AB, Türkiye'ye yardımlarda kesintiye gidiyor
Almanya Türkiye üzerindeki ekonomik baskıyı artırmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Berlin'in girişimleri sonucu sonbaharda AB'nin Türkiye’ye yaptığı mali yardımlarda yüzlerce milyon euro'luk kesintiye gideceği belirtiliyor.
DUVAR - Türkiye-Almanya ilişkilerinde yaşanan gerginlikliklerin ardından Ankara üzerindeki baskıyı arttırmak için ekonomik önlemleri devreye sokan Almanya, Avrupa Birliği nezdinde de girişimlerde bulunuyor.
DW Türkçe'DEN Değer Akal'ın haberine göre Berlin'in girişimleri sonucunda Avrupa Birliği, Türkiye’ye mali yardımda kesintiye gitmeye hazırlanıyor.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Türkiye’ye 2014-2020 yılları arasında yaklaşık 4 milyar 450 milyon euro yardımda bulunmayı planlayan AB, son gelişmelerin ardından sonbaharda yapacağı ara değerlendirme toplantısında bu kaynakta kesintiye gitmeye hazırlanıyor.
EYLÜL YA DA EKİM AYINDA YAPILACAK
Kısaca "IPA II” olarak adlandırılan, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın ara değerlendirme toplantısının, Eylül ya da Ekim ayında yapılacağını belirten AB diplomatik kaynakları, toplantı sonrasında bu kaynakta birkaç yüz milyon euroluk kesinti yapılmasını beklediklerini ifade etti.
Nihai rakamın, AB Komisyonu’nun yapacağı değerlendirmelerin ardından netleşmesi bekleniyor.
Almanya, aralarında gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu 10’dan fazla vatandaşının Türkiye’de tutuklanması nedeniyle geçen ay Türkiye politikasını sertleştirmiş, AKP hükümeti üzerinde ekonomik baskı oluşturacak bir dizi önlem açıklamıştı. Merkel hükümeti, bu kapsamda AB mali yardımlarının da gözden geçirilmesini, bunların sınırlandırılmasını talep etmişti.
YARDIMLARIN ASKIYA ALINMASINI ÖNGÖREN MADDE
Diplomatik kaynaklar, AB’nin Türkiye’ye sağlamayı öngördüğü yaklaşık 4 milyar 450 milyon euroluk desteğin, 2014 yılında AB ile Türkiye arasında imzalanan çerçeve anlaşmaya göre aktarıldığını, ancak bu anlaşmada aday ülke Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının gerilemesi durumunda mali yardımların askıya alınmasını öngören bir maddenin bulunmadığına dikkat çekti.
Ancak AB'nin, mali desteğin Türkiye’nin üyeliğe hazırlanması için öngörüldüğü, son dönemde yaşanan gelişmeler nedeniyle, bu kaynağın kullanılabileceği alanların azaldığı tespitinden hareketle kesintiye gitmeyi planladığı belirtiliyor.
Türkiye’nin “sağlanan fonları absorbe etme kapasitesine sahip olmadığını” ifade eden diplomatlar, AB iç tüzüklerinin bu durumda mali kaynakta kesintiye gidilmesine imkân sağladığını vurguluyor.
HUKUK DEVLETİNİ GELİŞTİRMEK AMACIYLA VERİLDİ
AB kaynakları, IPA II fonlarının Türkiye’nin AB standartlarına yakınlaşması, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü gibi değerlerinin geliştirilmesi ve kamu kurumlarının bu yönde kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla verildiğine dikkat çekerken, “Bu yönde gitmeyen bir Türkiye’ye bu mali kaynak verilemez, verilemiyor” vurgusunu yaptı.
DW Türkçe’ye konuşan bir AB yetkilisi, Türkiye’ye demokrasi ve yönetişim ile hukukun üstünlüğü ve temel haklar için toplam 1 milyar 581 milyon 400 bin euro mali yardım öngörüldüğünü anımsatırken, “Örneğin bu mali destekle yargı reformu, hakim ve savcıların eğitimi gibi demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesi amacıyla kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi öngörülüyordu ancak Türk Hükümeti’nin bu alanda ilgisi azaldı” dedi.
'MÜZAKERELERİN KESİLMESİ İSTENMİYOR'
AB’nin Türkiye’ye mali yardımlarda kesintiye gitmesine imkân verebilecek bir başka yol ise üyelik müzakerelerin kesilmesi.
Ancak AB kaynakları, böyle bir yola gitmeyi, Almanya’nın da AB Komisyonu’nun da istemediğini vurguluyor.
Alman hükümeti, atılacak adımların AKP hükümeti üzerinde etkide bulunmasını, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, basın özgürlüğü gibi alanlarda pozitif adımlara yol açması beklentisini taşıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de yaptığı son açıklamada, Türkiye’de AB sürecini destekleyen kesimlerin hayal kırıklığına uğratılmaması gerektiğini vurgu yapmıştı.
Merkel, "Türkiye sadece Erdoğan'dan ve hükümetinden oluşmuyor. Ülkenin neredeyse yüzde 50'sinin referandumda "Hayır" dediğini unutmamalı. Ve onların da bizden beklentileri var” şeklinde konuşmuştu.