EHP Başkanı Hakan Öztürk: Akbelen ormanı bu halkın malı, ne hakla alırsınız?

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, "O topraklar, o orman zaten bu halkın malıydı. Zaten halkın mülkü, öz varlığı iken ne hakla alırsınız? diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  Muğla İkizköy’deki kömür maden sahasının genişletilmesi için Akbelen Ormanı’nda kesim işlemine karşı başlatılan direnişe destek veren EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk ve partinin İstanbul İl Örgütü Kadıköy'de bir araya geldi. 

'HALKI SOLUKSUZ BIRAKMAK İÇİN BİRLEŞTİLER'

 Hakan Öztürk direnişe destek vermek için yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:  

Muğla Akbelen’de halk ormanına sahip çıkıyor. Oradaki halk “Devlet nerede?” diye soruyor. ‘O şirket nerede?’, ‘o hukuk nerede?’ diye soruyorlar. Seçimden sonra da görüyoruz ki, yargı dediğimiz, hükümet, devlet ve bu şirketler dediğimiz şey tek adam rejiminde birleşti. Halkı soluksuz bırakmak için birleşti. Zaten halkın olan o toprakları, ormanı halkın elinden almak için birleşti. Sadece orada değil, halkın sahip olduğu her türlü birikim elinden alınmak isteniyor. İstanbul’un merkezinde bir hastane varsa, oradan kaldırıp onun arazisine konmaya çalışıyorlar. Eskiden askeri olarak kullanılan bir alan varsa, onu şirketlere sermayeye peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Kamunun malı olan her yeri sermayeye peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Biz bunu Gezi direnişinden hatırlıyoruz. O güzelim parkı sermayeye peşkeş çekmek istediler. Şimdi aynısı Akbelen’de yaşanıyor.

Eskiden Erdoğan çevre ile ilgili bir gündem olduğunda, ‘çevrecinin daniskası benim’ diyordu. Şimdi oradaki halk soruyor: ‘siz hiç köyde yaşamadınız mı, hiç köyde büyümediniz mi? Sizin köyde akrabalarınız yok mu?’ Nasıl buranın ormanlarını yok etmeye çalışırsınız diye soruyor. Bu halk Erdoğan’a da, bu hükümete de, şirketlere de bu soruları soruyor. Biz istiyoruz ki mahkemeler bir idari karar alıp yürütmeyi durdursun. Ama tek adam rejiminde bağımsız hukuk yok. Halkın lehine karar veren mahkemeler yok ki. Hukuku da halkı da bu ülkeyi de rahat bırakmıyorlar. Her yeri ranta dönüştürmeye çalışıyorlar. Küçük bir arazi mi var hemen ranta çevirmek istiyorlar. 

'ORMAN BİZİM, MÜLK BİZİM'

Hukuksuzluğun, halkın mülksüzleştirilmesinin, tek adam rejiminin bizi getireceği yeri bilelim. Ve ona göre hareket edelim. O topraklar, o orman zaten bu halkın malıydı. Zaten halkın mülkü, öz varlığı iken ne hakla alırsınız? Neye dayanarak alırsınız. Hani beka sorunu vardı. Beka sorunu yaratanlar halkın ormanlarını alanlardır. Dışarıdan gelip birisi oraya balta vurmuyor, siz gelip vuruyorsunuz. 

Bizim mülkümüz olmuş olmamış ne önemi var diyemeyiz. Eğer bir hastanenin mülkü bize, devlete ait değilse, sağlık hizmeti alamazsınız. Eğer okullar bu halkın mülkü, öz varlığı olarak kalmazsa, eğitim hizmeti alamazsınız. Eğer ulaşım hizmetleri bu şirketlere devredilirse, ulaşım hizmeti alamazsınız. 

'AKBELEN HALKI YALNIZ DEĞİLDİR'

Şimdi oradaki halk bunların nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor. Biz size oy verdik, destekledik, devletimiz, milletimiz dedik diyorlar. Nerde millet diyor? Millet sana ulaşamıyor ki. Millet örgütlü değil ki.  Kamu malları sırayla giderken gözünü kapatıyor. Sen gözünü kapatırsan, o ağaçtan nasıl meyve alacaksın, o dere nasıl akacak. Oradaki halkımız diyor ki halkın hakkı olduğu kadar kurdun, suyun, böceğin, kelebeğin de hakkı var. Sen nasıl olur da o şirketlerine burayı gasp ettirirsin. Hani devletçiydin, hani milletçiydin? Millet nerede diye sesleniyor oradaki köylü kardeşimiz. Buradayız ey köylü kardeşim buradayız, sizin arkanızdayız. Sonuna kadar da Akbelenli kardeşlerimizi destekleyeceğiz. İstanbuldan bugün nasıl desteklediysek, yarın İzmir’den Ankara’dan her yerden destekleyeceğiz. 

O nedenle siz oyunuzu verin, bu meseleleri bana bırakın sözlerinde aldanmayın. Bu meseleleri çözecek tek bir kuvvet vardır. Halkın örgütlü, eylemli gücü. Bu mücadeleyi ülkenin her bir köşesinde vereceğiz. Ve bu ülkeyi satan, ormanlara kasteden davranışı köküyle birlikte geri püskürteceğiz. Yolumuz, mücadelemiz açık olsun. ”

 

 

 

 

Etiketler Akbelen EHP