Bir Ülker masalı: Lady Godiva çıplak!

Murat Ülker'in 6 milyar dolarlık borcunu ödemeyip erteleme istemesi pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Dünyanın en ünlü markalarını satın alırken aralarında kamu bankalarının da olduğu 10 bankadan borç aldı. Ama bir yandan da İngiltere merkezli Pladis'e iki yılda yüzde 51 hisse transfer etti. Ortada tuhaf bir durum yok mu?

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Rivayet odur ki, 11. yüzyıl İngiltere'sinde Coventry halkı, Lord Leofrei'nin koyduğu vergilerden perişandır. Lordun iyi kalpli eşi Lady Godiva, vergilerin düşürülmesini rica eder ve eşiyle bir anlaşma yapar. Çırılçıplak ata binip tüm kenti baştan sona dolaşacaktır.

Hikâyenin devamını yazının sonuna bırakalım...

Gelin şimdi dünyanın bu en ünlü çikolatası Godiva'yı satın alan Yıldız Holding'in -halk arasında bilinen ismiyle Ülker'in- herkesi şoke eden 'borç yapılandırma' hamlesi üzerine biraz kafa yoralım.

MURAT ÜLKER NE DEDİ, BİZ NE ANLADIK?

Gündeme düşen haber şöyleydi: Yıldız Holding, 10 banka ile 6 milyar doları bulan borçlarının 3 yılı faiz ödemesiz, 9 yıl tek kredi olarak yapılandırılmasını istedi.

Tabii kıyamet koptu. "Ülker batıyor mu?" lafları dolanmaya başladı. Ülkenin en büyük ve en tanınmış şirketlerinden birisi böyle bir öneri ile masaya oturunca ne olması beklenirdi ki zaten.

Peki Murat Ülker ne dedi: "Bankalarla yaptığımız olağan toplantıda, Yıldız Holding’in kesinleşmemiş 2017 finansal sonuçları ile 2018 projeksiyonları hakkında bilgilendirmede bulunduk. Bu toplantıda bankalar, işlerimizin vadesine uygun düşmeyen kredi vadelerindeki çelişkiyi ortadan kaldırmak ve grubun önümüzdeki dönemde de hızlı büyümesinin devamını sağlamak gayesiyle ayrı olan kredileri bir çatı altında toplayarak yeni bir sendikasyon kredisi vermeyi teklif ettiler. Dün itibarı ile toplantıda vardığımız mutabakatın ilk adımı olarak, 1 milyar dolar tutarındaki, arzu ettiğimiz krediyi, uzun vadeli ve istediğimiz şartlarda almış bulunuyoruz."

Bu açıklamadan anladığımız, bankalar bir araya gelmiş, Murat Ülker'e gitmiş ve demişler ki, "Size verdiğimiz krediler çok dağınık. Üstelik vadeleri de farklı farklı. Bu durum sizin büyüme azminizle hiç mi hiç uyuşmuyor. Bankalar olarak biz aramızda anlaştık. Şunları birleştirelim, biraz da öteleyelim. Size de kolaylık olsun bize de."

Şahane teklif! Bu devirde bırakın bankaları, baba oğula yapmaz.

Hadi durum Murat Ülker'in anlatmaya çalıştığı gibi olsun. Şu anlaşmanın şifrelerini biraz da filmi geriye sararak çözmeye çalışalım...

YILDIZ'IN PARLADIĞI ANLAR...

* Bizim Çokonat'la çikolatalı gofretle filan tanıdığımız Murat Ülker'in adını adını dünyaya duyuran şey sürekli büyük şirketleri almasıydı. Dünyanın en prestijli markalarından Godiva'yı Aralık 2007’de 850 milyon dolara, 1898'de kurulan ABD'li şeker devi DeMet's Candy'yi de Aralık 2013’te 221 milyon dolara satın aldı. Yetmedi, en sükseli alımını dünyanın 6. büyük bisküvicisi United Biscuits’i Kasım 2014’te 3 milyar dolara bünyesine katarak yaptı. Toplamı 4 milyar 70 milyon doları buldu bu alımların.

Bitti mi, elbette hayır. Geçen yılın sadece iki ayında neleri aldığına da bakalım.

* 15 Aralık 2017'de UB Group Limited'e ait International Biscuits Company hisselerinin tamamı 56 milyon dolara, 20 Aralık 2017'de United Biscuits'in ürünlerinin Sudi Arabistan, Ortada Doğu ve Kuzey Afrika'daki dağıtım haklarını elinde tutan UI Mena B.V şirketini de yine 56 milyon dolara aldı. 30 Mart 2017'de de Kazakistanlı Hamle Company şirketine de 3 milyon dolar ödedi. Bir de Afrika'da kakao fabrikası alıyor.

Ülker satın alıp alıp borsaya açıklama yaptıkça hem hisseleri coştu hem de basında Türkiye'nin 'global yüzü' olarak övüldükçe övüldü. Son 5 yıl deyim yerindeyse onun için Yıldız'ın parladığı anlardı...

MUTLULUK NAKİTTİR!

Hani şu klişe 'büyük balık küçüğü yutar' kuralı var ya, Ülker onu adeta paramparça etti. Kendisinden kat kat büyük ve köklü küresel şirketleri şaşırtıcı bir hızda bünyesine kattı. Harvard'da ders olarak okutulması boşuna değilmiş. Zira, çok nadir şirket bu kadar kısa zamanda böylesine büyük hamleler yapabildi.

Bunu nasıl mı başardı? Tıpkı sloganındaki gibi: 'Mutluluk nakittir!' Şimdi anlıyoruz ki, aralarında kamu bankalarının da olduğu Türkiye'nin 10 büyük bankası Ülker’e para musluğunu sonuna kadar açmış.

Peki Ülker çok mu zor durumda da borç ertelemeye başvuruyor? Veya bizim bilmediğimiz başka türlü bir oyun mu dönüyor?

NEREDEN ÇIKTI BU PLADİS?

Murat Ülker, geçen yıl verdiği bir demeçte adını konunun ilgilileri dışında pek kimsenin duymadığı bir şirketi telaffuz etti. Bisküvi, çikolata ve şekerlemeyi Ocak 2016’da İngiltere'de kurdukları Pladis adı altında birleştirdiklerini açıkladı. 13 ülkedeki üretim tesisleri bu şirketin bünyesine geçti.

Ve o günden sonra 5 milyar dolar sermayeli Londra merkezli kurulan bu şirkete iki büyük hisse devri yapıldı. İlki Aralık 2016'da; Ülker Bisküvi’nin yüzde 21’ine karşılık gelen hissenin Pladis Foods Limited’e satıldığı açıklandı. Ardından 2017'nin son günlerinde yüzde 30 hisseyi daha yurtdışına transfer etti. Borsa dışı hisse satışı yöntemiyle yurtdışına yapılan bu transferler sonrası Ülker Bisküvi'nin en büyük hissedarı yüzde 51 ile Pladis oldu. Şu anda Paladis'in işlerinin oranı, Ülker hariç yüzde 60.

Murat Ülker ısrarla Pladis'in, Yıldız Holding’in yüzde 100 iştiraki olduğunu söylüyor. Elbette doğru, zaten buna itiraz eden de yok ki. Mesele ciro yapan iştiraklerin neredeyse tamamının Londra merkezli bu şirketin kontrolüne geçmesi. Yani bir anlamda holding binası burada, kasası orada! Türkiye'de kalan ise zaten dışarıya devredemeyeceği yüzde 41.52'lik borsaya açık kısmı.

AKLA TAKILAN BAZI SORULAR...

Şimdi akla takılan bazı soruları sıralayalım...

* Ortada telaffuz edilen borç 6 milyar dolar. Türk Lirası ile 23 milyara yakın. İddia o ki, Ülker ödemesi gereken borcu bu şartlarda ödemek istemiyor. Resmi açıklamaya bakılırsa bu borcun 1 milyar doları için anlaşma sağlanmış. Geri kalanı ne olacak?

* Ülker şirket alırken kamu bankaları da dahil 10 büyük bankadan kısa vadeli bu borcu nasıl alabildi? Ve Türkiye tarihinde hangi şirket için bu kadar büyük bir borç yapılandırma anlaşması için masaya oturuldu?

* Ortada kamu bankaları da olduğuna göre bu satın almaların maliyeti bankacılık sistemi aracılığıyla hepimize mi paylaştırıldı?

* Dünya çapındaki gelir getiren iştiraklerin tamamının sahibi olan Pladis'in bu borçlardaki yükümlülüğü nedir?

* Murat Ülker holdingin güçlü bir yapısı olduğunu söylediğine ve batma gibi de bir durumu kesinlikle reddettiğine göre son iki yılda yapılanlar İngiltere'ye bir varlık transferi mi?

* Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce bazı iş adamlarının paralarını yurtdışına kaçırdığını ve buna müsaade etmeyeceklerini açık açık söylemişti. Bu konuşmanın adresi hâlâ merak konusu.

Lady Godiva ve atı, ünlü çikolata markasının da logosu oldu...

ORTADA DOLAŞAN SÖYLENTİ

Son olarak finans çevrelerinde hızla yayılan bir de söylenti aktaralım...

Ülker ile masaya oturan 10 bankadan bir tanesi resti çekti. İddiaya bakılırsa, bu büyük banka İngiltere'deki şirketin parasından kendisine olan borcun ödenmesini istedi ve yapılandırmaya yanaşmadı.

***

Gelelim hikâyenin sonuna...

Lady Godiva, uzun saçları ile mahrem yerlerini örterek, at üzerinde şehri baştan sona dolaştı ve bu davranıştan etkilenen halk, kapıyı pencereyi kapatıp ona bakmadı. Tek bir kişi hariç, Tom. Godiva'ya baktığı için kör oldu ve adı tarihe 'peeping (röntgenci) Tom' olarak geçti.

Ama Freud’a göre, gözetleme isteği her insanda vardır ve sinemanın bizatihi kendisi de budur. O nedenle Freud, Tom’u, "tabu deviren gerçek bir sanatçı" olarak görür. Yaptığı şey ahlaken yanlıştı. Lakin bu ahlak yanlışlığı kendi elinde olan bir şey değildi ve bu yanlışa sapmasa asla ‘sanatçı’ olamayacaktı.

Şimdi borçlarının ertelenmesi karşılığında Ülker de ata binip önümüzden geçip giderken, dünyanın en nadide çikolatasını tattırdığı için biz de minnetle gözlerimizi mi yumalım?