Dünyada yaşayan tüm canlılar adına...
Tartışmalar sürerken “Avrupa’da hayvan hakları nasıl, Avrupa’da neler oluyor?” soruları gündeme geldi. Ben de bu soruları ve daha fazlasını Alman Hayvan Refahı Derneği’ne sordum.
Dünyaya insan merkezli bir pencereden bakınca diğer canların yaşamı nasıl da değersizleşiyor. Gezegendeki her şey insanlar içinmiş, insan dışında bir canlıyı öldürmek bizi “katil” yapmazmış gibi geliyor değil mi? Halbuki öyle değil... İnsanlar tarafından doğasından koparılarak evcilleştirilen köpeklerden ve kedilerden tutun da kuşlardan ağaçlara, böceklerden balıklara ve saymakla bitmeyecek bir çok canlıyla dolu, kocaman bir yaşam alanı dünya... İnsan olarak can almanın bir hak olarak görülemeyeceğini düşünüyorum.
Bütün itirazlara karşın TBMM tatile girmeden bir gün önce kabul edilen yasa değişikliği teklifi de bu açıdan değerlendirmeli. “Hayvanları koruma kanunu”nda yapılan değişikliğin imzası kurumadan Türkiye’nin farklı yerlerinde gerçekleşen “toplu köpek katliamları”na şahit olduk. Bu yasa, hayvanları öldürmeyi kendine hak görenleri cesaretlendirdi. Aslında 2004 yılında çıkan hayvanları koruma yasasının dört dörtlük uygulanmamasının cezası hayvanlara kesilmiş oldu.
Değişikliğe ilişkin tartışmalar sürerken Türkiye’nin pek çok yerinde hayvanlara şiddetin dozu arttı. Her yeni güne toplu hayvan mezarları, zehirlenen köpekler ya da masum bir sokak köpeğinin kurşunlanması haberleriyle uyandık. Hayvanlara yönelik şiddetin dozu azalmış değil ve hayvanseverler, hayvanları yaşatmak için ülkenin dört bir yanında canla başla çabalıyor. Change.org’ra başlatılan “KATLİAMA, BARINAKLARA TOPLAMAYA HAYIR! #YasayıGeriÇek” başlıklı imza kampanyasını imzalayanların sayısı da 440 bini aştı. Hayvanseverler, hayvanları öldürmek veya barınaklara toplamanın popülasyon sorununu çözmeyeceğini ancak kısırlaştırılarak sayısının azalabileceğini vurguluyor.
'ALMANYA'DA NELER OLUYOR?'
Tartışmalar sürerken “Avrupa’da hayvan hakları nasıl, Avrupa’da neler oluyor?” soruları gündeme geldi. Ben de bu soruları ve daha fazlasını Alman Hayvan Refahı Derneği’ne (Deutscher Tierschutzbund e. V.) sordum. Soruları ve yanıtları özetle aşağıda paylaşıyorum:
Almanya’da sokak hayvanı var mıydı? Varsa onlara ne oldu?
Almanya'da hiçbir zaman sokaklarda yaşayan ve çoğalmaya devam eden sokak köpeği popülasyonu olmadı. Şu anda da yok. Ancak zaman zaman özellikle korkan bazı köpeklerin (özellikle de ülke çapındaki hayvan barınaklarından) “kaçtığı” ve bir süre sokaklarda kaldığı oluyor. Ancak bunlar genellikle sadece münferit olaylar. Yalnız ve sahipsiz köpekler yakalanıyor ve mümkün olan en kısa sürede hayvan barınağına götürülüyor. Ya onları arayan sahipleri gelip barınaktan alıyor ya da bir süre sonra sahiplendiriliyor. Kedilerde ise durum farklı. Bilindiği üzere Almanya’da sahipsiz kedi sorunu henüz kontrol altına alınmış değil. Bu nedenle, Alman Hayvan Refahı Derneği ve ona bağlı hayvan koruma dernekleri yıllardır, evlerde bakılan ancak ev dışına çıkarak serbestçe dolaşan kediler için ülke çapında bir kısırlaştırma zorunluluğu ve tüm kediler için ülke çapında bir kimliklendirme ve kayıt zorunluluğu talep ediyor.
'HAYVANLARI TERK ETMEK SUÇ'
Almanya'da hayvan sahiplenenlerin yükümlülükleri nelerdir? Hayvanları terk etmenin bir cezası var mı? Terk edilen hayvanlara ne olur?
Bir barınaktan hayvan sahiplenmek istiyorsanız belirli şartlar vardır. Sonuçta amaç hayvanın tekrar hayvan barınağına düşmesini önlemektir. Ancak bunlar tek tip olarak düzenlenmemiştir ve sahiplenilecek hayvana göre değişir. Her hayvan koruma derneği, sahiplendirme için hangi kriterlerin karşılanması gerektiğine bağımsız olarak karar verir. En önemli şey, hangi hayvanı nasıl alabileceğinizi önceden dikkatlice düşünmektir. Evcil hayvanları terk etmek idari bir suçtur. Para cezasının miktarı duruma göre değişir; 25 bin Avro’ya kadar çıkabilir. Hayvanlara yönelik zulüm hapis cezasıyla sonuçlanabilir.
Almanya'da hayvanları korumanın kapsamı nedir?
Hayvan refahına ilişkin düzenlemeler Alman Hayvan Refahı Yasası (Tierschutzgesetz) ile sağlanmaktadır. Alman Hayvan Refahı Yasasının 1. Maddesinin 2. Cümlesine göre, hiç kimse makul bir neden olmaksızın bir hayvana önlenebilir acı, ıstırap veya zarar veremez. Bu yasada özel durumlar için daha ayrıntılı düzenlemeler / yasaklar bulunmaktadır. Alman Hayvan Refahı Yasası'nın 17. Maddesinin 1. Fıkrasına göre, omurgalı hayvanların makul bir neden olmaksızın öldürülmesi yasaktır ve hayvanlara eziyet eden failler üç yıla kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır (Alman Hayvan Refahı Yasası 17. Madde). Alman Hayvan Refahı Yasası'nın 18. Bölümü, yukarıda belirtilen ayrıntılı yasakların ihlal edilmesi halinde 25 bin Avro’ya kadar para cezasına yol açabilecek çeşitli idari suçları da belirtmektedir.
Almanya'da güvercinlerin toplu olarak öldürülmesiyle ilgili bazı haberler okudum. Almanya'da bir referandumla hayvanların toplu olarak öldürülmesi mümkün mü? Bunun için başka bir çözüm tartışılıyor mu?
Alman Hayvan Refahı Yasası, hiçbir hayvanın makul bir neden olmaksızın öldürülemeyeceğini belirtiyor. Buna göre “toplu katliamlara” ancak haklı sebepler varsa izin veriliyor. Örneğin, hayvan hastalıkları / zoonotik kontrol veya haşere kontrolü makul nedenler olarak kabul edilir. (Ne yazık ki bazı yetkililer güvercinleri haşere olarak kabul ediyor.)
Limburg kentinde nüfusları aşırı artan güvercinlerin planlı bir şekilde öldürülmesi söz konusu. Hayvan hakları aktivistleri, bu işleme karşı bir imza kampanyası başlattı ve 3 bin 300'den fazla geçerli imza toplandı. İşlemin durdurulması için gereken, oy kullanma hakkına sahip olanların yüzde onu olan 2 bin 700 sayısı aşıldı. Alman Hayvan Refahı Derneği, bu girişimi durdurmak için Limburg'daki yetkililerle de temasa geçti. Ne yazık ki Haziran ayında yapılan referandumda Limburgluların çoğu güvercinlerin öldürülmesi yönünde oy kullandı. Bizim görüşümüze ve mevcut yasal çerçevenin yorumlanmasına göre bu plan yasa dışıdır ve hayvan refahı açısından kabul edilemez. Dava hâlâ devam ediyor ve bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar hayvanları öldürmeye başlamadılar.
Hayvan nüfusu üzerinde uzun süreli bir etkisi olan daha yumuşak ve hayvan dostu prosedürler vardır (örneğin güvercinlerin yumurtalarının değiştirildiği uygun barınaklarda yaşadıkları iyi planlanmış konseptlerin kurulması). Limburg şehri (ve birçok diğer şehir) bu yöntemi reddetti ve tartışmalı hızlı çözümlerin peşinden gitti.
Alman Hayvan Refahı Derneği, uzun yıllardan beri yabani güvercinlere saygılı davranılmasını savunuyor ve şehirleri, hayvan sayısını tolere edilebilir bir seviyede tutmak için sürdürülebilir hayvan refahı dostu yöntemler üzerinde çalışmaya ikna etmeye çalışıyor.
Son olarak, Almanya'daki hayvanseverlerin talepleri nelerdir? Sizce Almanya’da hayvanlar için neler değişmeli?
Toplumumuzun büyük çoğunluğu için hayvanlar çok önemli. Bununla birlikte, çok sayıda insanın çok düşünmeden, genellikle yanlış anlaşılmış bir hayvan sevgisiyle evcil hayvan satın aldığını görüyoruz. İnsanları, hayvan besleyen herkesin üstlendiği sorumluluk konusunda eğitmek bizim görevimiz. “Çiftlik hayvanları” olarak adlandırılan hayvanların tutulduğu, işlendiği ve genellikle acımasız koşulların hüküm sürdüğü çiftlikler nedeniyle giderek daha fazla insan hayvan dostu bir diyete geçiş yapıyor. Bununla birlikte, hâlâ çok fazla et ve hayvansal gıda tüketiliyor. Bu nedenle, hayvanları korumanın kedi ve köpekleri sevmekle bitmeyeceği konusunda farkındalık yaratmamız gerekiyor.
'KARAR ALICILAR BU SESİ DUYMALI'
Coğrafyalar farklı olsa da hayvanseverlerin mücadelesi her yerde “yaşatmak” üzerine... Bizim hayvanlarla bir arada dostça yaşayan bir kültürümüz var ve onlara zarar vermek, öldürmek kimsenin hakkı olmamalı. Birçok sorun yaşatma odaklı yöntemlerle çözülebilir. Karar alıcılar artık bu sesi duymalı.