası insan hukukuna saygıyı ve silah ihracatı yapılacak hedef ülkelerdeki iç istikrarın önceden kontrol edilmesi gerektiğini açık bir kıstas olarak belirtiyor. AB’nin belirlediği ilkelerin yanı sıra ayrıca Almanya’nın da NATO üyesi olmayan ülkelere silah satışını düzenlemeyi amaçlayan çok sayıda karar, norm ve prosedürü mevcut: Savaş silahları yalnızca federal hükümetin onayı ile üretilebilir, nakledilebilir ve piyasaya sürülebilir. Özel durumlarda ise ihracat kararlarından Federal Güvenlik Konseyi sorumludur. NATO üyesi olmayan ortaklara "Federal Almanya Cumhuriyet'inin özel dış ve güvenlik politik çıkarları" korunması durumu söz konusuysa istisnai olarak silah satışı yapılması onaylanabilir.
Fakat bu araştırma kriz bölgelerinde Alman silahlarının ihracatının norm haline geldiğini ortaya koyuyor, yapılan satışların hiçbirinin münferit durumlar olmadığı, Almanya’nın hem AB kriterlerini hem de kendi ilkelerini defalarca ihlal ettiğini gösteriyor. Greenpeace'in değerlendirmesine göre, Almanya’yı frenlemek için yapılmış olan düzenlemelerden ve Almanya’nın uyguladığı sorumlu silah ihracat politikasından geriye hiçbir şey kalmamış durumda. Almanya’nın üçüncü ülkelere silah teslimatını hemen durdurması gerekiyor. Fakat Almanya hâlihazırda dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biri konumunda yer alıyor. Merkel başbakanlığındaki büyük koalisyon hükümeti tarafından 2020 yılının ilk çeyreğinde toplam 1.16 milyar euroluk silah satışı onaylandı.
Özellikle son yıllarda Mısır’a yapılan silah ihracatı dikkat çekiyor. 2001-2019 yılları arasında Mısır’a 1,5 milyar euro değerinde savaş silahları ve askeri teçhizat ihracatı onaylanmış. Mısır'ın yanı sıra Cezayir de Alman’yadan silah alan ülkeler arasında yer alıyor. 2001-2015 yılları arasındaki Alman hükümetleri özellikle savaş gemileri, patlayıcılar, küçük silahlar ve mühimmattan oluşan yaklaşık iki milyar euroluk satış yapmış.
Son yıllarda Almanya’nın en çok silah sattığı ülkelerden bir de İslamcı gruplara destek veren, insan haklarını ihlal eden Katar oldu.
LİBYA SAVAŞINA TARAF OLAN ÜLKELERE SİLAH SATAN ALMANYA BARIŞ ÇAĞRISI YAPIYOR
Yemen, Libya ve başka ülkelerde Alman üretimi silahlarla savaşılıyor. Diktatörlüklerin, otokrasinin olduğu ülkelerde, Meksika örneğinde de olduğu gibi demokrasisi oturmamış ülkelerde hükümetlerin silahlı güçleri kendi halkına karşı Alman silahlarını kullanıyor.
Sürekli olarak silah üreten ve satan bir ülkenin organize ettiği barış konferansı ve barış çağrıları da normal olarak işe yaramıyor. Almanya, Fransa ve İtalya geçtiğimiz cumartesi günü ortak bir açıklama yaparak ülkelerin "Libya'da artan müdahalelerini bitirmeleri" çağrısı yaptılar. Silah ambargosuna uymayan ülkelere yaptırım olabileceğini açıkladılar.
Libya’da devam eden iç savaşa taraf olan Türkiye, Mısır ve Katar’a silah ve askeri teçhizat satan Almanya’nın silah ambargosuna uyulması gerektiği çağrısı neden ciddiye alınsın!
Yemen, Suriye ve Libya’da yaşanan ölümlerin, açlığın, göçün ilk sebebi elbette Almanya değil, savaşlardan bizzat ülkelerin kendi politikaları ve hükümetleri sorumludur. Ancak ikinci ve en önemli sebebi Almanya’nın silah satışlarıdır. Almanya başka teknoloji ve üretime sahip bir ülke olarak silah satmadan da ekonomisini ayakta tutabilir. Fakat Almanya da diğer birçok ülke gibi en kısa yoldan en hızlı biçimde kar elde etmeye çalışıyor. Kimi ülkeler bunu silah satın alıp başka ülkelerin kaynaklarını ele geçirmeye çalışarak yaparken veya yapmaya çalışırken, Almanya gibi ülkeler de savaşlardaki silah talebini karşılayarak kar elde ediyor. Savaşa silah üreten ülkeler bizzat savaşan ülkelerden barış politikasında ve demokraside daha üstün değiller. Bu nedenle de “barış talepleri” asla gerçekçi olmuyor ve işe yaramıyor.