Bakan Ağbal: Şeker fabrikaları özel sektörde de milletin malı olacak

Maliye Bakanı Ağbal, şeker fabrikalarının satılmasına karşı çıkanlara "Bu şeker fabrikalarının hepsi özel sektörde de, kamuda da olsa milletin malı. Biz de hükümet olarak milletin malını korumaya kararlıyız" diye tepki gösterdi. Ağbal, şeker fabrikalarını satın alacaklara 5 yıl üretim şartı getirildiğini hatırlattı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul'da Vergi Konseyi 1307uncu Olağan Genel Kurulu programına katıldı. Ağbal, program öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

'ŞEKERİN STRATEJİK ÜRÜN OLDUĞU MUHAKKAK'

Ağbal, hükümetin 14 şeker fabrikasını satışa çıkarmasına gelen eleştiriler hatırlatılınca şunları söyledi:  “40 bin kere düşündük. Bu düşünme neticesinde şeker fabrikalarına özel bir özelleştirme programı geliştirdik. Şekerin stratejik ürün olduğu muhakkak. Biz bunları bilmeyen insanlar değiliz. Bugün Türkiye'de şeker üretimi hem kamunun, hem de özel sektörün içinde bulunduğu bir sektör. Şu anda piyasada yüzde 58 kamunun, yüzde 42 de özel sektörün. Burada, serbest piyasa ekonomisine inanan, devletin ekonomideki yerinin düzenleme, denetleme, gözetim ve piyasaların regüle edilmesi anlayışı içerisinde olan bir hükümetiz. Şeker fabrikalarıyla ilgili çalışmaya başladığımız ilk andan itibaren bu konunun tarafı olan herkes ile görüştük."

'5 YIL ÜRETİMİ GARANTİ EDECEK HÜKÜMLER KOYDUK'

Şeker fabrikalarında bizzat incelemelerde bulunduğunu belirten Ağbal, şöyle devam etti: “Hepimizin, milletin fabrikaları onlar. Alacaklar da bu milletin vatandaşları, yatırımcıları. Şeker fabrikaları üretime devam edecek. Şeker pancarının da, fabrikaların üretiminin de devam edeceği şekilde asgari 5 yıl boyunca üretimi garanti edecek hükümler koyduk. Her hangi bir şekilde üretimi düşürürse, o üretiminden meydana gelecek düşüş otomatikman Türkiye şeker fabrikalarına kota olarak geri dönüyor. Hiçbir yatırımcı bu kadar bir sermayeyi bağladıktan sonra, piyasada bu kadar arz ve talebin olduğu bir yerde üretim yapmamayı zaten tercih etmez. Dolayısıyla üretimin devamını sağlayacak teminatlar getirdik."

'İSTİHDAM GÜVENCELERİNİ ŞARTNAMEYE KOYDUK'

Bakan Ağbal, şeker pancarı üreticilerinin mevcut sözleşmeleri olduğunu belirterek, şöyle dedi: “Biz bunun için şartnameye hüküm koyduk. Şeker pancarı üreticilerimiz bugün şeker fabrikalarıyla hangi sözleşmeleri varsa o sözleşmeler aynen devam edecek. Üreticilerimiz açısında şeker pancarı kazanımları bugün neyse aynen koruyoruz. Şeker fabrikalarında çalışan bütün işçi kardeşlerimizin bugünkü haklarını koruyacağız. Çalışma koşullarını koruyacağız. Kamu da mı kalmak istiyor? O arkadaşlarımıza kamuda, ister fabrikada çalışmaya devam etsin, ister kamuda başka bir yere geçmek istesin biz arkadaşlarımızın oradaki istihdam kazanımlarını ve güvencelerini de şartnameye koyduk. Geçici, sürekli işçilerimiz var. O kardeşlerimiz bugün isterlerse aynı ildeki bir başka kamu kurumunda çalışabilirler. İsterlerse şeker fabrikasında çalışmaya devam edecekler. Ne zaman isterlerse de kamuya geri dönme haklarını veriyoruz onlara."

'BEN DE GÖRÜYORUM DEĞERLİ ARAZİLERİ OLDUĞUNU'

Bakan Ağbal, şeker fabrikalarına ait arazilere ilişkinse şunları söyledi:  “Şeker fabrikalarının değerli arazileri olduğunu söylediler. Ben de görüyorum değerli arazileri olduğunu. Şartnameyi düzenlerken özellikle özelleştirmeye konu olacak arazi büyüklüğünü fabrikanın üretim sahasıyla sınırladık. Fabrikanın üretim sahası dışında olan bütün arsa ve arazileri bu özelleştirme işinin dışında tuttuk."

'FABRİKALARIN ÖNÜNDE POZ VERİYORLAR'

Fabrikaların satılmasına karşı çıkanları eleştiren Ağba, şöyle dedi:  “Ben buna 'sosyal özelleştirme' diyorum. Biz bütün tarafları dinledik, konuştuk, anladık. Bugün hayatı boyunca şeker fabrikalarına uğramamış bazıları gidip şeker fabrikaları önünde poz veriyorlar. Kusura bakmasınlar buna millet inanmıyor. Bugün bile ben, ilgili arkadaşlarımız, işçi kardeşlerimizle de şeker pancarı üreticilerimizle de, kooperatiflerimize de, sendikamızla da tam bir diyalog içerisinde konuşuyoruz, istişare ediyoruz. Şeker fabrikalarımızın bulunduğu illerdeki yatırımcıların, oradaki sivil toplum örgütlerinin, kamu kurumlarının, ilgili kişilerin bir araya gelerek bu fabrikalara sahip çıktığını da görüyorum."

'GÖRCEKSİNİZ FABRİKALAR DAHA DA GÜÇLENECEK'

Bakan Ağbal, özelleştirme sürecinin nasıl işleyeceğini şöyle anlattı: “Özellikle ihale sürecinde de katılımın çok olmasını sağlayacak yerel aktörlerin ve yerel isteklerin de bu ihaleye katılmasını sağlayacak düzenlemeler yaptık. Geçici teminat tutarlarını olabildiğince düşük tuttuk. Konsorsiyum olarak ihaleye girmenin önünü açtık. Şeker pancarı üreticisi kooperatiflerimiz var, sivil toplum örgütlerimiz var, şehirlerimizde yatırımcılar var. Hepsi bir araya gelip bu ihalelere katılabilecekler. İhale sürecinde de herhangi bir şekilde ön eleme de olmayacak. Herkes gelecek ihale salonunda açık artırmayla tekliflerini verecek. Kimse burada geleceğe dair bir müneccimlik yapıp da 'şöyle olacak, böyle olcak' demesin. Bu şeker fabrikalarının hepsi özel sektörde de, kamuda da olsa milletin malı. Biz de hükümet olarak milletin malını korumaya kararlıyız. Süreci çok anlayışlı, çok diyalog içerisinde götürüyoruz. Sözü olacak herkes söylesin, sıkıntı yok. Ama gerçek olmayan evhamlar üzerine kurulu bir anlayışı da kabul etmediğimi özellikle söylemek isterim. Neticede göreceksiniz bu fabrikalar daha da güçlenecek."

'FABRİKALARI SIRTLARINA YÜKLEYİP NİYE GÖTÜRSÜNLER Kİ'

Ağbal, bir gazetecinin, "Siz evhamlardan bahsettiniz ama '5 yıl süreyle üretim şartı getirdik' dediniz" şeklindeki cümlesi üzerine, araya girerek şöyle dedi:

"5 yıl sonrası da bizim. Merak etmeyin o fabrikalar ayakta kalacak. Türkiye'de nüfus artıyor. Bizim yapmamız gereken şeker pancarı üretiminin daha da büyümesi için gayret edeceğiz. Şeker pancarı üretimine devlet olarak her aşamada destek olmaya devam edeceğiz. Şeker pancarı regüle edilmiş bir pazar. Türkiye'de şeker pancarı üretimiyle tüketimi aşağı yukarı birbirini dengeleyecek şekilde konumlandırılmış. Bu fabrikaları alan yatırımcılar ister kooperatifler alsın, ister yerel yatırımcılar alsın hepsi için hazırda bir pazar var. Yani şöyle bir düşünce mi var yani; 'bunlar bu fabrikaları alacaklar sırtlarına yükleyip bir yerlere götürecekler' şeklinde. Niye götürsün ki... Bu fabrikaların hepsinde ilave yatırımlar yapılacak ilave istihdam sağlanacak."

'BULUNDUKLARI İLLERDE SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ YAPACAKLAR'

Ağbal, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi durumunda nişasta bazlı şekerlerin yaygınlaşacağı eleştirilere ise şu sözlerle karşı çıktı:

"Türkiye'de gündeme getirilen konularla ilgili yetkili kurullar, ilgili bakanlıklar bu konuları takip etmektedir. Bu konulardaki hassasiyet hepimizin hassasiyetidir. Orada bir sıkıntı yok. O konu ile bu konuyu yanyana getirme gayretleri doğru değil. Her ürünün kendisine göre bir ihtiyacı olduğu bir yer var. Ama söylüyorum; şeker pancarı üretiminin Türkiye'de ihtiyaçlar çerçevesinde daha da gelişmesi, daha da büyümesi, şeker pancarı üreticimizin bu üretimini daha da artırması için hükümet olarak her aşamada, her süreçte, her dönemde gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Bu fabrikalar bizim fabrikalarımız, alan yatırımcılar bizim insanlarımız, bizim yatırımcılarımız. Göreceksiniz o fabrikaların üretimini artıracaklar, teknolojisini yenileyecekler. Bulundukları illerde sosyal sorumluluk projeleri yapacaklar. Toplumun birer parçası olmaya devam edecekler. Bunu lütfen görelim. Birtakım evhamlar üzerinden milletin kafasını karıştırmaya kimse kalkmasın zaten millet inanmıyor." (İSTANBUL/DHA)