Elazığ'da bağ bozumu: Üretici bitik, alıcı memnun
Elazığ'da şaraplık üzümlerin hasadı başladı. Ancak üreticiler, bu sene için açıklanan 35 liralık rakamdan memnun değil. Üreticiler maliyetler altında ezildiklerini belirtip destek talep ediyor.
ELAZIĞ - Elazığ’da bağ bozumu başladı. Ancak açıklanan taban fiyatları bu sezon da üreticinin yüzünü güldürmedi. Geçen sene 27 lira olan taban fiyat sonrası bu sene için üreticilerin beklentisi en az 40 liraydı. Bu sene için açıklanan rakam 35 lira oldu. Üreticiler artan girdi maliyetleri nedeniyle zor durumda kaldıklarını belirterek açıklanan rakamın yeterli olmadığını söylüyor.
ÜRETİCİLER DEVLETTEN ALIM GARANTİSİ İSTİYOR
Türkiye’de her yıl üretilen yaklaşık 3 milyon 600 bin ton üzümün, yaklaşık 80 bin tonunu üreten Elazığlı üreticiler, bu yıl artan maliyetler nedeniyle ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Üzüm üretimi ile Doğu Anadolu bölgesinde önemli bir yere sahip olan Elazığ’da, bu yılki bağ bozumu başladı. Ancak açıklanan alım fiyatları üreticiyi memnun etmedi. Tarımsal girdi maliyetlerinin hemen her kalemde artmasına karşılık geçen yıl 27 lira olarak açıklanan fiyatın bu yıl 35 liraya çıkarılmasından dolayı gelir-gider dengesinin altüst olduğunu söyleyen çiftçiler, devletten alım garantisi istiyor.
Öküzgözü, Boğazkere, Köhnü, Şilfoni ve Kırmızı, Elazığ’a özgü olarak yetiştirilen ve coğrafi tescili olan ürünler... Şarap üretiminde de önemli bir yer tutuyor. Bunun yanı sıra pekmez, pestil, orcik gibi yöresel ürünler ile gıda pazarında yer alan üzümleri TMO üreticilerden almıyor. Elazığ’daki üreticiler de ürünlerini özel bir şirketin işletmesinde olan şarap fabrikasına veriyorlar. TMO’nun üzüm alımı yapmaması nedeniyle üzümleri özel sektöre satmak zorunda olduklarını söyleyen üreticiler, günden güne alım fiyatının aşağı çekildiğini belirterek yetkililerden çözüm bekliyor.
'TÜRKİYE'DE 450 MİLYON TON ŞARAPLIK ÜZÜM VAR AMA KURUMSALLAŞAMIYORUZ'
Elazığlı üzüm üreticisi Ali Çok, üretim maliyetlerinin artışından dolayı tarım sektörünün genel olarak zorlandığını söylüyor. Üzümün diğer ürünlere göre daha meşakkatli bir üretim safhasından geçtiğini ifade eden Çok, özellikle işçi maliyetleri ve mazot giderlerinin üreticiyi en çok zorlayan gider kalemlerinden biri olduğunu dile getiriyor. Çok: "Üreticiler, üzümü firmalara vermek zorunda kalıyor. Taban fiyatları onlar belirliyor. Bu yıl fiyatlar beklentimizin altında kaldı. Ancak zaten alımlar, açıklanan fiyattan da yapılmıyor. Şimdi hasadımız başladı. Eğer ürünü şimdi verirsek 35 liradan verebiliriz. Ama önümüzdeki hafta bu fiyat belki yarısına düşecek. Firmalar, 'ne kadar ucuza üzüm alabiliriz' diye düşünüyor. Ancak biz üreticiler, bahardan bu yana büyük emek harcıyoruz. Türkiye’de 450 milyon ton şaraplık üzüm var ama kurumsallaşamıyoruz, söz sahibi olamıyoruz, birlik olamıyoruz. Bizler üreticinin sağlıklı bir şekilde üretim yapmasını, katma değer üretmesini istiyoruz. Üretici, enflasyon ve giderlerle tek başına mücadele edemiyor" diyor.
'AÇIKLANAN FİYAT İYİ DEĞİLKEN ŞİMDİ DE SATABİLMENİN DERDİNE DÜŞTÜK'
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) taban fiyatı belirlememesi yüzünden üreticinin özel sektörün insafına bırakıldığını kaydeden üretici Metin Çelik, devletin üzümleri üreticiden alması gerektiğini ifade ediyor. Açıklanan taban fiyatının tatmin edici olmadığını söyleyen Çelik: ‘’2000 yılından beri üzüm üretiyorum. Onun dışında arpa, buğday ekiyorum. Çiftçiler bu yıl sadece üzümde değil, tüm ürünlerde zarar etti. Ürüne açıklanan fiyatlar zaten iyi değilken şimdi satabilmenin derdine düştük. Çünkü bu hafta belirlenen fiyat, birkaç gün sonra geçerli olmayacak. Daha da aşağı çekilecek. Zaten işçi maliyetleri üreticinin belini bükmüş durumda. İşçilerin aldığı rakamlar yüksek değil, biz karşılamakta zorlanıyoruz. Mazot zamları herkesin malumu. 2024 yılı çiftçiler için en kötü yıl oldu. Yetkililerin yaşadığımız sıkıntılara makul çözümler üretmesini istiyoruz’’ dedi.
'ÜZÜM ÇOCUK GİBİ BAKIM GEREKTİRİYOR'
Elazığ’ın Sün köyünde 5 dönümlük arazide üzüm üretimi yapan İrfan Metin ise TMO'nun Elazığ’da üretimi yapılan üzüm çeşitleri için de taban fiyat açıklaması gerektiğini belirtiyor. Bu yıl verimin düştüğünü dile getiren Metin, “Üzüm işçiliği diğer meyvelere göre çok zor. Üzüm, çocuk gibi bakım gerektiriyor ve buna dikkat edilirse karşılığını veriyor. Ancak zaman zaman verim düşüşleri yaşanabiliyor. Sorun bununla sınırlı değil. Bazı yerler çok yağış aldı. Bazı üreticilerin ürünleri fazla sulandığı gerekçesi ile daha uygun fiyata alındı ya da üreticinin elinde kaldı. Bizler tarımsal üretimin tüm kalemlerinde devletin alım yapmasını istiyoruz. Üzüm gibi hassas bir ürün, üreticinin elinde kalırsa o yılki bütün emekler ziyan olmuş demektir. Çünkü uzun süreli korunacak bir mal değil" ifadelerini kullanıyor.
Elazığ’da özelleşen şarap fabrikasına üzüm verdiklerini hatırlatan Metin, Tekel’in idaresinde iken sattıkları ürünün parasını peşin aldıklarını ancak özelleşmeden sonra paralarını peşin bile alamadıklarını anlatıyor. Metin sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tekel Fabrikası döneminde üzüm satan üreticiye parası hemen bağda ürünün kilosuna göre ödenirdi. Şimdi para en erken 3-5 ay sonra ödeniyor. Hiç parasını alamayan oluyor. Oysa bütün masrafların ödemek için bu satışı bekleyen üreticilerimiz var."
Metin, Elazığ’da bağcılıkla ilgili bir Araştırma Enstitüsü kurulmasının üretim açısından büyük destek sağlayacağını ve gençlerin desteklerle yeniden bağcılığa kazandırılabileceğini söylüyor. Metin son olarak üreticilerin beklentileriyle ilgili şu talepleri aktarıyor: “Taban fiyatın belirlenmesi ve desteklerin artması durumunda, üretimimiz artar ve bölge kalkınır. Taban fiyat belirlenirse, üreticiler ne kazanacaklarını bilerek daha fazla üretim yapabilirler. Biz Tarım İl Müdürlüğü’nün desteğiyle bölgesel kalkınmayı sağlamayı ve gençleri bağcılık alanında teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Üreticiler olarak daha fazla destek ve istikrar bekliyoruz."