Elif Esen: MESEM'lerin çocuk işçi yuvası gibi işletilmesine öfkeliyim
DEVA Parti'li Elif Esen, "MESEM’lerin topyekun kapatılmasını doğru bulmuyorum ancak denetimsiz, adeta çocuk işçi yuvası gibi işletilmesini tasvip etmem mümkün değil, bu anlamda çok da öfkeliyim" dedi.
DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda Meclis'te basın açıklaması yaparak çocuk işçiliği hakkında konuştu. Yoksulluğun neden olduğu çocuk işçiliğinin çocukların eğitimden uzaklaşmasına ve bunun çok daha ağır bedelleri olacağına vurgu yaptı.
Elif Esen, "2023-2024 eğitim öğretim yılının ilk 6 ayında MESEM'ler aracılığıyla işyerlerinde çalıştırılan 8 çocuğun hayatını kaybettiğini kayıtlardan öğreniyoruz. MESEM’lerin topyekun kapatılması fikrini elbette doğru bulmuyorum ancak bu şekilde denetimsiz, adeta çocuk işçi yuvası gibi işletilmesini de tasvip etmem mümkün değil, bu anlamda çok da öfkeliyim" ifadelerini kullandı.
Esen, “Derin yoksulluk ve insanların artık aldıkları eğitimin karşılığında hak ettikleri mesleğe ulaşamamaları, hak ettikleri kazancı elde edemiyor olmaları, sertifikalı, çift diplomalı, dil bilen, yüksek lisanslı hatta doktoralı gençlerin işsiz kalmaları yahut komik rakamlara çalışmak zorunda kalmaları gibi etkenler de ailelerin çocukları için eğitimi bir seçenek olarak görmekten vazgeçmelerine, her geçen gün eğitimin gözden düşmesine ve çocukların çalışma hayatına kaymasına sebep olmaktadır” diye konuştu.
Çocuk işçiliğinin azaltılmasında bir apar boyu yol gidilemediğini ifade eden Esen, şunları söyledi:
“İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin 2022 raporlarına göre Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi var, bu sayı yaz aylarında 5 milyona kadar çıkabiliyor. Bu çocuklar çoğu zaman çok zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışmaya zorlanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2022 faaliyet raporunda; çocuk işçiliği ile mücadele için bütçede çeyrek milyar TL ayrıldığını söylüyor. Ancak TÜİK verilerinden öğreniyoruz ki son bir yılda 15-17 yaş arasında tam 102 bin çocuk işçi güvencesiz çalışma ortamlarında ter dökmüş.Yani bir arpa boyu yol gidilememiş.
Daha hava aydınlanmadan okulun güvenli ortamına değil de merdiven altı çalışma ortamlarına ulaşmaya çalışan, çalışmak zorunda kalan çocukları konuşarak devam edelim. Bu çocuklar eğitimden yoksun kalmalarının yanı sıra hayati risk ve istismara da son derece açık durumdalar.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 2013-2023 yılları arasını kapsayan “Çocuk İş Cinayetleri” raporunu bu sene yayımladı. En fazla çocuk işçi ölümü yüzde 57 ile tarım/orman işkolunda yaşanırken, on yıl içinde toplam 671 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
'İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLEN 437 ÇOCUK İŞ KANUNU’NA GÖRE 'ÇOCUK İŞÇİ' SAYILMADI'
On yıl içinde yaşamını yitiren çocuk işçilerin 79’u göçmenlerden oluşuyor. En fazla çocuk işçi cinayeti 49 kişiyle Şanlıurfa’da yaşanırken, Şanlıurfa’yı sırasıyla Gaziantep, Adana, İstanbul, Konya ve Antalya takip etti. Çocukların yüzde 28’inin ölüm nedeni trafik kazası oldu. Yaşamını yitiren 234 çocuk 0-14 yaş arasıyken, 437 çocuk 15-17 yaş arası. Yani on yıl içinde iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 437 çocuk, Türkiye’deki İş Kanunu’na göre 'çocuk işçi' sayılmıyor.
'MESEM’LERİN ULUSLARARASI ŞARTLARA SAHİP BİR YAPIYA KAVUŞMASI ŞART'
2023-2024 eğitim öğretim yılının ilk 6 ayında MESEM'ler aracılığıyla işyerlerinde çalıştırılan 8 çocuğun hayatını kaybettiğini kayıtlardan öğreniyoruz. MESEM’lerin topyekun kapatılması fikrini elbette doğru bulmuyorum ancak bu şekilde denetimsiz, adeta çocuk işçi yuvası gibi işletilmesini de tasvip etmem mümkün değil, bu anlamda çok da öfkeliyim.
Bugün dünyanın en iyi mesleki eğitim şartlarına sahip Almanya’da olduğu gibi, çocuklarımızın en doğru iş güvenliğinin sağlandığı, yalnız bırakılmadan, işçi olarak değil sahada eğitim gören çocuk olduğu dikkate alınarak oluşturulan şartlarla mesleki eğitime katılabilmesinin hak ve gereklilik olduğunu düşünüyorum.
Kalkınan bir ülkenin geleceğine en önemli katkıyı iyi ve doğru kriterlerle dizayn edilmiş, çocuk haklarını gözeten bir mesleki eğitim sisteminin sağlayacağına gönülden inanıyorum. MESEM’lerin de hızla, çocukları hem koruyan hem de meslek kazandıran, uluslararası şartlara sahip bir yapıya kavuşması şarttır.
Dolayısıyla çocukların eğitimlerinin, sağlıklarının, içinde bulunduğu risklerin, potansiyel fırsatları çok daha sağlıklı planlamak ve bunları tüm yetişkinlere de öğretmek için Çocuk Bakanlığı kurulması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum."