EKONOMİDE '70 SENTE MUHTACIZ' DÖNEMİ GERÇEK OLUYOR ENDİŞESİ
Eski başbakanlardan Süleyman Demirel’in 1980 öncesi yaşanan ekonomik kriz sürecinde döviz kıtlığına dikkat çekmek için sarf ettiği “70 sente muhtacız” sözlerinin üzerinden neredeyse 45 yıl geçti. Bu sözler bugün yaşanan ekonomik kriz dolayısıyla yeniden gündemde. Muhalefet partilerinin ekonomi kurmayları kamuoyuna açıklamalarında en çok halkın alım gücündeki düşüşe dair değerlendirmelerde bulunurken arka planda yapısal sorunların getirdiği daha büyük sıkıntılara dikkat çekiyorlar. Bu da, “Türkiye bir ödemeler dengesi krizine giriyor. 70 sente muhtacız dönemi gerçekleşiyor. 1 yıldan az vadesi olan 180 milyar dolar kısa vadeli borç var. Bunun ödenmesi için dolar üretilmesi gerek. Bu risk primiyle aranacak kredi maliyeti daha da yüksek olacak. Tıkanmaya gidiyoruz. Enkaz büyüyor” sözleriyle anlatılıyor. Peki muhalefet iktidara gelirse bu enkazın altından nasıl kalkacak? Kimse olası bir iktidar değişikliğinden sonrası için pembe tablo çizmiyor ancak, gelen yeni hükümetin vereceği güvenle risk priminin aşağı ineceği, bunun da yurt dışı piyasalardan daha iyi maliyetle borçlanma imkanı doğuracağı, en azından bu sayede bugünkü sıkışıklıktan çıkılabileceği savunuluyor.
CHP-İYİ PARTİ ARASINDA BORÇ ALACAK KALMADI
'Altılı Masa'nın önündeki en önemli konulardan biri ortak cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi olacak. Altılı Masa temsilcileri aday belirleme sürecinde masanın itici iki gücü olan CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının anlaşmasının önemine dikkat çekiyor. Burada son dönem adaylıkta ismi öne çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına Akşener’in “hayır” diyemeyeceği ileri sürülüyor. Bu görüşü savunanlar özellikle Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’nin seçime girememe tehlikesi ortaya çıktığında CHP’li 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçiş sürecini hatırlatıyor. İYİ Parti ise konuya farklı bakıyor. 2019 yerel seçimlerinde CHP ve İYİ Parti’nin iş birliği ile çok sayıda büyükşehir ve il belediyesinin CHP tarafından kazanıldığını, İYİ Parti’nin ise sadece 18 belediye aldığını kaydeden partililer “Borç-alacak kalmadı” diyor.
MUHALEFET CANİKLİ’DEN AÇTIĞI DAVALARDAN MEMNUN OLDU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, TMSF’ye devredilen şirketlere akrabasının atandığı ve bu şirketlerin içinin boşaltıldığı iddialarıyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 750 bin TL, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun sözleriyle ilgili de 250 bin TL tutarında manevi tazminat davası açtı. CHP ve Gelecek Partisi yöneticileri açılan her iki davanın “hesaplaşma için bir fırsat” olacağı görüşünde. Canikli ile ilgili iddialar doğrultusunda mahkeme aracılığıyla tüm bilgi ve belgelerin isteneceğine dikkat çeken yöneticiler “Bu davalar hesaplaşma davası olacak” diyor.
MUHAFAZAKARLARDA KILIÇDAROĞLU ALGISI: SAKİNLİĞİ OLUMLU KARŞILANIYOR
“Altılı Masa”daki muhafazakar partiler iktidar tarafından “CHP’nin vagonuna binmek” suçlamasıyla karşılaşıyor. Söz konusu propagandanın seçim boyunca da devam edeceği görülüyor. Ancak söz konusu partiler seçmen tabanında bunun çok karşılık bulmayacağı görüşünde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı durumunda da tabandan büyük tepki beklemediklerini kaydeden muhafazakar bir partideki bir yetkili, “Partimizin çalışmaları kapsamında değişik illerde gençlerle bir araya geliyoruz. İleri yaştakiler daha sert ama gençler Kemal Bey konusunda daha ılımlı. Özellikle sakinliği olumlu karşılanıyor. Gençler artık bağıran çağıran, kendine karışan birini istemiyor. 'İşini iyi yapsın yeter' diyor” değerlendirmesinde bulunuyor.