Yaz saati ile enerji garantisi vatandaşa yıkıldı!

Hükümetin yaz saati ısrarının altından enerji şirketlerine verilen garanti çıktı. CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, köprü yapımlarında şirketlere verilen araç garantisini örnek göstererek, aynı şekilde enerjideki fazla üretimin tüketilmesi için yaz saatinin sürekli kılındığını söyledi. Kuşoğlu, “Tasarruf engellendi, garanti bedeli vatandaşa ödettirildi” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda 24 Ekim’de başlayan 2018 yılı bütçe görüşmeleri tamamlandı. Tam bir ay süren görüşme takviminde toplam 21 gün çalışıldı, yaklaşık 250 saat mesai yapıldı. Görüşmelerin sonunda tek bir bakanlık ya da kurumun bütçesinde 5 kuruşluk değişim olmadı ama özellikle muhalefet partileri tek tek bakanları dinleyerek hükümet çalışmalarını sorgulama şansı buldu, itirazlarını en üst düzeyde yetkililere iletip kayıtlara geçirmiş oldu.

Bütçe görüşmelerinde Komisyon çalışmaları ilk aşama. Mesaiye Genel Kurul’da devam edilecek. Aralık ayının ikinci haftasında başlayacak bu görüşmelerin de kesintisiz iki hafta sürmesi bekleniyor.

Genel Kurul çalışması başlamadan önce bir aydır Komisyon'da mesai harcayan dört farklı partinin üyelerinden 2018 bütçesine dair genel bir değerlendirme aldık. Dört gün boyunca yayınlayacağımız dizide ilk konuğumuz CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu oldu.

NE TÜKETİM NE TASARRUF BÜTÇESİ!

Plan ve Bütçe Komisyonu’nun kıdemli üyelerinden biri olan Bülent Kuşoğlu, 2018 yılı bütçesini önceki yılların bütçesi ile karşılaştırdı, temel farklılık olarak savunma ve güvenlik harcamalarındaki artışı gösterdi. Kuşoğlu şunları söyledi:

“Bütçeler birbirinin tekrarı gibidir. Bakanlık ve kurum bütçelerinde belli oranlarda artış yapılır. Bu bütçede de genel olarak geçen yıla göre yüzde 18’lik bir artış var. Ama önceki yıllardan farklı olarak özellikle savunma, güvenlik ve istihbarat birimlerinin bütçelerinde genel artış oranının çok üzerinde artış görüyoruz. Geçen yıl Kredi Garanti Fonu, esnafa destek, beyaz eşyada Özel Tüketim Vergisi’nin düşürülmesi gibi uygulamalarla tüketim arttırılmaya, piyasada canlılık yaratılmaya çalışıldı. Ancak Başbakanın son açıklamalarına bakılırsa bu bütçenin tüketim değil tasarruf bütçesi olması gerekiyordu. Ancak yüzde 18 artış bir tasarruf bütçesini anlatmıyor.”

TORBA KANUN DA BÜTÇENİN PARÇASI

2018 yılı bütçesini, Kurumlar Vergisi'ne yüzde 10 zam getiren, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde önemli bir artışa neden olan Torba Kanun ile birlikte değerlendirmek gerektiğini söyleyen Kuşoğlu, bunların da 2018 yılında piyasada büyük sıkıntı yaratacak konular olacağını söyledi. Kuşoğlu, “Zaten vergi alamayan bir Maliye Bakanlığı var. Özellikle gelir ve kazanç üzerinden alınması gereken Kurumlar Vergisi'nde sıkıntının devam edeceğini görüyoruz. Bu bütçe ekonomide canlılık yaratmayacak. Bu bütçe tasarruf yaratmayacak. Bu bütçe neye yaradığı belli olamayan bir bütçe. Yorumlamakta güçlük çektiğimiz bir bütçe” dedi.

VARLIK FONU UNUTULDU

2017 yılı bütçesinin gözde Varlık Fonu’nun bu yılki bütçe görüşmelerinde ekonomiden sorumlu hiçbir bakan tarafından dile getirilmediğini, Varlık Fonu ile ilgili tek bir olumlu cümle kurulmadığını anlatan Kuşoğlu, “Geçen yılın en iddialı kurumuydu. Bu dönem değinen olmadı. Demek ki orada da bir iflas söz konusu. Hükümetin ne yapacağını kestirmek mümkün değil” dedi.

KİMİNLE SAVAŞACAĞIZ?

Savunma ve güvenlik harcamalarında artışla ilgili “Tamam da kiminle savaşacağız?” diye soran Kuşoğlu şöyle devam etti:

“Neden bu bütçede böyle bir artışa gittiler anlamak mümkün değil. Birileriyle mi savaşacağız? Biz şimdiye kadar 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' dedik. Savunma sanayisine de bu amaçla yatırımda bulunduk. AKP iktidarı da savunma harcamalarını düşürmekle, son beş yıla kadar eğitime, sağlığa, sosyal harcamalara daha fazla pay ayırmakla övündü. Hükümetin şaşkın, ne yapacağını bilmez halde olduğunu, bir politika tespit etmekte zorlandığını söyleyebilirim. Ne yapacağını bilmez haldeler.”

EKONOMİNİN GELECEĞİNDE İKİ BÜYÜK RİSK

Kuşoğlu, ekonomideki risklere de dikkat çekti. Alınan borçların yatırıma dönüştürülemediğini tüketime harcandığını söyleyen Kuşoğlu, Kredi Garanti Fonu’nun da 2017 yılını geçiştirmek için kullanıldığını kaydetti. Kuşoğlu’nun önümüzdeki döneme dair Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile Sosyal Güvenlik açığının yaratacağı risklerle ilgili değerlendirmeleri de şöyle:

“Kamu Özel İşbirliği en fazla enerji, sonra sağlıkta var. Bu konuyla ilgili Türkiye gelecekte çok ciddi riske girecek. Buradaki sözleşme tutarının 2016 rakamlarıyla 165 milyar dolar olduğunu Kalkınma Bakanlığı açıkladı. Bu bütçenin alarm veren konularından biri de uzun zamandır uyarı veren sosyal güvenlik açıklarının daha da belirgin hale gelmesi. Hükümet bunu hala ciddiye almıyor, yapılması gerekenleri yapmıyor. 2017 için 116 milyar lira olarak öngörülen açık, hazine transferi, 127 milyar liraya çıktı. 2018’de 135 milyar liralık bir transfer söz konusu. Bu devlet bütçesindeki açığın 2 mislinden fazla. Kayıtdışı çalışma önlenerek bu transfer engellenebilir ama yapılmıyor. En önemli sıkıntılardan biri de gelecekte bu olacak.

YAZ SAATİNİN NEDENİ DE KÖİ

İlk defa bütçeye Kamu Özel İşbirliği ile ilgili bir rakam konulduğuna dikkat çeken Kuşoğlu “Kış saati uygulamasının kaldırılma nedeninin de Kamu Özel İşbirliği olduğunu anladıklarını belirterek şunları söyledi:

“KÖİ çerçevesinde enerji projelerine ağırlık verilmesi ile tüketimden daha fazla üretim söz konusu oldu. Bunlar 'al ya da öde' projeler. Köprülerdeki geçiş konularında olduğu gibi bu kapsamda hükümet tarafından bütçeden garanti ödemeleri yapılacaktı. Bu yapılmasın, siyaseten sıkıntı getirir, bütçeye zarar verir, düşüncesiyle tasarruf için yapılan kış saatinden vazgeçildi. Önceki yıllarda ortalama elektrik tüketimi 7 milyar kilovatsaat artış gösterirken bu 15 milyar kilovatsaate çıkarıldı. Yaz saati ile tasarruf yapılmayarak tüketim arttırılınca da firmalara garanti edilen üretim artışı ödemelerini halk üstlenmiş oldu.

MİLLİ HASSASİYET SEÇİMİ

Kuşoğlu, önümüzdeki dönemde üç sandık beklenen Türkiye için bu bütçede seçim işareti bulunup bulunmadığı sorusuna, “ekonomik anlamda bir seçim bütçesi diyemeyiz” derken “milli hassasiyetler” vurgusu yaptı. Kuşoğlu, “Ekonomik gerekçeler değil de 'Emperyalizmin Türkiye’ye baskısı var', 'Batı bizi istemiyor', 'Milli berberliğe ihtiyacımız var', 'Hükümetimizi, başkanımızı desteklememiz lazım', 'Bu milli bir meseledir' gibi milli heyecan uyandıracak şeylerle seçimi geçiştirmeye çalışıyorlar” dedi.

AK PARTİ’NİN HİÇ KABAHATİ YOK!

Bütçe görüşmelerinde iktidar partisinin tutumunu da değerlendiren Kuşoğlu, “Karpuzla elmanın mukayesesi gibi 2002 ile mukayese yapıp bugünü olumlu göstermeye çalışıyorlar. İkincisi, tüm olumsuzluklardan kendi uyguladıkları politikalar değil 'Türkiye düşmanları' sorumlu. Bir de olumsuzluklar 15 Temmuz’a bağlanıyor. Ama kendilerinde hiç kabahat yok” dedi.

BAKANLAR KURULU İÇİN UTANILACAK BİR DURUM

Sakin geçmesine karşın bütçede çok etkili konuşmalar yapıldığını söyleyen Kuşoğlu muhalefetin tutumuna kısa süre önce görüşülen 130 maddelik Torba Tasarıyı gösterdi. Kuşoğlu, “130 madde gelen torbada 100’den fazla madde düzeltildi. Bu Başbakan ve Bakanların imzası ile gelen bir Torba Kanun’du. Biz o tasarıyı düzelttik. Bir iktidar için, Bakanlar Kurulu için aslında utanılacak bir durumdur bu. Bariz yanlışlar vardı. Bu muhalefetin başarısı hükümetin başarısızlığıdır."