Duvar Arkası... Dövize endeksli TL mevduat: Dua edin tutsun!
Dövizde 'dua' dönemi... Seçime ayarlı kanun... TÜİK'e isim önerileri... Kılıçdaroğlu aday olursa genel başkan değişecek mi? Hepsi Duvar Arkası'nda...
DÖVİZE ENDEKSLİ TL MEVDUAT ALLAH’A EMANET: DUA EDİN, TUTSUN
Yeni ekonomi politikası kapsamında Merkez Bankası’nın art arda faiz düşüşü gerçekleştirmesi doları fırlattı. 20 Aralık günü 19 TL’ye dayanan dolar ilk kez yürürlüğe konulan “Dövize endeksli TL mevduat” aracının devreye alındığının duyurulmasıyla geri çekildi, 12 TL’ye indi. Söz konusu yeni finansal araç açıklandıktan hemen sonra uygulanmaya başladı ama henüz yasal dayanağı oluşmadı. Geçtiğimiz hafta Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu bu yeni aracın yasal alt yapısını oluşturmak için toplandı. Uzun tartışmaların yaşandığı görüşmelerde Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Murat Zaman düzenlemeyle ilgili “Fiyat istikrarı sağlar mı?” sorusuna, “Siz de çok iyi biliyorsunuz ki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki fiyat istikrarının en büyük tehdidi dövizdir. Hani, dua edin de bu ürün gerçekten tutsun, oynaklık azalsın” dedi. Bakan Yardımcısı Zaman’ın sözleri üzerine HDP Milletvekili Garo Paylan, “Duayla olacaksa edelim ama bu işler duayla olmuyor”, CHP Milletvekili Cavit Arı, "Duayı biz değil de siz edin” diye seslendi. Daha sonra söz alan Paylan, getirilen düzenleme anayasaya aykırılıklar nedeniyle döndüğünde sistemik bir riskle karşılaşılabileceği uyarısında bulundu, “İşimiz duaya kaldı” diyorsunuz. Yani, vallahi, işi Allah’a bırakıyorsunuz ama Allah akıl fikir vermiş arkadaşlar” dedi. Bunun üzerine AK Parti Milletvekili İbrahim Aydemir, “Ne var? Söz gelimi bunu söyleriz” diye karşılık verdi.
SEÇİME AYARLI SEÇİM KANUNU GELİYOR
Başta CHP olmak üzere muhalefetin erken seçim çağrısına AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’ndan tepki var. AK Partili bir yönetici erken seçimin gündemlerinde olmadığını söylerken bu yöndeki çağrıları, “Türkiye bunları konuşmamalı. Sürekli seçim konuşan bir ülkeye yabancı yatırım gelir mi? Muhalefet bu anlamda hainlik yapıyor. Bunu konuşmamak lazım” sözleriyle eleştirdi. Erken seçimin söz konusu olmadığını söyleyen MHP’li bir yönetici de bunun kanıtı olarak mart ayında Meclis’e sunulması hedeflenen seçim kanunu değişikliği teklifini gösterdi. Yönetici, “Seçim yasası, “Derhal seçim”, “Erken seçim” olmayacağını hissettirecek bir tarihte gelecek. İşte mart ayında sunulsa nisan-mayıs ayında yasalaşsa bir yıl sonra uygulanabilir. 60 günlük seçim süreci de hesaplanınca bu 2023 Haziran ayı demek. Seçim kanunun takvimini böyle planlıyoruz ki tartışmaya mahal verilmesin” dedi.
TÜİK’E İSİM YARIŞI: NE İSTATİSTİK VEREYİM ABİME KURUMU!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son dönem açıkladığı enflasyondan işsizlik rakamlarına neredeyse tüm verilerine şüpheyle yaklaşılıyor. Muhalefet partisi liderlerinin açıklamalarında sık sık hedef konulan TÜİK her gün yeni bir isim ya da benzetme ifade ile de gündem oluyor. Sık sık “Tek Adamı Üzmeme Kurumu”, “Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu” olarak nitelendirilen TÜİK için geçtiğimiz hafta da “Rakamları Ayarlama Enstitüsü” ve “Ne İstatistik Vereyim Abime Kurumu” gibi yeni isimlendirmeler yapıldı. Görünen o ki bu isimlendirmeler önümüzdeki süreçte de devam edecek.
KILIÇDAROĞLU ADAY OLURSA GENEL BAŞKAN DEĞİŞECEK Mİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olması kadar, bunun gerçekleşmesi durumunda CHP Genel Başkanlığı koltuğunun değişip değişmeyeceği de tartışma konusu. CHP kulislerinden edinilen bilgiye göre partide bu konuda iki görüş var. Birinci görüş Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda parti rozetini çıkarıp genel başkanlıktan ayrılması gerektiğini söylüyor. Bunu savunanlar Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı makamını tarafsız bir makam gördüğü için o tarafsızlığa halel getirmemek için ayrılacağı görüşünde. İkinci görüş ise Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak kalması gerektiğini savunuyor. Dörtte üç çoğunluğun savunduğu ileri sürülen bu görüşe göre Kılıçdaroğlu’nun aday olup Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yaklaşık 2 yılı kapsayan bir geçiş süreci yaşanacak. Cumhurbaşkanı yetkisinin tam kullanılmayacağı, 'belli bir protokole bağlı yaşanacak geçiş sürecinde diğer liderler partilerinin genel başkanları olarak süreç içinde yer alırken Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakmasına gerek yok' değerlendirmesi yapılıyor. Bu tartışmada son sözü söyleyecek ise tabii aday olması durumunda, Kılıçdaroğlu olacak.