Ebrar ve 'nesli müdafaa' meselesi
Gerçekten bir “nesli müdafaa” sorunu var ülkenin ama bu, LGBT - cinsiyet meselesi mi, ayrı soru. Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo yıllardır yırtınıyor: “Sağlıksız bir nesil geliyor, yetişkin olduklarında bütün hayatlarını etkileyecek. Bir nesil kaybediliyor.” Her üç çocuktan biri aç.
Bir göründü, bir yok oldu serap misali Abdülhamid. Kim olduğu, nerede, ne yaptığı meçhul.
Bir laf etti, sataştığı kişiden “boş yapma” cevabını aldı. Ortalık karıştı. Abdülhamid adı üzerinden kıyametler koptu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatı taşıyan, "yerli ve millilik" iddiasını kimselere bırakmayan, hatta bunu karşısındakilere yönelik silah olarak kullanan zevattan bazıları, Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası finalinde milli takımın rakibi Sırbistan’ı desteklemeye, Sırplar için duaya kadar vardırdı işi.
Fakat adı kavga konusu olan, bir anda “ecdat” mertebesine yükselen X kullanıcısı @AbdulhamidDenge sırra kadem bastı adeta. Kadın voleybol milli takımının en parlak oyuncularından Ebrar Karakurt’a sataşan mesajdan sonra o toplara bir daha hiç girmedi. Kendi gitti, ismi kaldı yadigâr.
O sahadan çekildi, ağır toplar sıraya dizildi. Sosyal medyadan Tv ekranlarına sıçradı iş. Oğlunun kurucusu ve sahibi olduğu televizyon kanalındaki Beyaz Futbol programının ilk 12 dakikasını kadın voleybolcuların finale kalmasına ayırırken, Vargas’a, Ebrar’a özel vurgu yapılarak takıma destek çağrısı yapılırken Melih Gökçek tam karşı ataktaydı.
Hedefinde Ebrar Karakurt vardı tabii ki, doğrudan ona sesleniyor, "Sen milli takıma layık olmayan bir LGBTL’lisin" diyordu. Ayrıca, “Abdülhamid’e saldırdığına göre kökünü araştırmak gerek.” LGBT’li, kökü belirsiz Ebrar Karakurt kendisine saldıran Abdülhamid’e "boş yapma" diyerek haddini aşmanın ötesinde haline, suçuna günahına bakmadan siyasete bulaşmaya kalkıyordu. Durum ve gereğine hükmeden Gökçek, ilgililere de talimat veriyordu: "Bir sporcu siyaset yapacaksa sporu bıraksın. Atın bunu milli takımdan. Milli takıma leke düşmesin."
GÖKÇEKGİLLERİN SAVAŞI
Takımın şampiyonluğu durumu değiştirmez.
Gökçek’e göre Bayanlar Türk Milli Voleybol Takımı'nın şampiyonluğu kime, neye, nereye borçlu olduklarını bilmeleri gerekir. Dikkat: Kadınlar değil, bayanlar. Ayrıca, “Ebrar konusunda tek geri adımımız yoktur biline… Sultan Abdülhamid’e laf eden Tanzimat artıklarının milli takımda yeri olmamalı."
Tanzimat 1839’da ilan edilmiş, Sultan Abdülhamid 1876 – 1908 yıllarına hüküm sürmüş. Gelin görün ki ondan evvelki dönemden kalma “Tanzimat artıkları”, Ebrar’ın şahsında vücut bulup milli takımlara sızıyor hâlâ, sultana laf ediyor! Gökçekgillerin savaşı bununla. Ebrar henüz takımdan atılmamış olsa da Gökçek takımı (bkz: Beyoğlu Belediye Başkanı, bkz: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) ona katlanmak zorunda değil, hiç olmadı fotoğrafta kesip atarlar!
***
Ekranlarda sunduğu futbol programlarıyla tanınan Güntekin Onay, Gökçek’e servetinin kaynağını sormaya kalktı, cevabını hemen aldı: "Fosil. Piyasadan silindin, seni adam yerine koyan yok. Kendini hatırlatmak, solculara, LGBT'lilere yaranmak için bana mı sataşıyorsun?"
Gönlü bol Gökçek, muhatabına servetinden bir demet bağışlamayı da ihmal etmedi: "Sana saman göndereyim oyalan."
EBRARGİLLER NE DİYOR, NE YAPIYOR?
@AbdulhamidDenge tetiklemese de Ebrar Karakurt özellikle son iki yıldır olduğu gibi yine hedefe konacaktı. Onun adını “Milli Utanç” koyan Yeni Akit 2021’den beri her fırsatta linç çağrısı yapıyor. Şimdilerde takım (tarikat) değiştiren Cübbeli başta olmak üzere din, tarikat, cemaat üzerinden söz alan hemen herkes için onu lanetleyip hedef göstermek asli görevler arasında.
2021’de yine Avrupa Şampiyonası sırasında yükselen kampanyaya karşı Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Kurtaran Mumcu, “Ebrar Karakurt, Türk voleybolunun yetiştirdiği en önemli ve istikbal vaadeden oyuncularından biridir” açıklamasını yapmıştı: “Sahada cesur, yürekli ve savaşçı ruhu ile oynayan ülkesini ve bayrağını en iyi şekilde temsil etmek için terinin son damlasına kadar akıtan savaşçı sporcudur. Herkesin özel hayatı kendisine aittir. Gerisi lafı güzafdır."
Bu kez tek bir söz gelmedi ilgili yetkili çevrelerden. Federasyon final maçı duyurusuna onun resmini koyarak örtük de olsa oyuncusuna sahip çıktı.
Ama buna bile ihtiyacı yok Ebrar Karakurt’un. Daha bir buçuk ay önce Milletler Ligi şampiyonluğunun ardından yaptığı paylaşım, kendisine saldıranlarla arasındaki düşünce, duygu, bilgi, estetik düzey farkını gösteriyordu.
Şampiyonluk madalyasını açıklamak için kullandığı sözcükler, İsmet Özel’in 1981 tarihli Mataramda Tuzlu Su şiirinden:
boynumda
bana yargı yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
***
LGBT karşıtlığı üzerinden söz alanlar “nesli müdafaa” sloganını dillerinden eksik etmezler.
Gerçekten bir “nesli müdafaa” sorunu var ülkenin ama bu, LGBT - cinsiyet meselesi mi, ayrı soru. Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo yıllardır yırtınıyor: “Sağlıksız bir nesil geliyor, yetişkin olduklarında bütün hayatlarını etkileyecek. Bir nesil kaybediliyor.” Her üç çocuktan biri aç. Yetersiz beslenme bedensel ve zihinsel gelişimi engelliyor. Eğitimin kendisi ayrı mesele.
Evet, nesil elden gidiyor. Devletin resmi kurumu TÜİK bunun bir başka, vahim durumu ortaya koyuyor: Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde göre 2022’de suça sürüklenen çocukların sayısı 2021’e göre yüzde 20,5 artmış bulunuyor.
Bu sadece güvenlik birimleri kayıtlarının gösterdiği artış. Ötesini siz düşünün.
Yeni nesil cinsel yönden de tehlikede, evet. Giderek artan oranda istismara, saldırıya, tecavüze uğruyor çocuklar. Kız, erkek fark etmeksizin üstelik! Hakkari’de üç kişinin tecavüzüne uğrayan, uçurumdan atılan 11 yaşındaki kız çocuğu, tecavüzcüleri sekiz ay sonra serbest bırakılınca intihar etti.
Bunların hiçbiri dert değil “nesli müdafaacılar” için.
Ama “lezbiyen Ebrar” için dert! “Dezavantajlı kızlar” için çalışıyor yıllardır. Beslenme, eğitim dahil olmak üzere temel yaşam kaynakları ve haklarına erişim yönünden dezavantajlı kız çocukları için kurduğu Voleybol Akademisi, “nesli müdafaa” hareketi değil de nedir? İlgilenenler buraya bakabilir.
***
Evet, boş yapmamak lazım.