'Eber Gölü’nde av' reklamı: 25 ördek vurabilirsiniz

Eber Gölü’nde av için rehberlik ve konaklama hizmeti veren bir avcı, “Boy çizmesiyle girdiğiniz takdirde iki kişi ‘rahatça’ 25 ördek vurabilirsiniz” diyor. Hayvanseverler, her türlü ava karşı çıkıyor.

Google Haberlere Abone ol

Ardıl Batmaz

DUVAR - Hayvanların bir yandan doğal yaşam alanları daralır ve bozulurken, popülasyonları da hızla azalıyor. Türkiye’nin her bölgesinde yapılan avcılık da bu süreci hızlandırıyor. Hayvanseverler, her türlü avcılık faaliyetine ve doğal yaşam üzerindeki tahribata son verilmesi gerektiğini dile getirirken, sosyal medyada 'Türkiye Ördek Avı Sevenler' adlı grupta paylaşım yapan bir avcı, Afyonkarahisar'da bulunan Eber Gölü'nde avcılar için rehberlik ve konaklama imkânı sunduğunu belirtti.

Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan Eber Gölü, ciddi kuraklıkla karşı karşıya. Bir dönem 24 ile 30 metre arasında su derinliğine sahip olan gölde, su seviyesi bir metreye kadar düşse de avcılık faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor. Eber Gölü’nde avcılara 250 lira karşılığında rehberlik ve konaklama imkânı sunan bir avcı, “Su gene var, her hafta vuruyorum ben” dedi.

Eber Gölü, tamamen kuruma tehlikesi ile karşı karşıya.

‘2 KİŞİ RAHATÇA 25 ÖRDEK VURURSUNUZ’

Ücreti elden aldığını, bu ücrete konaklamanın dâhil olduğunu söyleyen avcı, avcılık belgesi olduğu takdirde çarşamba, cumartesi ve pazar günleri sınırsız av yapılabildiğini, konaklama dışında tüm giderlerin kişilere ait olduğunu söyledi: “Normalde yemek veriyorduk ama kimisi beğeniyor, kimisi beğenmiyor diye bıraktık. Sabah 05.00’te göle girer, istersen gün boyu kalabilirsin. Ama öğleden sonra ördek bulamayız. Avdan çıktıktan sonra ücreti elden vereceksin...” Göle kayıkla girildiğinde ördek vurma şansının çok az olduğunu, sadece 2-3 ördek vurulabileceğini söyleyen avcıya göre, göle boy çizmesiyle girildiğinde ise iki kişi ‘rahatça’ 25 ördek vurabilir: “Biniyoruz arabamıza, av sahamıza varıyoruz, avınızı 12’ye kadar yapıp çıkıyoruz. İster kayıkla, ister çizmeyle girin. Benim için fark etmez. Çizmeyle gireceksiniz beş parmaklık su var, oradan yürüyüp gidiyoruz. Fazla bir mesafe de yürümeyiz, 50 metre falan. Benim av belgem var ama ben size sadece rehberlik yapacağım. Burada o şekilde oluyor.”

2021-2022 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu kararına göre; yeşilbaş, boz ördek, fiyu, çamurcun, Macar ördeği, tepeli patka, elmabaş patka, kaşıkgaga ve çıkrıkçın avı için, avcı başına bir av günü için koyulan limit 6.

Süreyya İsfendiyaroğlu

‘BU HAYVANLARIN CANINA MI OKUYALIM?’

Eber Gölü’ne turistik amaçla avcı getiren birçok kişinin olduğunu belirten İstanbul Kuş Rasathanesi Derneği Başkanı Süreyya İsfendiyaroğlu, göçmen kuşları vuran avcıların bakış açısının, “Bu hayvan göçmen, biz bunu vurmalıyız yoksa başka bir yere gidecek” olduğunu söyledi. Avrupa Birliği’nin, vatandaşlarının vergileriyle bu hayvanları korumak için para harcadığını söyleyen İsfendiyaroğlu “Bizde ise açık büfe gibi bir sistem var. ‘Geleni geçeni vuralım, nasılsa başka yere gidecek’ diyorlar. Bu hayvanlar dönüp üreyecekler ki ördek olsun. Sen burada katliam yaparsan, mazeret olarak ‘Rusya’da da Mısır’da da yapıyorlar’ dersen bu olmaz. El birliğiyle bu hayvanların canına mı okuyalım?” diye tepki gösterdi.

‘BU SORUN İRADEYLE ÇÖZÜLÜR’

Avcıların “sınır tanımadığını” söyleyen Süreyya İsfendiyaroğlu, sorumluluğumuzun, topraklarımıza gelen bu hayvanları korumak olduğunu ifade etti. Bu konuda yasaların olduğunu ancak uygulamada yetersiz kalındığını söyleyen İsfendiyaroğlu, “Bu hayvanların peşinde bir ton avcı var. Bu hayvanları korumaktan sorumlu yeterli personel de yok zaten. Bir ilde 4-5 tane av koruma sahası oluyor ama bir tane orman koruma memuru çalışıyor. Böyle önüne geçilmez bunların. Bu sorun, iradeyle çözülür. Orada o hayvanı avlatmamaya karar vermen, bu kararı uygulamaya koyman ve gerekli personeli oraya göndermen gerekir” diye konuştu.

Personel yetersizliğinin sahada zayıflık yarattığını söyleyen İstanbul Kuş Rasathanesi Derneği Başkanı İsfendiyaroğlu’na göre hayvanların karşı karşıya olduğu tek sorun avcılık da değil. Avlanmanın yanı sıra sulak alanların kuruyor olmasının da hayvanlar üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dikkat çeken İsfendiyaroğlu, hayvanların beslenebileceği sağlıklı çevrenin de giderek azaldığını belirtti: “Hayvanların hem doğal avcısı, hem de insan avcısı var. Bu da yetmezmiş gibi hayvanlara yaşama alanı olarak ufacık göller kalıyor. Ufacık göle giden hayvanın da etrafını avcılar çevirerek öldürüyor.”

'BAKANLIK BASKIMIZ ALTINDA'

Söz konusu kişinin kara avcılığı kanununa muhalefet ettiğini belirten Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Timur Ugan, gerekli yasal işlemlerin başlatılarak Eber Gölü'nde avcılara rehberlik ettiğini söyleyen kişinin bu güne kadar bölgeye götürdüğü avcı ve vurulan ördek sayısının araştırılması gerektiğini söyledi. Sulak alanın yok olmasıyla kanatlıların göç yolunun değiştiğine dikkat çeken Ugan, şöyle devam etti: “Ekosistemden bir türü çekerseniz diğer tüm türlerin de yaşamını tehlikeye atarsınız. Burada yapılan kaçak avcılıktan dolayı bitki ile hayvan türleri yok olma tehlikesi altında Av konusunda birçok yanlış yapan Bakanlık baskımız altında. Kaçak av bildirdiğimizde DKMP il müdürlükleri ciddiye alıyor, soruşturuyor. Bu konuda da soruşturma istemek ve sonucu takip etmek gerekir.”

'GÖÇMEN KUŞLAR DA ETKİLENİYOR'

Bu sene bölgede yağışların artığını, gölün biraz canlanma ihtimalinin olduğunu söyleyen iklim bilimci Dr. Öğretim Üyesi Okan Bozyurt ise Eber Gölü’nde ekolojik bir kirlilik ve ciddi anlamda çevresel bir sıkıntının olduğunu söyledi. Özellikle göle gelen göçmen kuş türleri ve sayılarında bir azalma olduğunu söyleyen Bozyurt, “Hayvan, beslenemeyeceği bir yerde barınmaz” diye konuştu.