Şimşek: Bazı firmalar yurtdışından şirket almış
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bazı büyük şirketlerin kredi yapılandırma yoluna gitmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken, "İsim vermek istemiyorum ama bazı şirketler 3-5 milyar dolara yurt dışından şirket almış" diyerek, sermaye transferi imasında bulundu. Şimşek ayrıca Türkiye'ye yabancı fonları çekebilmek için de OHAL'in kaldırılabileceğini söyledi.
DUVAR - Ekonomik göstergeler üzerinde olumsuz etkisi olan OHAL'le ilgili bir açıklama da Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'ten geldi. "Türkiye’ye fonu bir kaç türlü çekebiliyorsunuz.Türkiye’de yaşadığımız travmaların etkisi yok desem doğru olmaz. Doğrudan yatırımlar azaldı. Yatırım ortamı reformu yaptık. OHAL’i inşallah kaldıracağız" diyen Şimşek, Merkez Bankası'nın TL'ye destek politikasının da süreceğini ifade etti.
Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayan Şimşek, özetle şunları söyledi:
BÜYÜME: Şimdi bu çeyrek üzerine yorum yapabiliriz. Yatırımlar bir süre durağandı. Şimdi hızlanmış bu en önemli kısmı. Büyüme kapsayıcı ise bu sağlıklı bir büyümedir. 2003-2017 arası ortalama ortalama 5.7 büyüdük. Türkiye 1927-2017 yılı arasında ortalama 4.7 yerine 5.7 büyüseydi Türkiye’nin ekonomisi 2.6 kat daha fazla olacaktı. Reel olarak dünya ekonomisi 170’e çıkmış. Türkiye ekonomisi 231’e çıkmış. Nereden bakarsanız bakın önemli bir büyüme var. Her şeyden önce büyümenin istihdamın yaratıp yaratmadığı çok önemli bir husustur. AB’nin tamamı 512 milyon nüfusa sahip. AB’de son bir yılda 2 milyon kişiye iş bulundu. Türkiye’de 1.2 milyon kişiye iş bulundu. Türkiye’nin istihdam performansı ortada. Türkiye inşaatla mı büyüdü? 2002 sonundan itibaren 2003 2017 döneminde inşaat sektörünün GSYH içindeki payı nedir diye baktığımızda şimdi üretim içinde bütün katma değer içerisinde inşaatın payı AKP döneminde yüzde 7.9. Burada OECD ne kadar derseniz yüzde 5.9. 2002 sonrasında milli gelir içindeki payı yüzde 7’nin altında. Yüzde 93’ü inşaatın dışındaki alanlar. Üretim açısında baktığın zaman madencilik tarım hepsi büyümüş.
BÜYÜME HEP İÇ TALEP AĞIRLIKLI: Çok uzun bir süredir Türkiye’de GSYH’ya harcamalar itibari ile bakarsanız her zaman tüketimin payı 3’te iki ile 4’te 3 arasında olmuştur. Türkiye genel olarak iç talep ağırlıklı büyümüştür. Onun için Türkiye’nin büyümesi tarihi olarak hep iç talebe dayalıdır. Bunun zararı cari açık. Şu anda kamunun tasarrufu var. Genelde vatandaş büyüme gerçek mi bize yansıdı mı? dedikleri zaman bunu kastediyor. Esas olan büyümenin kapsayıcı olmasıdır. Gelirin adaletli dağıtılmasıdır. Dünya’da da bu sorunlar konuşuluyor. Bu anlamda büyümenin ikinci dönemde dengeleneceğini söylüyoruz. Cari açık bir dengesizliktir. Fiyat istikrarını yakalamak enflasyonu düşürmek için tedbirler alıyoruz. Para politikasında sadeleşmeyi sağladık. Orada önemli adımlar attık. Şu anda dış talep turizm canlı. Bu bize yardımcı olacak. Zaten bizim OVP’de öngördüğümüz büyüme yüzde 7.4 değil.
ENFLASYONUN 4 PUANI LİRADAKİ DEĞER KAYBINDAN: Bizim son bir kaç yıldır Türkiye’nin başına gelmeyen felaket kalmadı. Bunlar Türkiye algısına olumsuz yansıdı ve fon akışı aksadı. Lirada bir değer kaybı var. En son açıklanan enflasyon yüzde 12.2. Bu enflasyonun 4 puanı liradaki değer kaybı bundan ve petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor. Liranın bu dönemi atlatması için desteğe ihtiyacı vardı.
OHAL’İ İNŞALLAH KALDIRACAĞIZ: Bu adımları attık. Türkiye’ye fonu bir kaç türlü çekebiliyorsunuz.Türkiye’de yaşadığımız travmaların etkisi yok desem doğru olmaz. Doğrudan yatırımlar azaldı. Yatırım ortamı reformu yaptık. OHAL’i inşallah kaldıracağız. Sıcak parada getiri lazım. Merkez Bankası politika faizinİ yukarı çıktı yani liraya destek oldu. Ben de doğrusu proaktif olmayı daha erken öngörüp gereken tedbirleri almalıydık. Ekonomide geç de olsa doğru adım attık ABD dolaşımda olan doları geri çekiyor. Bu genel olarak dünyada doların değer kazanmasına ve gelişmekte olan ülkelerden dolar çıkmasına neden oldu. Petrol fiyatlarını yükselmesi de bizi olumsuz etkiledi. Arjantin’de benzer bir durum ortaya çıktı. Faizi yüzde 40’a çıkardılar kontrol edemediler, en son IMF ile 50 milyar dolarlık bir anlaşma yaptılar. Şimdi Brezilya baskı altında.
TASARRUFLARIMIZ YETERSİZ: İsim vermek istemiyorum ama bazı şirketler 3-5 milyar dolara yurt dışından şirket almış. Yapılandırmalar doğaldır. Önemli olan bunların daha iyi yönetilmesidir. Bahsedilen firmalar borçlarını ödeyebiliyorlar. Şu anda toplam yapılandırılan kredilerin, toplam krediler içindeki payı yüzde 3.8. Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü, kârlılığı makul. Bizim tasarruflarımızın yetersiz olduğu ve bunun cari açığa yol açtığı açık ve net. Seçim sonrasında bakanlık sayısını azaltacağız harcamaları kontrol altına alacağız.
CHP'YE OY VERECEK Mİ?: ('Son son seçimlerden önce, muhalefet, işte Kılıçdaroğlu olsun, diğer muhalefet, daha sonra şimdiki seçimlerden bahsettiler. Ve emeklilere ikramiye... Siz o zaman dediniz ki, 'ya bu yapılamaz, bunun kaynağı yok, CHP bunu yapsın oy vereceğim. Hatta bunlar Nobel İktisat Ödülü alır' falan dediniz, fakat sonuçta, sizin içinde bulunduğunuz hükümet yaptı şimdi. Şimdi, siz CHP'ye mi oy vereceksiniz, ne oldu şimdi?' sorusu üzerine) O günü çok iyi hatırlıyorum. Sadece bir emeklilik ikramiyesine ilişkin değildi. Paketin tamamına ilişkindi. Belki o program Youtube'da vardır. Ben bütün vaatleri topladığınız zaman o dönem için söyledim. 180 milyar TL'ye denk geliyor. Bugün ön gördüğümüz bütçe açığının yönetilebilir değil dedim. Bunun kaynadığını sordum. Ben dedim orada oy veririm dedim. Ama yapmadılar. AK Parti hükümeti doğrudur, emekliye iki bayramda 1000'er lira ikramiye, 65 yaş üstünün maaşını 500'e, bazı memurların öğretmendir polistir ek göstergeyi 3600'e bunları toplayınca maksimum 30 milyar TL'lik bir vaatle karşı karşıyasınız. Önemli bir rakam. Mevcut açığın neredeyse yüzde 40'ın üzerinde. Peki bugün yine bakıyorum, o çalışmayı yaparsak muhalefet liderlerinin vaatlerinin karşılığına bakarsanız 300 milyar TL ile 450 milyar TL arasında değişiyor. Bizimki 30 milyar liralık bir vaatken önemli bir ölçüde yaptık. Bizim 10 katımız vaat veriyor muhalefet.
(HABER MERKEZİ)