Bakan Şimşek: ABD bir bankamız hakkında bilgi istedi
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rıza Sarraf davası nedeniyle ABD'den bir kamu bankası hakkında bilgi talebi olduğunu, bunun da bağlantılı bir davaya dönüşebileceğini söyledi. Konuşmasında, ekonomik görünüme de değinen Şimşek, işgücü piyasasının en büyük sorununun düşük istihdam olduğunu vurgulayarak, "İşe almanın ve çıkarmanın maliyeti düşük olsa, girişimciler fazla mesai modeli yerine, daha çok eleman çalıştırmayı tercih edebilirdi" ifadesini kullandı. Bu açıklama, kıdem tazminatıyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
DUVAR - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, çok yakında makro ihtiyati çerçeve anlamında 'önemli bir yapısal reform' yapacaklarını açıkladı. Reel sektörün ciddi bir döviz açığı olduğu uyarısında da bulunan Şimşek, 23 bin firmaya dövizle borçlanma yasağı getireceklerini söyledi. Şimşek ayrıca, ABD'de görülen Rıza Sarraf davası nedeniyle bugüne dek sadece bir kamu bankası hakkında bilgi talebinde bulunulduğunu ifade etti.
Türkiye Finans Forumu'nda konuşan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:
ABD'DEKİ DAVA BELİRSİZ: Amerika'daki dava (Rıza Sarraf) şu an itibariyle belirsiz. Bugün itibariyle bir bankamız hariç hiçbir banka hakkında Amerikan hazinesinin başlattığı bir bilgi talebi dahi yok. Sadece ve sadece bir bankamızla ilgili, ki o konuda açıklama yapıldı; bir bilgi talebi var. Bu davanın bir parçası olarak davaya dönüşebilir. Ama bugün itibariyle sadece ve sadece bir kamu bankası dışında, orada da çok net olarak söyledim. Başbakanımız da söyledi. Bu, bankacılık sektörü için ülkemiz için çok kritik. Bu yaşanacak belirsizliğin etkisi bankaların kendi basiretsizliklerinden kaynaklanmıyor. Sistem normal işini yapıyor. Bu belirsizlik etkilerse tabi ki biz gereken desteği mevcut yasal çerçevede sağlarız" diye konuştu.
ŞİRKETLERE DOĞRUDAN SINIRLAMA: 25 bin şirketimizin döviz yükümlülüğü var. Bu 25 bin şirketimizin 23 bininin döviz yükümlülüğü 15 milyon dolar ve altında. Bunlar nispeten küçük, kısmen orta ölçekli şirketler. 23 bin şirketin açık pozisyondaki payı yüzde 16 civarı. 2 bin büyük firmanın ise payı yüzde 84 civarı. Biz ilk aşamada 2 bin firmaya ilişkin veri toplamanın yasal altyapısını bu hafta oluşturduk. Bir çerçeve oluşturacağız. Bu küçük ve kısmen orta ölçeklilere biz doğrudan doğruya sınırlama getireceğiz. Niyetimiz şu; hane halkına aldığımız tedbire benzer bir tedbir alacağız
İŞE ALMAK, ÇIKARMAK ÇOK MALİYETLİ: İş gücü piyasasında en büyük sorunumuz düşük istihdam. Türkiye'de çalışabilir nüfusun yüzde 51'i çalışıyor. Avrupa'da yüzde 67'si çalışıyor. İş gücüne katılım oranı kadınlar arasında oldukça düşük. Temel sorunlarımız işe almak çıkarmak çok maliyetli bu kadar basit. Ondan dolayı Türkiye haftalık çalışma saati itibariyle OECD ülkeleri arasında en yüksek ülke. Demek ki Türkiye'de işe almanın ve çıkarmanın maliyeti düşük olsa, girişimciler fazla mesai modeli yerine, daha çok eleman çalıştırmayı tercih edebilirdi ve bunun sayesinde de istihdam oranı hızla artabilirdi
VERGİ REFORMU: Vergi tabanımız dar. Gelir ve kurumların milli gelire oranı yüzde 6 civarı. Burada bir reform ihtiyacı var. Dolaylı vergilere bağımlılık yüksek, bu reform önemli. Harcamalarda katılık var.