Daron Acemoğlu: Ekonomide radikal reformlara ihtiyaç var
Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinde 10 yıldır derin yapısal sorunlar olduğunu belirterek, "Durgunluk artık kolay kolay gidecek gibi değil, bunu aşabilmek için de hem piyasa hem bankacılık ve borçluluk konusunda gerçekten radikal sonuçlar getirebilecek reformlara gerek var" dedi.
DUVAR - Massachusetts Institute of Technology Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, enflasyonun, bütçe açığının ve büyümenin düşük kaliteli olmasının bir sonucu olduğunu vurgulayarak, son 10 sene içinde ekonomide verimlilik artışı olmadığına dikkat çekti. Acemoğlu "Üretkenliği artıramadığımız için enflasyonlu, cari açıklı, bütçe açıklı bir yere geldik" dedi.
Bloomberg HT'de Ali Çağatay'ın sorularını yanıtlayan Acemoğlu:
EKONOMİNİN DERİN PROBLEMLERİ VAR: Tasarruf açığı bir problem çünkü daha fazla yatırımda ve daha doğru yatırımda bulunmamız lazım. Ama ekonominin çok daha derin problemleri var. Daha derin problemlerin bir bölümü orta vadeli bir bölümü kısa vadeli... Yani kısa zamanda ileri gitmek için adım atmamız lazım.. Orta vadeli problemler ekonominin kurumsal çökmesiyle ilgili. Yargı kurumlarının kötüleşmesi, yolsuzlukların denetlenmesinin kötü duruma gitmesi, verimliliği artıracak teknolojik adım atılmaması, iş gücü kalitesinin artmaması, özellikle eğitim gibi önemli alanlarda doğru yatırımda bulunmamızdan kaynaklanan şeyler. Bunları çözmek için derin radikal reformlara ihtiyaç var..Kısa vadede ise sorunlar bilançolarda, bankacılıkta ve bunun sonucu olarak hükümet bütçesindeki açıklardan kaynaklı. Yani yeniden yapılanma ve daha doğru tarafa gidebilmek için bu açıkların kapatılması lazım.
EĞİTİMİN İSTİHDAMA ETKİSİ: İstihdam olmamasının en büyük nedeni kimsenin tembel olmasından değil, yatırımlarımızın verimliliği artırmaması ve eğitim sistemimizin doğru nitelikleri vermemesinden kaynaklanıyor.. Eğer okullarımızda yanlış bilgi verirsek tabii istihdam yaratmakta da zorlanırız.
ENFLASYON NASIL DÜŞER?: Enflasyon, bütçe açığının ve büyümenin düşük kaliteli olmasının bir sonucu. 2002 - 2007 döneminde Türkiye'nin büyümesi verimliliği artırarak oldu. Yani her koyduğumuz kaynağı daha iyi kullanıp büyümeyi başardık. Son 10 sene içinde verimlilik artışı yok. Üretkenliği artıramadığımız için enflasyonlu, cari açıklı, bütçe açıklı bir yere geldik. Bütçe açığı kapanmadığı sürece enflasyon baskısı da devam eder. Bunun için de alttaki problemlerle uğraşmak gerek. Enflasyonu düşüreceğiz diye fiyat artışını zorla durduralım derseniz daha kötü olur. Yapılması gereken üretkenliği artırmak, bütçe açığını ortadan kaldırmak. Doğru yapısal problemlerle bir an önce ilgilenmemiz lazım.
AŞIRI BORÇLULUK SORUNU ÇÖZÜLMELİ: Atılması gereken adımlardan en önemlisi, şirketlerin aşırı borçluluğunun çözülmesi. Şirketlerin sağlığı iyileştiği zaman yabancı sermaye de daha fazla gelir. Ama bir tek borçluluk problemini çözmek yetmez, daha iyi yargı, daha iyi bürokrasi, daha iyi teknoloji ve daha iyi demokrasiye ihtiyaç var.
İNSANLAR ÖNCE DOLARA GİDİYOR: (ABD dolarının egemenliğinin gelecek yıllar içerisinde bitip bitmeyeceği sorusu üzerine) Olabilir ama gelecek 10 - 20 sene içinde değil. Çünkü insanların bir para biriminden istedikleri sadece alışverişte bulunmaları, dış açıklarını kapatmak değil, güven. Son krizler sonrası gördük ki insanlar dolar ve dolar bazında olan varlıkları daha güvenli buluyorlar. İnsanlar korku artınca altından önce dolara gidiyor. Bu böyle sürdükçe doların durumu değişmez ama 25-30 yıl sonra örneğin Trump ekonomiyi tamamen batırırsa o da çökmeye başlar.