Ekoloji Derneği: Dicle Üniversitesi’nde soykırım niteliğinde suç işleniyor
Dicle Üniversitesi arazisinin ranta kurban edildiğini belirten Ekoloji Derneği üyesi Zeki Kanay, “Soykırım niteliğinde suç işleniyor, bunun cezalandırılması gerekir” dedi.
DUVAR - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Amed İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Diyarbakır Barosu ve Ekoloji Derneği, Dicle Üniversitesi arazisinin imara açılmasına ilişkin İnşaat Mühendisleri Odası’nda basın toplantısı düzenledi. “Üniversitemizi ranta kurban etmeyeceğiz” yazılı pankartın asıldığı toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) ve çok sayıda sendika yöneticisi katıldı.
‘AĞAÇLAR YOK EDİLECEK’
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, ilk olarak sunum yapan Şehir Plancıları Odası Amed Şubesi Eşbaşkanı Berivan Güneş, üniversite alanını ve yapılması planlanan projeleri anlattı. Alanın 2 bin 7 dönüm arazinin üzerinde planlamanın yapılacağı bilgisini paylaşan Güneş, “2 bin 7 dönüm satışa çıkarıldı bu şekilde devam ederse üniversitenin bütün alanları yok edilecektir. Bu yıkım devam ederse ekolojik dengenin bozulacağı arazi yapısının bozulacağını teşhis edilmiştir. Ve yine bu projede de kayyum pratikleri gibi sivil toplum örgütleri dahil edilmedi. Talana açık alam 25 yılı aşkın ağaçlarda oluşan bir alan. Doğa dengelerini koruma ilkeleriyle bağdaşmayan bir çalışma yürütülmektedir. Gerekçeleri bilimden uzak ekonomik çıkarlar gözeterek ranta açılmak isteniyor. Biz talana karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu sürece ilişkin de gerekli hukuki işlemleri yapacağız” dedi.
‘ÜNİVERSİTE YEŞİLE DÜŞMAN’
Sonrasında sunum yapan Ekoloji Derneği üyesi Zeki Kanay, Dicle Üniversitesi’ndeki ekokırım politikalarını hatırlatarak, “23 yıldır üniversitede akademisyenlik yaptım ve çok acı olaylara şahitlik ettim. Dicle Üniversitesi yeşile düşman. Kenardaki en küçük otları dahi yok ediyorlar” dedi.
Üniversite alanında Kuran kursları, spor kulüpleri ve siyasetçiler adına açılan ormanlık alanlarda hiçbir ağacın kalmadığını kaydeden Kanay, “Emine Erdoğan Bereket Ormanları buradaki bütün ağaçlar kurudu. Onların ektikleri ağaçların hepsi kurudu. Yaptıkları her projenin devamı yok, hepsi ranta dayalı. Hepsi ranta kurban edildi. Bunlar gölgesiz ağaçlar ve göçüp gidecekler. Üniversite alanları köylülere kiraya veriyor. Yanlış tarım pratikleriyle her şeyi kurutuyorlar. Halen de üniversite de çam ağaçları kuruyor ve kimse kılını kıpırdatmıyor. Ekip, poz veriyorlar reklam yapıyorlar sonra ne olduğuna bakmıyorlar. Ağaçları kesip gönderiyorlar ama gündem olmuyor. Öğrenci yurtları da ağaçlık alanlara kuruldu. Tarımsal alanın tam ortasına stadyum yapıldı ve hiç kullanılmıyor. Üniversite alanlarında çok işgal alanları var ve bu bir eko kırımdır. Dünya ülkelerinde bu bir suçtur. Soykırım gibi bir suç yasalarda belirlenmesi lazım ve cezalandırma olması gerekir” diye konuştu.
İPTALİ İÇİN HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDECEK
Diyarbakır Barosu’ndan avukat Kıvanç Yakut ise, şunları söyledi: “Bir ülkeyi anonim şirketi gibi yönetirseniz böyle sonuçlarla karşılaşırız. Türkiye zaten tasarruf yetkisini hukuka uygun kullanmalıdır ama Türkiye’de bu durum tırnak içinde uygulanıyor. Bu görünüşte hukuka uygunluktur. Şehrin akciğerleri durumundaki alanın peyderpey ranta kurban edilmesi hukuka aykırıdır. Anayasada temiz bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmıştır. Ama burada aksi yaşanıyor. İmara açılan alanı tam teyit edemedik yakında edeceğiz. Burada bir şey yapılacağı zaman kamu yararı gözetilmesi gerekir. Biz yarın öbür gün dava açtığımızda bunu hakimlere soracağız, ‘villa yapılması nasıl bir kamu yararı gözetir?’ Biz bu konuda durumun iptali için hukuki süreci işleteceğiz." (HABER MERKEZİ)