İran yaptırımlarında biten muafiyetin Türkiye’ye etkisi

ABD, İran yaptırımlarından muaf tuttuğu ülkelere, 2 Mayıs’ta bu sürenin biteceğini hatırlattı. Türkiye geçici muafiyet statüsüne sahip ülkelerden biri. İran petrolüne karşı Ankara alternatif tedarikçiler de buldu. Ancak petrol fiyatlarından Boğazlara kadar Türkiye’nin yaptırımlardan etkilenmesi bekleniyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - ABD’nin 4 Kasım 2018’de uygulamaya başladığı İran petrol yaptırımları, Asya’dan Avrupa’ya pek çok bölgeyi ve ülkeyi etkiliyor. Yaptırımlarının etkilediği ülkelerden biri de Türkiye. Çünkü İran’a dönük BM yaptırımlarının 2016’da kalkmasıyla Türkiye İran’dan petrol alımını artırdı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) raporları dikkate alındığında, Türkiye’nin İran’dan Haziran 2018’e aldığı petrol, neredeyse tüm ithalatının yarısına ulaştı. Türkiye, ABD ile yaptığı görüşmeler sonucunda da, geçici muafiyet alan ülkelerin arasına girdi. Yani 2 Mayıs’a kadar İran’dan petrol alımı sürecek.

Muafiyetin son bulacağı 2 Mayıs’tan sonra Türkiye petrol ithalatında alternatif tedarikçilere yönelmek zorunda. İran yaptırımları Türkiye’deki enerji sektörüne, özellikle akaryakıt fiyatlarına etki ediyor. Üstelik yaptırımların etkisi Akdeniz Çanağı olarak isimlendirilen ve akaryakıt fiyatlarının belirlendiği bölgenin genelinde etkiye sahip.

EN BÜYÜK TEDARİKÇİDEN SIFIR ALIMA: İRAN PETROLÜ İTHALATI

Türkiye’nin petrol ithalatı verileri incelendiğinde 2017 ile 2018’de İran’dan petrol alımının dikkat çekici boyutlara ulaştığı görülüyordu. Örneğin Mayıs 2018’de yayınlanan EPDK verilerine göre Türkiye’nin petrol ithalatının yarısı İran’dan geliyordu.

Türkiye yaptırımlar sonrası gelen geçici muafiyet kararının ardından hızla İran’dan petrol alımını sınırlandırdı. Nitekim Kasım 2018 ithalat verilerinde alım sıfıra indi. Aralık 2018’de İran’ın Türkiye petrol ithalatındaki payı yalnızca yüzde 3.85 düzeyinde kaldı. EPDK en son Ocak 2019 petrol ithalatı verilerini açıkladı. Buna göre Ocak 2019’da İran’ın ithalattaki payı yüzde 12.3’e çıktı. Peki bu ne demek?

Veriler ve İran’dan alımın düşmesine rağmen ülkemizde bir petrol darboğazı yaşanmadığı göz önüne alındığında, Türkiye’nin siyasi arenada yaptırım karşıtı tutum almasına karşın 2 Mayıs’a dönük bir hazırlık yaptığı ve alternatif adreslere yöneldiği görülüyor. İran’ın yerini alan tedarikçiler kim?

TÜRKİYE’NİN İRAN’A ALTERNATİF ÜRETİCİLERİ

Türkiye, Akdeniz çanağı bölgesinde yer alan ve dizel yakıtın ağırlıkta olduğu bir tüketici. İran’ın ham petrol cinsi TÜPRAŞ ve Star rafinerisi için uygun olandı. Ancak İran, ABD eliyle piyasasının dışına itiliyor. Bu noktada Türkiye, İran petrolüne en yakın tedarikçilere yönelmek durumunda. Çünkü rafinerilerin damıtma mekanizmasına uygun olmayan petrol, hem rafineri maliyeti hem de inceltici gerektirdiği için maliyette artış anlamına geliyor. Bu hesaplar çerçevesinde Türkiye, alternatif üreticilere yöneldi. İthalat verileri ne göre iki adresten alım artıyor: Irak ve Rusya.

Son iki yılın haziran-kasım arası dönemlerine bakacak olursak, Türkiye’nin İran’dan Haziran-Kasım 2018’de aldığı petrol bir önceki döneme göre yüzde 50.29 azalarak 6 milyon 600 bin tondan 2 milyon 999 bin tona geriledi.

Haziran-Kasım 2018 arasında İran’dan düşen alım, Irak ile ikame edildi. Bu dönemde Türkiye’nin Irak petrolüne talebi bir önceki yıla göre yüzde 67.8 düzeyinde artarak 2 milyon 783 bin varilden 4 milyon 783 varile çıktı.

İran’dan petrol alımının sıfıra indiği Kasım 2018’de Rusya tedarikte lider oldu. Bu ayda ithal edilen petrol ve yan ürünleri ithalatının yüzde 32’si Rusya’dan, yüzde 12.6’i Irak’tan ve yüzde 12.3’ü Hindistan’dan sağlandı. 2018’in sonuna kadar Rusya ve Irak ilk iki sırayı paylaştı. 2019’daki tabloya da bakalım.

EPDK Ocak 2019 verilerine göre petrol ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 18.3 arttı. Ancak en çarpıcı artış ham petrol ayağından geldi. Türkiye’nin ham petrol ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 48 artarak 2 milyon 186 bin ton varile çıktı. İlk iki ithalat adresleri yine Irak ve Rusya. Ham petrol ithalatında Irak yüzde 33 payla ilk sırada yer aldı. Alternatif adreslerin bulunması akaryakıt başta olmak üzere fiyatların yükselmesine engel olur mu?

AKARYAKIT FİYATLARINA NE OLACAK?

Petrol fiyatları denildiğinde akla gelen ilk başlık akaryakıt fiyatları oluyor. Bununla beraber petro-kimya sektörü dikkate alındığında lastik üretiminden vazeline kadar pek çok ürünün fiyatı petrol fiyatlarına bağlı.

Geniş kullanımı olan petrolün ithalat maliyeti sadece ham petrol fiyatları üzerinden şekillenmiyor. Petrol piyasaları özellikle üretici ülkelerden gelen bilgilere duyarlı. Her ne kadar ABD arz sıkıntısı olmayacak dese de piyasada fiyatlar artış yönünde ivme kazanmaya başladı. Hani ürünün ham halinin fiyatında artış var. İran’dan kaynaklanan boşluk doldurulmaz, artış biraz daha sürebilir.

Ham petrolün fiyat mekanizmasının diğer ayakları; tedarik mesafesi, yapılan anlaşma, kullanılan taşıma aracı (gemi/tanker), petrolün türü, rafineri kapasitesi ve türü gibi unsurlardan oluşuyor.

TAŞIMA MALİYETİ ARTTI

Bu çerçevede Türkiye için İran’ı petrol ithalatında önemli kılan unsurların başında mesafe olarak yakın olması, yani taşımacılığın cazip olması geliyor. Türkiye’nin İran’a alternatif olarak Irak’a yönelmesinde de bu faktör etkili. Irak ile Türkiye arasında Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı mevcut. Petrol alımı bu hat üzerinden sağlanabiliyor. Buysa petrolün taşınma maliyetini aşağı çekiyor. Ancak diğer önemli tedarikçi Rusya için aynı iddiada bulunmak zor. Rusya’nın petrol aktarımı büyük oranda gemiler üzerinden sağlanıyor. Yani taşıma maliyeti arttı. Dahası Türkiye’nin yanında İtalya ve Yunanistan benzer adreslere yöneldi. Bu durum Türkiye’yi Boğazlar üzerinden etkiliyor.

BOĞAZLAR VE PETROL İLİŞKİSİ

Boğaz trafiği ile petrol ithalatı arasındaki ilişkiye bakalım. Bilkent Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (Bilkent EPAM) tarafından hazırlanan İran Ambargosu-Türk Boğazları Raporu'na göre İran yerine Rusya’ya yönelen tüketicilerin talepleri İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nda gemi trafiğini artırıyor. Yani gemilerin rafinerilere ulaşma süresi uzuyor. Teslimat geç yapıldığı için rafineri fiyatlarında artış oluyor. Türkiye’nin de içinde olduğu bölgede fiyatlardaki bu artış ister istemez akaryakıt fiyatlarında karşılık bulacak.

Boğazlarda trafiğin artışı Türkiye açısından yalnızca petrolü daha maliyetli hale getirmiyor, aynı zamanda trafiğin kontrolü ve güvenliğin sağlanmasında da ek tedbirler gerektiriyor.

Özetlemek gerekirse, İran petrol yaptırımlarında Türkiye’ye uygulanan muafiyetin son bulması karşısında Türkiye’nin Irak ve Rusya petrolü üzerinden B planı hazırladığı söylenebilir. Ancak B planı kendi başına fiyatların aynı kalması anlamına gelmiyor. Ham petrol fiyatlarındaki artış, tedarikçi değişimi, mesafe, taşımacılık için gerekli önemler dikkate alındığında akaryakıt başta olmak üzere enerji fiyatlarında artış beklenebilir. Ayrıca Türkiye, İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nın kontrolüne sahip olduğu için burada artan trafiğe karşı da ekonomik ve idari tedbirler almak durumda kalacak.