Kuşak ve Yol Zirvesi 2019: Dünyanın müteahhidine eleştiriler

25-27 Nisan tarihlerinde Çin’de gerçekleşen Kuşak ve Yol Projesi İkinci Küresel Forumu’na eleştiriler ve borçlar damgasını vurdu. Çin, yaptığı açıklamada projeye yeni bir düzenleme getirdiğini belirtti ancak düzenlemelerin hayata geçip geçmeyeceği konusunda net bir şey söylemek zor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Çin’in başkenti Pekin, 25-27 Nisan’da 150 ülkeden 37 lider ve 5 bin katılımcının yer aldığı Kuşak ve Yol Projesi İkinci Forumu’na ev sahipliği yaptı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2017’de olduğu gibi bu zirveye de Rusya adına katıldı. Putin gibi zirveye ikinci defa katılan lider sayısı az değildi. Buna karşın Avrupa’dan ve Asya’dan gelen yeni katılımcılar dikkat çekti. Avusturya ve Portekiz toplantıya başbakan düzeyinde ilk defa katılım gösterdi.

G7’nin, Kuşak ve Yol Projesi’ne katılan tek üyesi İtalya, zirveye ilk defa gelen ülkeler arasındaydı. Avrupa’nın yanında Asya Pasifik’ten Singapur, Papua Yeni Gine, Tayland ve Brunei başbakanları zirve için ilk kez Pekin yollarına düştü. Öte yandan ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Almanya, Fransa ve İngiltere 2017’deki tutumlarında bir değişiklik olmadığını ilan edercesine bu zirveye de katılmadı. Bunların yanı sıra aralarında Türkiye’nin de olduğu üç ülke, (Türkiye, Sri Lanka, Endonezya) 2017’deki ilk zirveye katılırken bu zirveye katılmadı.

DÜNYA’NIN MÜTEAHHİTLİĞİ: KUŞAK VE YOL

Pekin’de Xi Jingping’in açılış konuşmasıyla başlayan toplantı Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nde bazı değişikliklerin olacağını gösteriyor.

“Bir Kuşak Bir Yol” olarak da bilinen Kuşak ve Yol Girişimi (Belt and Road Initiative- BRI), Çin Hükümeti tarafından geliştirilen, Orta Asya, Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki altyapı projeleri ağı aracılığıyla eski ticaret rotalarını canlandırmayı amaçlayan kapsamlı bir kalkınma stratejisi.

Oxford Economics raporuna göre Çin kamu şirketleri ve bankaları hâlihazırda BRI projelerinin yüzde 86’sını finanse ediyor. Mevcut finansmanın yüzde 8’i Çin dışından geliyor. Aynı rapor, gelecekteki BRI harcamalarının ölçeği göz önüne alındığında, Çin’in projeler için sermaye artırımına gitmesinin zor olacağını ortaya koyuyor.

Kamu bankalarından Çin Kalkınma Bankası (China Development Bank, CDB) ve Çin İthalat İhracat Bankası (China Exim Bank, CHEXIM) BRI yatırımının yüzde 48’ini sağlıyor. BRI yatırımlarının diğer yarısı devlete ait dört büyük ticari bankadan (ICBC, ChinaConstruction Bank, Agricultural Bank of China and Bank of China) sağlanıyor.

ÇİN İÇİN HALKA VE ÇEVREYE RAĞMEN: VİETNAM VE ARJANTİN ÖRNEKLERİ

Kuşak ve Yol projesinin atılım alanlarından biri enerji. Enerji yatırımları Çin’in küresel stratejisinde önemli yer tutuyor. Çin, 2018’in son çeyreğine kadar küresel enerji projelerine 150 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Ancak enerji yatırımları kendi içinde alt başlıklara ayrılıyor. Çin’in gözde yatırım alanı kömür santralları. Nitekim Çin’in enerji yatırımlarına bakıldığında bunun yüzde 42’sinin kömür santralları olduğu görülüyor.

Kömür santralları dünya genelinde az kâr eden kalemler içerisinde yer alıyor. Ancak sorun yalnızca bununla bitmiyor. Örneğin 2013’te başlayan Kuşak ve Yol Projesi’nin ilk örneklerinden biri Vietnam’da hayata geçti. Çin, 1.7 milyar dolara Vietnam’da 1.240 megawat kapasiteli Vinh-Ton Santralını yaptı. Santralın yapım aşamasında da sonrasında yerel halkın santrale dönük eleştirileri ve kaygılarına ne Çin ne de Vietnam hükümeti tatminkâr bir yanıt verdi. Nihayetinde Mart 2019’da Vietnam hükümeti, Vinh-Ton’un çevre için yüksek risk taşıdığını ifade eden bir raporu kabul etti. Rapora göre santralın kurulu olduğu bölgede hava kirliliği insan sağlığını tehdit eder boyutta. Üstelik santral yapılırken de sonrasında da çevreye dönük düzenlemeler netlik kazanmadı. Bu ihmal sonucunda santral atıklarının denize boşaltıldığı ortaya çıktı.

Yatırımlarının enerji ayağındaki sorun yalnızca kömür santrallarıyla sınırlı değil. Pekin, Arjantin’in Santa Cruz bölgesinde 4.7 milyar dolara mal olması beklenen iki hidroelektrik santralı yapıyor. Proje finansmanını Çin Kalkınma Bankası sağlıyor. Buraya kadar her şey kulağa normal geliyor. Ancak bölge sakinleri böyle düşünmüyor. Santa Cruz Bölgesi, yerli halkların yaşadığı bir bölge, dahası bölgedeki yapılar ve tarihi eserlerin bir kısmı UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor. Bu noktada yerel halk; kaygılarına kulak tıkandığını, santralların yapım aşamasında tarihi eserlerin zarar gördüğünü, yaşam alanlarını tehdit altında olduğunu ve akarsuların tarım için gerekli olan kısmını kullandığını ifade ediyor. Şu ana kadar Vietnam örneği ortayken Çin bu konuda bir açıklama yapmadı.

ŞÜPHE VE ELEŞTİRİLERE KARŞI KUŞAK VE YOLA YENİ AYAR

Çin’in Yol ve Kuşak Projesi, temelde dünyada ekonomik büyüme ile kalkınma arasındaki açığı Çin odaklı ve onun öncelikleri uyarınca gidermeye çalışıyor. Uzmanlara göre dünyanın büyüme eğilimi dikkate alındığında 2030’a kadar küresel düzeyde yıllık 3.3 trilyon dolarlık kalkınma ve alt yapı projelerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. İşte Çin bu açığı da dikkate alarak alt yapı ve enerji projelerine 65’ten fazla ülkede yatırımlar yapıyor.

Çin 2013’ten bu yana dünya genelinde 90 milyar dolara yakın alt yapı ve kalkınma projesine yatırım yaptı. Bu rakamın 2030’a kadar 1.8 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Peki her şey kâğıt üstünde göründüğü gibi normal mi?

ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bazı ülkeler, Çin’in, bu projelerle ülkeleri borçlandırdığını ve bunu bir ‘kendine muhtaç etme aracı’ olarak kullandığını ifade ediyor. Endonezya ve Sri Lanka’nın saplandığı borç batağı ve bu borçların neredeyse yüzde 90’nın Çin’e olduğu dikkate alındığında eleştirilerin haksız olduğunu söylemek zor.

İşte bu noktada Xi, açılış konuşmasında borçlandırmaya dönük suçlamaların haksız olduğunu ve gerekirse borç ve faiz oranlarının gözden geçirilebileceğini ifade etti. Özetle Xi, “bizi suçladığınız noktaları dikkate aldık, borç konusunda IMF dahil bazı kurumlardan uzman desteği alacağız” dedi. IMF Başkanı Christine Lagarde’ın da zirvede olduğu dikkate alındığında bu argüman güçleniyor.

Kuşak ve Yola dönük ikinci eleştiri, yerel halkların ve sivil toplum örgütlerinin taleplerinin kulak ardı edilmesi, projelerin verimliliği, talebe yanıtı ve çevreye etkisi dikkate alınmadan hızla hayata geçirilmesi. Özellikle enerjide kömür yatırımları ve hidrokarbon projeleri Çin’e dönük eleştirinin temel hareket noktası. Örneğin E3G Düşünce Kuruluşu’nun Endonezya, Pakistan, Filipinler, Güney Afrika, Türkiye ve Vietnam’da gerçekleştirdiği ankette katılımcılar yüzde 51 ile 72 arasında değişen oranlarla kömür yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasını istiyor.

Bu çalışmaları ve halkın tepkisini dikkate alan Xi, konuşmasında sürdürebilir ve yeşil enerji projelerinden yana olduklarını projelerinde bunu önceleyeceklerini söyledi. Özetle en azından iki konuda Kuşak ve Yol Projesi yeniden düzenlendi. Bu düzenlemelere uyulup uyulmayacağını zaman gösterecek. Ancak 2013’ten beri yapılan projelere ne olacağı, borçlu ülkelerin bu bataktan nasıl çıkacağı gibi hayati soruların toplantıda gündeme alınması, kuşkuyu elden bırakmamayı gerektiriyor.