Ekrem İmamoğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: Ya Allah akıl versin, milletin aklıyla alay eder gibi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hatay'daki açıklamasını eleştiren Ekrem İmamoğlu, "Tepki gelince 'CHP kendisine oy vermeyenlere hizmet etmez' dedi. Ya Allah akıl versin milletin aklıyla alay eder gibi" dedi.
DUVAR - İstanbul'da Kartal Belediyesi’nin bağış ile hayata geçirdiği "Neriman-Sami Türkdoğan Aşevi ve Gıda Bankası ile Afet Lojistik Merkezi"nin açılışı, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in katılımı ile gerçekleştirildi.
ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre, açılışta konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
"Bakın o bir kişilik anlayış kendini her konuda muktedir görüyor ve kibir dağları aşmış" diyen İmamoğlu, "Hatay'da depremzedelerin huzuruna çıkıp oy vermedikleri için hizmetin nasıl geciktiğini depremzedelerin gözünün içine baka baka anlattı. Yani diyor ki bana oy verirseniz hizmet gelirdi, vermediniz onun için gelmedi" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın daha sonra CHP'yi kendisine oy vermeyenlere hizmet götürmemekle suçladığını belirten İmamoğlu, "Çıktı çok tepki gelince milletin aklıyla alay eder gibi şöyle bir söz söyledi. 'Bu Cumhuriyet Halk Partililer var ya kendilerine oy verenlere hizmet eder. Oy vermeyenlere hizmet etmez' dedi. Ya Allah akıl versin milletin aklıyla alay eder gibi... 2-3 gün önce, milletin huzurunda bunu söylüyor, tepki alınca sözü çevirip CHP'ye getiriyor. Bakın seçime giderken bile milletini tehdit ederek oy isteyenden seçimden sonra Allah korusun" dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
'TEK HIRSIZLIĞIM OLACAK'
"Gerçekten özenli bir beş yılı geride bırakmak üzereyiz. Göreve geldiğimiz an itibariyle neler yaşadık neler. Zaten görevi vermek için 17-18 gün beklettiler. Göreve geldik bu seçimi kazanmadınız dediler. Hile dediler, hırsız dediler, çaldınız dediler. İnsan kendi gibi bilirmiş. Milletin hakkını hukukunu çiğnemeye ve insanların elinden demokratik haklarını… İnanın tek hırsızlığım o olacak. Başka hiçbir şey olmayacak. Hayat boyu gönlünüzü çalmaya devam edeceğim. Kalktılar bütün bu suçlamalarla birlikte görevi elimizden aldılar ve çalmaya devam ettiler. Üç ayımızı oradan aldılar götürdüler. Onun için üç ay eksik hizmet verdik bu şehre. O süreçte unuttukları bir şey var. Ne bu millet, ne 16 milyon insanımız, ne de onları temsilen ben ne hak yedim ne de hakkımı yediririm kardeşim. Bu kadar net. O bakımdan o gün halk olarak hakkımızı savunduk ve bu zorluğu aştık."
'MART AYIN 2 METRO HATTINI AÇACAĞIZ'
"Mali olarak çokça anlatacağım usulsüz, sıkıntılı bütçelerini bir nevi kurumun kasasını devraldık. Yarım bırakılmış, hatta sadece ihalesi yapılıp hiç başlatılmamış, başta metro olmak üzere birçok projeyi devraldık. Sadece bu da değil bütün Türkiye'yi, bütün dünyayı etkileyen bir buçuk yıla yakın bir pandemi süreci yaşadık. Sadece bu da değil özellikle 2016-2017 yılı itibariyle kötü yönetilen ekonominin en trajik sonuçlarını, en büyük bedellerinin ödendiği dönemi de bu beş yıl içerisinde milletimiz yaşadı, kurumlarımız yaşadı. Bu ülkenin maliyetleri, geçimin maliyetleri, yaşamın maliyetleri inanılmaz yükseldi. Ama insanlarımızın geliri o seviyede artmadı. Buna rağmen hem ilçemizde hem büyük şehrimizde içtenlikle söylüyorum ki tarihi başarılar elde ettik. Mart ayında iki tane daha metro açacağız. Avrupa yakasında Ataköy-İkitelli hattı Anadolu Yakası'ndaki Çekmeköy-Sancaktepe-Samandıra hattı. Ve toplamda 65 kilometre metroyu bu 5 yılda bitirmiş olacağız. Bu büyük bir başarı bunu söyleyeyim. Devam eden metrolarımız da var. Bugün ifade etmeliyim ki itibarlı bir İstanbul var etmenin altyapıdan üstyapıya kadar inanılmaz işleri başarmanın büyük gururunu yaşıyoruz."
'BU ŞEHRE ADALET GETİRDİK'
"Hizmet dönemimizin en önemli kavramı adalet. Biz bu şehre adalet getirdik. Bu şehrin hiçbir insanını birbirinden ayırt etmedik etmeyeceğiz. Hep söylerim CHP'nin en çalışkan neferi olmayı her zaman gururla hedef olarak söylemişimdir. Ama altını çizerek şunu hep söylerim. Siyaset, siyasi partiler hizmet için bir araçtır amaç olamaz. Biz siyasi partilerdeki görev sürecimizi katiyen kesinlikle bir araç olarak görürüz. O bakımdan devletin kurumlarını, millete ait alanları, hususları, bütçeyi partiyle tariflemeyiz. Hizmetlerimizi partiyle tariflemeyiz. Partiyle hizmeti kovalamayız. Bakın Gökhan Yüksel başkanımla Kartal'da yürüttüğümüz diyalog kalitesini İstanbul'un 39 ilçesi ile yönettik. Hiçbirini birbirinden ayırmadık. Ben hangi ilçeye gidersem gideyim o ilçenin belediye başkanının partisine bakmaksızın davet etmişimdir. Gelen gelmiştir, gelmeyen gelmemiştir."
'O İMZAYI ATMAYAN KİŞİ ŞİMDİ İSTANBUL ADAYI'
"Şimdi bu ahlakla ve bu adalet duygusuyla yürürken elbette neler neler yaşadık. Böyle deyince de sesim birine benziyor. Allah'ım, ya Rabbim ne diyeyim? Neler neler yaşadık. Ne engellemeler, komedi filmi gibi bir kısmı. Mesela afetten bahsediyoruz. Bakın İstanbul'un o dönemki valisiyle şimdiki İçişleri Bakanımıza acil afet toplantılarından birisinde İstanbul'un kendilerine çok acil ilave itfaiye çalışanına ihtiyacı var dedim. Çünkü bizim itfaiye çalışanlarımız Türkiye'nin en muktedir afet uzmanları. Afet anında olağanüstü işler başarıyorlar. Bakın 3 bin 500 yüz itfaiye eri ihtiyacımız olduğuna İstanbul'un mülki amiriyle beraber karar verdik. Ve yazı yazdık o dönemde. Kendilerinden de destek istedim. Hatta benim için aradığını da biliyorum. Ben defalarca aradım, 750 kişilik için izin verdiler. 3 bin 500’den 750. Bunu niye anlattım? İtfaiye erini alıyorsunuz işe girme işlemleri neredeyse 1 yıl sürüyor. Devlet memuru bu çünkü sınav yapıyorsun. Çok şeffaf sınavlar yaptık izni verilenler için. Bir itfaiye ya da zabıta memurunun ehil anlamda yetişmesini için en az 3-5 yıl lazım. Yani tam uzman oldu sahaya çıktı en zor anda işte Hatay'a gitti. Bir imza atmadılar. O atmayan kişi şimdi İstanbul adayı. Niye biliyor musunuz bunu anlattım? Diyecek ki diyebilir ki haberim yoktu. Maden kazasıyla ilgili de ilişkisini böyle böyle tarifliyorlar ya. Haberi vardı çünkü ben bunu bizzat kendisine 2-3 kez telefonda söyledim. İlave mektuplar yazdım."
'SEÇİME GİDERKEN BİLE MİLLETİNİ TEHDİT EDEREK OY İSTEYENDEN SEÇİMDEN SONRA ALLAH KORUSUN'
"Biliyorsunuz bu sürecin, bu sistemin sorumlusu İstanbul'a aday olan Sayın Bakan değil, diğerleri de değil çünkü sorumlusu bir kişi. Bunu herkes biliyor adını bile demiyorum. Nasıl ki rakibim kim olduğunu biliyorum dediğini de siz de evet biliyoruz dediniz öyle bir şey bu. Bakın o bir kişilik anlayış kendini her konuda muktedir görüyor ve kibir dağları aşmış. Hatay'da depremzedelerin huzuruna çıkıp oy vermedikleri için hizmetin nasıl geciktiğini depremzedelerin gözünün içine baka baka anlattı. Yani diyor ki bana oy verirseniz hizmet gelirdi, vermediniz onun için gelmedi.
Çıktı çok tepki gelince milletin aklıyla alay eder gibi iki üç gün sonra şöyle bir söz söyledi. Bu ‘Cumhuriyet Halk Partililer var ya kendilerine oy verenlere hizmet eder. Oy vermeyenlere hizmet etmez’ dedi. Ya Allah akıl versin milletin aklıyla alay eder gibi 2-3 gün önce, milletin huzurunda bunu söylüyor, tepki alınca sözü çevirip CHP'ye getiriyor. Millet bunu yemez. Bakın seçime giderken bile milletini tehdit ederek oy isteyenden seçimden sonra Allah korusun. Bu milleti Allah korusun. 31 Mart'tan sonra neler yapar neler. Onun için milletimize buradan sesleniyorum. Sandığa giderken bu sözleri aklınızdan sakın çıkartmayın."
'ONUN DEDİĞİ KİM VARSA OY VERMEYİN'
"Milletimize bir şey daha tavsiye ediyorum. Onun dediğinin tam tersini yapmayı tavsiye ediyorum. Onun dediği kim varsa, ona oy vermemelerini niye biliyor musunuz? Ona ve o bu akla sandıkta öyle bir ders verin ki seçimden sonra kalan dört yılında size deli gibi hizmet etmek zorunda kalsınlar. Sizi dikkate alması için oyunuzu, oyunuzu sizi tehdit edene vermeyin. Bizim milletimiz cesurdur. Bizim milletimiz akıllıdır, zekidir. Bizim milletimizi tehdit edene bu millet pabucu bırakmaz. Bu millet öyle bir had bildirir ki süt dökmüş kediye dönersiniz. Aynen 23 Haziran'da olduğu gibi.
(HABER MERKEZİ)