Duvar Arkası: AK Parti-CHP ilişkileri maslahatgüzar seviyesine inecek!
Garê sonrası CHP ve AK Parti ilişkileri nasıl olacak? 'Lebaleb' kongreler için 'karantina' önerisi... TBMM'deki beş partinin ortak gündemi... Muhalefet cumhurbaşkanı tanımını tartışacak... Yeni seçim kanunu bu yıl gelecek... Aya yolculuktan önce trafoya yolculuk... Mahmut Tanal'ı heyecanlandıran 'Mahmut' önerisi... Hepsi Duvar Arkası'nda...
AK PARTİ-CHP KRİZİ: TEMASLAR MASLAHATGÜZAR SEVİYESİNE İNECEK!
PKK tarafından alıkonulan 13 kişinin ölümüyle sonuçlanan Garê operasyonu AK Parti ile CHP arasında büyük gerilime yol açtı. Ağır bilançonun ortaya çıktığı operasyon sonrası Savunma ve İçişleri bakanları önce CHP ve İYİ Parti genel başkanlarını ziyaret etti, Meclis Genel Kurulu'nda milletvekillerini bilgilendirdi. Ancak bu bilgilendirme sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştirip, “Sorumlu” ilan etmesi büyük tepkiye neden oldu. Kılıçdaroğlu’na ağır sözlerle yüklenen Erdoğan, “Sana Milli Savunma Bakanımı, İçişleri Bakanımı gönderiyorum. Seni bilgilendirsinler diye. Sen bunlara layık değilsin. Biz terörle mücadelemizi sürdüreceğiz, sen de tribünden izle” dedi. Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından AK Parti kulislerinde CHP ile AK Parti arasındaki ilişkilerin bir süre askıya alınabileceği konuşuldu. Bir parti yöneticisi de gülümseyerek, iki ülke arasında kriz yaşanan durumlarda büyükelçilerin geri çekilip diplomatik ilişkilerin bir alt seviyeye indirilmesine gönderme yaptı: “Bu olaydan sonra CHP ile ilişkilerimizi maslahatgüzar seviyesine düşürürüz...”
'AKP KONGRELERİNE KATILANLAR KARANTİNAYA ALINSIN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salgın ortamında yapılan AK Parti kongrelerindeki yüksek katılımdan övgüyle bahsedip, “Salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebalep (tıklım tıklım) dolu” sözleri hafta boyunca tartışma konusu oldu. Erdoğan’ın sözlerini Meclis gündemine taşıyan CHP’nin sağlıkçı milletvekillerinden Servet Ünsal, 8-14 Şubat kongreleri sürecinde Trabzon, Ordu, Giresun ve Rize'de Covid-19 vakalarının Ankara, İstanbul ve İzmir'in 4 katına ulaştığına dikkat çekerek, “Virüse karşı önlemlerin yok sayıldığı AKP kongrelerine katılanları karantinaya almalıyız” çağrısında bulundu. Ünsal’ın çağrısına karşılık veren ve vaka artışında birinci olan Trabzon’daki yetkililer ise kongrelerin artışta etkisi olduğunu reddetti, vakaların cenaze namazları, taziyeler ve ev ziyaretleri nedeniyle arttığını açıkladı.
5 PARTİ İKLİM KRİZİNDE ORTAKLAŞIYOR
Dünya salgınla mücadele ederken geleceği tehdit eden bir diğer önemli sorun da iklim krizi. Yapılan birçok araştırma su kaynaklarının, kirlilik, nüfus artışı, çarpık kentleşme, bilinçsiz tüketim ve en önemlisi iklim krizi nedeniyle hızla tükendiğini gösteriyor. Son aylarda barajların doluluk oranları da bu krizin işareti olarak değerlendiriliyor. Dünya ülkelerinin de ana gündem maddelerinden biri olan iklim krizi şimdi Meclis’in de gündemine geliyor. AK Partili 166 milletvekili Meclis’e küresel iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek ve kuraklıkla mücadele etmek için su kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge sundu. Bu konuda CHP, HDP, İYİ Parti ve MHP’nin de benzer önergelerinin birleştirilerek 5 partinin ortak kararıyla önümüzdeki hafta iklim kriziyle ilgili araştırma komisyonu kurulması bekleniyor. Kurulan komisyon 3 ay çalışacak. Bu konuda uzmanlar dinlenecek, alınması gereken önlemler rapor haline getirilecek.
MUHALEFET EN ÇOK CUMHURBAŞKANI TANIMINI TARTIŞACAK
Muhalefet partilerinin tamamı “güçlendirilmiş, iyileştirilmiş, demokratik parlamenter sistem” istiyor. Gelecek Partisi hazırladığı modeli kamuoyu ile paylaştı. İYİ Parti’nin bu ay sonunda kendi tasarımının lansmanını yapması bekleniyor. Gelecek aylarda da başta CHP olmak üzere diğer partiler bu konudaki çalışmalarını kamuoyu ile paylaşacak. Kuvvetler ayrılığı, yürütmenin içinden çıktığı güçlendirilmiş Meclis’i öngören çalışmalarda Cumhurbaşkanının konumu ve seçimine dairse farklı görüşler var. Partiler Cumhurbaşkanının tarafsız olması konusunda ortaklaşıyor ama yetki konusunda ayrışıyor. Kimi sadece “törensel, sembolik” bir konumdan bahsederken kimi partiler, toplumu kucaklayacak, birleştirecek cumhurbaşkanının bazı yetkilere sahip olması gerektiğini savunuyor. Muhalefet partileri arasındaki bir farklı görüş de Cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili. Cumhurbaşkanlığı sistemi öncesi uygulanan parlamenter sistemde olduğu gibi Meclis tarafından seçilmesini öneren de, millete verilen bir hakkın geri alınamayacağını belirterek halk tarafından seçilmesine devam edilmesi gerektiğini savunan da var. Önümüzdeki süreçte parlamenter sistem üzerinde ortak çalışmalar yapması beklenen muhalefet partilerinin en çok tartışacağı konulardan birinin bu olacağını söylemek mümkün.