TÜPRAŞ, İran petrolü için ABD'ye başvuracak
İran’a dönük enerji sektörünü hedef alan ABD yaptırımlarının ikinci ayağı 5 Kasım’da devreye girecek. İran’dan petrol alan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Yaptırımlardan enerji sektörü ve ekonominin olumsuz etkilenmemesi için TÜPRAŞ devreye girdi ve ABD’den muafiyet talep etti.
ANKARA - ABD’nin İran’a dönük yaptırımlarının ikinci ayağı 5 Kasım itibariyle uygulanmaya başlanacak. Bu yaptırım paketini küresel piyasalar açısından önemli kılan, İran’ın petrol ihracatını hedef alması. Günlük 3.8 milyon varil petrol üreten İran, bunun 2 milyona yakınını ihraç ediyor. İran petrolünün en büyük alıcıları Çin, Hindistan, Türkiye, Japonya ve Güney Kore.
İran’la yapılan nükleer anlaşma uyarınca 2016 itibariyle İran üzerindeki BM yaptırımları aşamalı olarak kaldırıldı. Bu gelişmenin ardından aralarında Türkiye’nin de olduğu pek çok ülke İran’dan petrol alımını artırdı. Ancak ABD’nin İran’dan petrol alacak ülkelere dönük tehditkâr tavrı, alıcı ülkelerin yeni formüller bulmasına neden oluyor. Bu anlamda atılan ilk adım Washington ile petrol alımını müzakere etmek.
TÜPRAŞ’TAN İRAN PETROLÜNÜ KULLANMAK İÇİN BAŞVURU
Türkiye’nin 2017 yılındaki petrol ithalatı 42 milyon 653 bin tondu. Bu ithalatın yapıldığı başlıca ülkeler: İran, Irak ve Rusya... Türkiye’nin petrol ithalatı 2018’de de artış göstererek devam ediyor. Hâlihazırda 2018’in ilk 9 ayında İran’ın Türkiye’nin petrol ithalatındaki payı yüzde 50 dolayında. Bu oranla İran, Türkiye’nin en büyük petrol tedarikçisi. İşte bu noktada Türkiye’nin en büyük rafinerisi TÜPRAŞ İran’dan petrol alımına devam etmek için devreye girdi.
TÜPRAŞ, ayda 3-4 kargo gemisi İran petrolü almak için ABD’den muafiyet talep etti. ABD’nin bu konuda nasıl bir cevap verdiği bilinmiyor ancak Türkiye daha önce bu konuda muafiyet almıştı.
ABD’NİN İRAN TEMSİLCİSİ’NDEN MUAFİYET SİNYALİ
BM Güvenlik Konseyi yaptırımları ya da ülkesel bazdaki yaptırımlar karşısında yaptırım uygulanan ülkeye dönük talep edilen muafiyet, uluslararası hukuk açısından yeni bir durum değil. Yaptırımların mantığı bu noktada devreye giriyor. Yaptırım, çeşitli sebeplerle cezalandırılmak istenen bir ülkeyi veya sektörü hedef alıyor. Yaptırıma uğrayanın yanında komşuları başta olmak üzere diğer ülkelerin zarar görmemesi için de muafiyet ilkesi devreye sokuluyor. Örneğin 2005 ve 2010’da İran’a dönük BM yaptırımları devreye girdiğinde Türkiye için İran’dan doğal gaz ve petrol almanın önemi ve aksi yönde bir adımın Türkiye’yi zarara uğratabileceği sebebiyle BM nezdinde Türkiye’ye belirli oranda muafiyet tanınmıştı.
BM’den farklı olarak ABD’nin böyle bir yol izleyip izlemeyeceği ise merak konusu. 15 Ekim’de ABD Dışişleri Bakanlığı İran Yaptırımları Temsilcisi Brian Hook, “ABD olarak kişisel güvenliğimizi önceliyoruz. Ancak İran ile tarihi ticari bağları olan, komşuluk ilişkisine sahip müttefiklerimizin bu süreçten zarar görmemesi için görüşmeler yapıyoruz” dedi. Hook’un bu sözleri, Türkiye için sarf ettiği biliniyor. TÜPRAŞ’ın İran’dan petrol almak için durumunu izah eden bir heyetin ABD ile görüşmesine zemin yaratan da bu açıklama. ABD’nin Türkiye’ye yeniden muafiyet tanıması olası bir seçenek.