ALTILI MASA'DA 8'E 3 HESABI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında seçim tarihi için 14 Mayıs’ı işaret etti. Erdoğan’ın sözleri bir süredir seçimin öne çekilebileceği yönündeki açıklamaları da dikkate alındığında kimse için sürpriz olmadı. Hatta uzun süredir seçim hazırlıklarını sürdüren muhalefet partileri, “Tarih ilan edilse de bir an önce sahaya çıksak” değerlendirmeleri yapmaya başladı. Altılı Masa’nın seçim sürecine Cumhur İttifakı’na göre daha avantajlı gireceğini söyleyen bir partinin yöneticisi, “Düşünün kampanya başlamış, aynı gün Altılı Masa’daki 6 lider 6 farklı kentte. Cumhurbaşkanı adayı ve liderlere, yine toplumda büyük karşılığı olan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş da eklenince 8 önemli isim sahada olacak. Diğer tarafta Erdoğan’ın yanına MHP ve BBP’yi eklersek 8’e 3’lük bir tablo var. Altılı Masa olarak bu şansı iyi kullanabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ PARTİ’DEN DEVA TEPKİSİ: 3’Ü ALMAYA ÇALIŞIRKEN 10’U KAYBEDİYOR
DEVA Partisi’nin Temel Haklar Eylem Planı kapsamında vatandaşlık tanımını yeniden ele almayı teklif etmesi ve anadil ile ilgili vaatleri geçtiğimiz günlerin önemli tartışmaları arasında yer aldı. İYİ Parti’den Sözcü Kürşat Zorlu bu açıklamalarla ilgili “Masayı bağlamaz, ortak metinlerde bu konular olmayacak” yanıtı vermekle yetindi ama söz konusu vaatler parti içinde tepkiyle karşılandı. Altılı Masa’nın birlikteliğini sarsacak açıklamalardan kaçınılması gerektiğine dikkat çeken İYİ Partili bir kurmay, “DEVA’nın dile getirdiği konular İYİ Parti’nin durduğu yer dikkate alındığında kesinlikle savunmadığı konular. Hepimizin farklılıkları var ama bu dönem farklılıkların öne çıkarılacağı bir dönem değil. DEVA yüzde 3’ü almaya çalışırken, bu açıklamalarla yüzde 10 gibi bir kesimi kaybediyor” değerlendirmesinde bulundu. HDP’nin aday çıkarmasını da 'çok olumlu' olarak değerlendiren İYİ Parti kurmayları partilerinin oy oranı ile ilgili ise “Bizim oylar 15 bandına oturmuş görünüyor. Ama bunun da üstüne çıkacağız” iddiasında...
KANADA'NIN ADINI 'KÜTÜK AĞRI' YAPACAKLAR!
Meclis’te iktidar ve muhalefet milletvekilleri seçim bölgelerindeki hizmet tartışmaları nedeniyle sık sık karşı karşıya geliyor. İktidar milletvekilleri kentlerindeki hizmetleri öve öve bitiremezken muhalefet milletvekilleri ise bitmeyen sorunlara dikkat çekiyor. Geçtiğimiz haftanın tartışma konusu olan kenti ise Ağrı’ydı. AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi uzun uzun seçim bölgesinde eğitim, sağlık, ulaşım alanında yapılan hizmetleri anlattı. Çelebi’nin konuşması sırasında muhalefet milletvekilleri de her şey bu kadar iyiyse Ağrılıların neden başta Kanada olmak üzere yoğun şekilde yurt dışına göç ettiğini sordu. Bir milletvekili, “Ağrı Kanada'ya taşındı, senin haberin yok vekilim. Ağrı şu an Kanada'da yaşıyor” diye seslenirken HDP Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit de, “Kanada'nın yakında adını değiştirecekler 'kütük Ağrı' diye” dedi...
'2’Sİ BAŞÖRTÜLÜ 3 KIZIMIN KIYAFET TERCİHİ GÜVENCE ALTINA ALSIN'
AK Parti ve MHP’nin birlikte Meclis’e sunduğu başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifi TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. HDP, kapatma davasına tepki olarak toplantıya katılmazken görüşmeleri izleyen CHP ve İYİ Parti ise sunulan metinde değişiklik istedi. İki partinin de temel itirazı “dini inancı sebebiyle başını örtme” ifadesine yönelik oldu. Gelecek hafta salı günü yapılacak görüşmelerde bu ifadenin çıkarılıp yerine “Hiçbir kadın, başını örtmesi de dahil olmak üzere tercih ettiği kıyafet nedeniyle bu haklardan yoksun bırakılamaz" ifadesinin konulması istenecek. İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta bu itirazlarını kendi çocuklarını örnek vererek anlattı. Yaşları 22 ve 26 olmak üzere 3 kız çocuk babası olduğunu, bunlardan ikisinin başının örtülü, birinin başının açık olduğunu söyleyen Usta, “Ben çocuklarımın tercihine hiç karışmadım. Şimdi, ben öyle bir metin istiyorum ki üç çocuğumun yaşayışını da kıyafet tercihini de güvence altına alsın, hiç kimse başı kapalı olanın hangi nedenle kapattığını da sorgulamasın. Hiç kimseye, 'Sen başörtüsü takmışsın -altına da tayt giymiş diyelim- sen tayt giydiğine göre senin başörtün dinî inanç gereği olamaz, sen siyasal simge olarak başörtüsü takıyorsun' diye değerlendirme alanı bırakmamamız lazım. Hiç kimse benim çocuğumun başının niye örtülü olduğunu, niye başının açık olduğunu sorgulamasın, öyle bir metinle biz bu işi çözelim istiyorum” dedi.