Ekonomik yoksulluktan öğrenme yoksulluğuna

Dünya Bankası raporu, Türkiye'de 10-14 yaş aralığında her beş çocuktan birinin temel düzeyde okuma becerisine sahip olmadığını göstermekte.

Google Haberlere Abone ol

Batuhan Nar*

Son bir yıldır Covid-19 salgını ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok sektör bu salgının negatif etkilerinden nasibini alıyor. Endüstriden sağlığa, eğitimden satın alma gücüne kadar birçok alanda daralma ve gerileme yaşanması hepimizin malumu…

Özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler veya az gelişmiş ülkelerde ise zaten sıkıntılı olan ekonomi yüksek bir yoksulluk oranını da beraberinde getiriyor.

Artan bu yoksulluk oranları ise böylesine hassas bir dönemde iyiden iyiye can sıkıyor.

Dünya Bankası’nın açıklamasına göre Covid-19 salgınının 2020’de 88 milyon ila 115 milyon insanı aşırı yoksulluğa sürükleyeceği tahmin ediliyordu. Ekonomik daralmanın ciddiyetine bağlı olarak toplamın ise 2021 yılına kadar 150 milyonu bulması bekleniyordu.

Zira Dünya Bankası Grubu Başkanı David Malpass de, pandemi ve küresel durgunluğun, dünya nüfusunun yüzde 1,4'ünden fazlasının aşırı yoksulluğa düşmesine neden olabileceğini söylüyor.(1)

PEKİ TÜM DÜNYA BUNU YAŞARKEN ÜLKEMİZDE DURUM NASIL?

Salgın geçen yıl Türkiye’de başladığında hükümet virüsün yayılmasını kontrol altına almak için karantina uygulamaları yaptı. Bu kapanmaların sonucunda ekonomik aktiviteler düştü ve Türkiye ekonomisi 2020'nin ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 küçüldü. Bu büyük kesintiler 2,6 milyon çalışanın (toplam istihdamın yüzde 9,2'si) yok olmasına yol açtı.(2)

Üstteki grafikte de görüldüğü üzere işten çıkarmalar büyük oranda kayıt dışı çalışanları, düşük vasıflı çalışanları ve kadınları etkiliyor. Özellikle hizmet sektöründe yüksek oranda çalışan kadın işçilerin işsiz kalma olasılığının erkek meslektaşlarına göre üç kat daha yüksek olması ayrı bir yazının konusu olacak derecede önem arz ediyor.

Dünya Bankası kıdemli ekonomisti Javier E. Baez ve baş ekonomist Aslı Demirgüç’ün araştırmasına baktığımız zaman Türkiye'de gelir dağılımının en alt yüzde 40'ını temsil eden yoksullar ve güvencesiz çalışanların, kriz sırasında işini kaybeden 10 kişiden 6'sını oluşturduğunu görüyoruz. Tersine en üst yüzde 10’luk dilimdekilerin ise iş kaybetme olasılığının çok daha düşük olduğunu...

EĞİTİMDE ÖNLENEMEZ KAYIPLAR!

Tıpkı ekonomide olduğu gibi eğitimde de salgının beraberinde getirdiği sorunlar yumağına dolanmış durumdayız. Arada tek bir fark var. Ekonomik kayıplar bir şekilde telafi edilebilecek fakat çocukların eğitimindeki her bir eksik gelecekte onarımı mümkün olmayan tahribatlara yol açacak. Öyle dinamik ve geri dönüşü olmayan bir alan ki eğitim, diğer alanların hiçbiriyle kıyaslanamayacak düzeyde hayati bir öneme sahip durumda.

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore’nin 12 Ocak’ta yaptığı açıklama konunun vahametini gözler önüne seriyor. “Çocuklar bir yıl daha okula gidemezse bunun sonuçları gelecek nesilleri de etkileyecektir.” diyen Fore bu gerekçesini şöyle açıklıyor;

  • Salgın tedbirlerinin en üst düzeyde olduğu dönemde dahi dünya genelinde öğrencilerin yüzde 90’ı okulların kapatılmasından olumsuz etkilendi ve okul çağındaki çocukların üçte birinden fazlası uzaktan eğitime erişim imkanından mahrum kaldı.
  • Okul dışı kalmış çocukların sayısı 24 milyon artış göstererek yıllardır karşılaşmadığımız bir seviyeye ulaştı.
  • Çocuklar bu dönemde okuma ve temel matematik becerilerini yeterince geliştiremedi ve dolayısıyla 21. yüzyıla ayak uydurabilmek için ihtiyaç duydukları beceri ve yetenekleri edinemediler.
  • Akranlarından da uzak olan bu çocukların hareketlilikleri azalıyor ve bunun neticesinde çocuklar fiziksel zindeliklerini kaybediyor ve duygusal açıdan stres belirtileri gösteriyor.
  • Okulların sunduğu sosyal güvenlik ağlarının yokluğunda bu çocuklar istismara, çocuk evliliklerine ve çocuk işçiliğine karşı daha savunmasız hale geliyor.
  • Bu nedenle okulları kapatmak, diğer bütün seçenekleri değerlendirdikten sonra başvurulacak son çare olmalıdır.(3)

'ÖĞRENME YOKSULLUĞU'NA DOĞRU SAVRULUŞ…

Öğrenme yoksulluğu, 10 yaşına kadar basit bir metni okuyup anlayamamak anlamına gelmektedir. 

Öğrenme yoksulluğunun diğer becerilerden ziyade okuma becerisi üzerinden tanımlanması, okuma becerisinin diğer alanlardaki öğrenmeye basamak olmasından kaynaklanmaktadır. Okuma becerisi düşük olan sistemlerde matematik ve fen bilimleri gibi alanlarda da başarı düşüktür. PISA ve TIMSS sınavlardaki okuma becerisi ile fen ve matematik becerileri arasındaki pozitif ilişkiler de bu yargıyı desteklemektedir. (4)

2019 yılındaki çalışmaya göre Türkiye’de 10-14 yaş aralığında öğrenme yoksulluğu oranının yüzde 21,7 olduğu görülmektedir. Dünya Bankası raporunda Türkiye için hesaplanan yüzde 21,7’lik öğrenme yoksulluğu oranı, Türkiye’de 10-14 yaş aralığında her beş çocuktan birinin temel düzeyde okuma becerisine sahip olmadığını göstermektedir. 2019 yılındaki bu verinin pandemi dönemindeki uzaktan eğitime erişememe ile birlikte hangi boyutlara ulaştığını tahmin ediyor olmalısınız…

Dünya Bankası 2019 yılı ülkelere göre öğrenme yoksulluğu oranı grafiği

Dünya Bankası'nın yayımladığı yeni rapor, ilkokul çağındaki 72 milyon çocuğun daha Covid-19 nedeniyle öğrenme yoksulluğu kervanına katılacağını söylüyor.

Raporda pandeminin düşük ve orta gelirli ülkelerde, ilkokul çağındaki çocukların öğrenme yoksulluğu yüzdesini yüzde 53'ten yüzde 63'e çıkarabileceği yer alıyor.

Hem ülkemizde hem de dünyada biricik geleceğimiz çocuklarımızın öğrenme yoksulluğunu böylesine zor bir dönemde en aza indirmek için neler yapılması gerektiği onlarca araştırmada mevcut. Eğitimde fırsat eşitsizliğini azaltmak, öğretmenleri aşılamak, öğretmenlerin teknolojik entegrasyonu hızlandırmak, her yer kapansa da okulların açık olmasını sağlamak, en ücra köylere dahi devletin gücüyle internet erişimini götürmek, bilgisayar ve tabletsiz çocuk bırakmamak vb. gibi onlarca öneri çeşitli araştırmalarda önümüzde duruyor…

Yeter ki her biri birbirinden özel olan çocuklarımızın eğitimini dert edinelim.

Yoksa ekonomik yoksulluktan öğrenme yoksulluğuna doğru amansız bir savruluş kaçınılmaz görünüyor. 

1- COVID-19 to Add as Many as 150 Million Extreme Poor by 2021, www.worldbank.org 
2- The urgency of promoting a more equal recovery: Insights from the COVID-19 crisis in Turkey, www.worldbank.org
3- If children do not attend school for another year, this will have dire consequences., www.unicef.org 
4- Öğrenme Yoksulluğu, tedmem

*Eğitimci, yazar