ABD'yle Avrupa arasında İran krizi
Donald Trump yönetiminin 2018'de çekildiği nükleer anlaşma kapsamında İran'a karşı BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyduğunu açıklaması hem Tahran'ın hem de anlaşmanın tarafı olan Avrupa ülkelerinin tepkisini çekti. Almanya, Fransa ve İngiltere'nin ortak açıklamasında, 'ABD'nin çekildiği bir anlaşma hakkında söz sahibi olmadığı' vurgulandı.
DUVAR - Amerikan yönetiminin, İran ile 2015 yılında yapılan nükleer anlaşma kapsamında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kaldırdığı yaptırımları yeniden yürürlüğe koyduğunu açıklaması tartışma yarattı. ABD'nin İran'la varılan nükleer anlaşmadan Mayıs 2018'de çekilmesine rağmen yaptırım kararını tek başına yeniden uygulamaya koyduğuna yönelik açıklaması tepkiyle karşılandı.
RUHANİ: YENİLGİYLE SONUÇLANIR
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani devlet televizyonundaki açıklamasında, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koyma girişiminin "yenilgiyle sonuçlanacağını" belirterek, bu kararın uluslararası toplumun tepkisiyle karşılaşacağını söyledi. "İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Washington yönetiminin propaganda yaptığını ve kararının dayanaksız olduğunu" söyledi.
ALMANYA, FRANSA VE İNGİLTERE'DEN ORTAK AÇIKLAMA
ABD yönetiminin kararı, AB ve Güvenlik Konseyi'nin diğer üyeleri tarafından da eleştirildi. ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekildiğini ve anlaşmaya taraf olmayan bir ülkenin yaptırımların yeniden devreye sokulmasına olanak veren yasal mekanizmayı hayata geçiremeyeceği vurgulandı.
'ABD SÖZ SAHİBİ DEĞİL'
Almanya, Fransa, İngiltere'nin Dışişleri Bakanları, ABD'nin anlaşmadan tek taraflı çekildiğini ve bu nedenle sözleşmede yer alan kararları uygulamada söz sahibi olamayacağını kaydetti. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de yayınladığı açıklamada dışişleri bakanlarının görüşüne destek verdi. Fransa ve İngiltere'nin yanı sıra BMGK'nin daimî üyeleri arasında yer alan Rusya da "ABD'nin adımının diğer ülkeler için hukuki bir sonucu olmayacağını” savundu.
ABD NE İSTİYOR?
Resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olan ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerine sınırlama getiren tarihi anlaşmaya göre, İran’a uygulanan konvansiyonel silah ambargosunun süresi 18 Ekim’de sona erecek. Ancak ABD, İran'ın anlaşma yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, 18 Ekim'de sona erecek silah ambargosunun süresize çevrilmesini istiyor.
İran'ın Batılı ülkeler ile yapılan nükleer anlaşma olarak bilinen JCPOA'da belirtilen yükümlülüklere uymadığını savunan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "Gösterilen tavizler tarih boyunca bu tür rejimleri güçlendirmiştir" ifadelerini kullandı. ABD daha önce de İran'ın Kapsamlı Ortak Eylem Planı JCPOA'da belirtilen uranyum stokunun 10 kat üzerine çıktığını ileri sürmüş, BMGK'yi de "buna göz yummakla” suçlamıştı. İran'a yönelik yaptırımların sınırsız uzatılması konusunda BMGK üyelerini ikna edemeyen ABD, snapback mekanizmasını gündeme getirmişti. BM Güvenlik Konseyi, ağustos ayında ABD’nin ambargonun uzatılması girişimini reddetmiş, 15 üyeli BMGK'de sadece bir ülke Dominik Cumhuriyeti ABD'nin tasarısı lehine oy kullanmıştı.
SNAPBACK MEKANİZMASI NEDİR?
ABD Başkanı Obama döneminde yapılan anlaşmada yer alan "Snapback” mekanizması, İran’ın anlaşmanın şartlarını ihlal etmesi halinde daha önce yürürlükte olan tüm yaptırımların yeniden devreye sokulmasını garantiye almak için anlaşmaya eklenmişti. Bu mekanizma, diğer BM Güvenlik Konseyi kararlarından farklı olarak, beş daimî üyeye veto hakkı tanımıyor.
'BÜYÜK BİR KRİZ ÇIKABİLİR'
Uluslararası gözlemciler, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlardaki ısrarı uluslararası büyük bir krize evrilebileceği görüşünde. Birçok ülkenin itirazına rağmen ABD'nin gelecekteki tavrının ne olacağı belirsizliğini koruyor. ABD'nin İran ve Venezuela Özel Temsilcisi Elliot Abrams, Tahran'a yönelik yaptırımların yanı sıra Washington'un BM silah ambargosunu ihlal edenlere de yaptırım uygulamayı planladığını ifade etmişti. (DW Türkçe)