Mardin’de un fabrikaları çalışmıyor
Kızıltepe Zahireciler Derneği ve Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, işlenmiş bazı tarım ürünlerinin ihracatını yasaklayan karara tepki göstererek, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a çağrı yaptı: İhracat yasağı kalkmazsa fabrikalar kapanacak.
Ticaret Bakanlığı Eylül ayında un ihracatına yönelik rejim değişikliğine gitti. Yeni sistem, ‘yurt dışından getirdiğin ithal buğdayın ihracatını yapacaksın, ihracatta yerli buğday kullanmayacaksın’ diyor. Özellikle Federe Kürdistan Bölgesi’ne un ihracatı yapan Mardin’deki sanayiciler bu durumdan çok etkilendi.
Kızıltepe Zahireciler Derneği ve Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, Duvar’a yaptığı açıklamada, “1 Eylül 2018 Tarihli Resmi Gazete'nin 30522 sayısında yayımlanan tebliğe göre bazı tarım ürünlerinin ihracatı yasaklandı. Bu nedenle Mardin’de un üreten fabrikalar çalışamaz duruma geldi” dedi.
Öter, Mardin’de 65 un, 14 bulgur ve 3 makarna fabrikası bulunduğunu hatırlatarak ihracatın önüne çıkan engellerden dolayı bu fabrikaların çalışamaz duruma geldiğini söyledi. Öter, “Fabrikalar çalışmayınca sanayici zarar ediyor. İstihdamda sorun yaşanıyor. Bazı fabrikalar işçi çıkarmaya başladı. Öte yandan yükünü alan binlerce kamyon her gün yola çıkıyordu, şimdi bunlar da durdu. Şoförler de bu nedenle işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya” şeklinde konuştu.
KARARIN ARKASINDA İTHALAT LOBİSİ VAR
İhracat kararının masa başında alındığını iddia eden Öter, “Gelip sahaya insinler, her şeyi yerinde incelesinler" diyerek şunları söyledi: “Ekonomik anlamda ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı dönemde Ticaret Bakanlığımızın ihracatı teşvik edici önlemler alması yerine ekonomiye ve istihdama can suyu sağlayan tarım sanayisinin milyarlarca dolar ihracat gelirine adeta darbe vuracaktır. Buğday, mısır, arpa gibi ürünleri işletip ihraç eden ve yurt dışından milyarca dolar ülkeye getiri sağlayan tarım sanayi tesisleri bundan böyle yeni tebliğe göre hammaddesini yurt dışından ithal ettiği miktar kadar ihracat yapabilecek. Bakanlık gerekli araştırmayı yaptırmadan, sadece ithalat lobisine yakın bazı çevrelerin verdiği yanlış beyanlara dayanarak birçok tarım ürünü çeşidinin yetersiz olduğunu ve enflasyonun yükselmesine neden olabileceği şeklindeki beyan üzerine, başta buğday, mercimek, fasulye, nohut, arpa, mısır, soya gibi ürünlerin listesini Tarım Bakanlığı’na bildirilerek bu ürünlerin yurt dışından gümrüksüz veya düşük gümrükle ithalatın yolu açılıyordu. Bu durum yerli üreticimizin üretimine ve milli ekonomiye darbe vururken bir avuç ithalat lobisini zengin etti. Ülkemiz verimli ve bereketli topraklarıyla büyük bir tarım ülkesidir. Tarıma ve tarım sanayisine gerekli önem ve destek verilirse Türkiye gibi bir ülkeyi daha çok rahat besleyebilecek potansiyele sahiptir. Döviz krizine karşı ihracatın teşvik edilmesiyle yurt dışından döviz getirici önlemler yerine, sanayici ithalat yapmadan ihracat yapamaz kararının gözden geçirilmesi, Ankara’da masa başında oturan bürokratların beyanatıyla değil, sahada, fabrika işleten, sanayici ve gerçek ziraatçıların görüş ve önerileri dikkate alınması üretim ve ekonomiye katkı noktasında hayatı önem arz etmektedir.”
YANLIŞLARI GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ
Sanayicilerin bankalara borçlu olduğunu aktaran Öter, “Şimdi bu uygulamayla, yani sanayicinin ithalat yapabilmesi için bankadan yine kredi alması gerekiyor. Ama önceki borcunu ödememiş sanayici, bir kez daha borçlanırsa, borcunu nasıl ödeyecek? Bu çözüm değil, bu sorunu ancak derinleştirir” dedi.
Hayvancılık politikalarının da yanlış olduğunu belirten Mehmet Şerif Öter, “Türkiye’de hayvancılık yapılmıyordu ancak et ithalatı yapılınca hayvancılık öldü. Şimdi marketlerde Brezilya’dan ve başka ülkelerden gelen, dondurulmuş etler satılıyor. İnsanlarımız bu etlere mahkum edildi” ifadelerini kullandı.
Tarımda yapılan yanlışları dile getirdiklerinde hükümete muhalefet etmekle suçlandıklarını söyleyen Öter, “Oysa biz bir yanlışa dikkat çekiyoruz. Çiftçimizin, sanayicimizin zarar görmesini istemiyoruz. İstihdamda sıkıntı yaşanmasın istiyoruz. Bu politikalar yanlış ve bunun yanlış olduğunu sahada görüyoruz. Çiftçi mazot, gübre, su veriyor toprağa ama hakkını alamıyor. Tarım sanayicisi ihracat yapamıyor. Ekmeğe zam yapılmasın diye un ihracatı durduruldu ama ekmeğin gramajı düşürülerek zaten zam yapıldı. Bunları söylemek zorundayız” şeklinde konuştu.
MISIR HASADI BAŞLADI
Kızıltepeli çiftçilerin Haziran ayında buğdaylarını biçtikten sonra ikinci ürün olarak ektiği mısırın 5 ayda yetiştiğine dikkat çeken Öter, bölgedeki mısırın kaliteli olduğunu ancak ucuza satıldığını vurguladı.
Öter, bu yıl elde edilen mısır için “Kalite ve verim çok iyi” dedi ve fiyatlara tepkisini de şu şekilde dile getirdi: “Ancak fiyatlar çok berbat. Bunun sebebi de Ticaret Bakanlığı’nın aldığı karardır. Bakanlık enflasyonla mücadele kapsamında buğdayda yapılan ihracat kısıtlaması mısırda da geçerli.”
Bölgede üretilen mısırın Türkiye’nin her yerine gittiğini belirten Öter, “Hayvancılık, yağ ve küspe için mısır ihtiyacı buradan temin ediliyor” dedi. Öter, Türkiye’de üretilen mısırın fiyatının dünyanın diğer ülkelerine göre çok düşük olduğunu ileri sürerek, “Dışarıda en düşük mısır 190 dolar. Fabrikalara teslimine kadar bu fiyat 230 doları buluyor. Ama bizim burada mısır 850’ye zar zor alıcı buluyor. Bu da çiftçimize çok büyük zarar veriyor. Çiftçinin malının önü kesiliyor. Bir kez daha söylüyorum, bu karar, çok yanlış bir karardır” dedi.