YAZARLAR

Emekliye yerel seçim 'rüşveti'

Yüzde 15,26 olan beş aylık enflasyon farkı, temmuzda yüzde 18’e yükselebilir. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için bu zam miktarı çok düşük. Kamu işçisine yüzde 45 zam verildi, en düşük memur aylığında da yüzde 80 dolayında artış yapılacak. Erdoğan, önümüzdeki yerel seçimlere çok önem verdiği için emeklilere refah payı ile birlikte yüzde 30-40 dolayında bir zam yapılması gündeme gelebilir.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), Mayıs ayı enflasyon oranını açıkladı. TÜİK’e göre aylık enflasyon yüzde 0,04, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 35,59. Bu oranlar emeklileri çok yakından ilgilendiriyor. Özellikle SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranı, bu enflasyon farkına göre belirleniyor.

TÜİK’e göre Ocak-Mayıs aylarını kapsayan beş aylık enflasyon farkı, yüzde 15,26. Temmuz başında açıklanacak enflasyon oranı ile birlikte bu farkın yüzde 18-19 dolayında olması bekleniyor.

Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun’a göre, bu altı aylık fark yüzde 18,31 olarak hesaplandı. Yasal olarak SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları, altı ayda bir enflasyon farkına göre belirleniyor. Memur emeklilerine de enflasyon farkı ayarlaması var ancak onların aylıklarında kamu görevlilerine toplu sözleşmeyle yapılan zam oranı da dikkate alınarak bir artış yapılıyor.

TÜİK, uzun zamandır gerçek enflasyon verilerini açıklamadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin direktifleri doğrultusunda düşük veri açıklamasında bulunuyor. Bağımsız bir kuruluş olan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ise, doğal gaz fiyatlarının (0) olarak hesaplanması dikkate alındığında Mayıs ayı enflasyon oranını yüzde 5,68, yıllık enflasyon oranını da yüzde 105,45 olarak açıkladı.

KAMU İŞÇİSİNE YÜZDE 45 ZAM

Seçimler öncesi AKP Hükümeti ile kamudaki 700 bin işçi adına yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, işçi ücretlerine yüzde 45 oranında bir zam yapıldı. Keza Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine seçim öncesinde en düşük memur aylığının 22 bin lira olacağını belirtti. Yani en düşük memur aylığı, Temmuz 2023’te yüzde 80 dolayında zamlanmış olacak.

Hal böyle iken SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına temmuzda yüzde 18’lik bir zam yapılması pek mümkün gözükmüyor. Zaten Erdoğan da, emeklilere temmuzda enflasyon farkına ilaveten bir refah payının verileceğini söylemişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Erdoğan’dan önce en düşük memur aylığını artıracaklarını belirtmişti. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçildiği takdirde en düşük memur aylığının asgari ücretin 2.5 katına yükseltileceğini, yani 21 bin 265 TL olacağını vaat etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinden sonra “En düşük memur aylığı 22 bin TL olacak. Memur maaşlarındaki artışlar da otomatik olarak emekli aylıklarına yansıyacak” demişti.

EMEKLİYE KADEMELİ ARTIŞ

Hükümet çevrelerinden edinilen bilgiye göre, emekli aylıklarına kademeli bir artış yapılması yönünde bir çalışma bulunuyor. Halen en düşük emekli aylığı 7 bin 500 TL. Buradan başlayarak 7.500 – 10 bin lira emekli aylığı alanlara temmuzda yüzde 45, 10-15 bin arasına yüzde 40, 15-20 bin arasına yüzde 35 ve 20 bin TL’den yüksek aylık alanlara da yüzde 30 oranında bir zam yapılacağı belirtiliyor.

Türkiye’de 15 milyon emekli bulunuyor. 9.5 milyon emekli en düşük emekli aylığı olan 7.500 TL alıyor. Ortalama emekli aylıkları 8.500 - 9.000 TL. Genel olarak bakıldığında emeklilerin nerdeyse tamamına yakını 10 bin liranın altında aylık alıyor.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 18’lik enflasyon farkı dikkate alındığında en az yüzde 30, ortalama olarak da yüzde 40 dolayında bir zam yapılması bekleniyor. Ocak 2023 başında asgari ücrette yüzde 50’lik bir artış sağlanırken emeklilere de yüzde 30 oranında bir zam yapılmıştı. Temmuzda yine asgari ücret artacağına göre emeklilere de ona uygun bir artış yapılması gündeme gelecektir.

AKP İÇİN YEREL SEÇİMİN ÖNEMİ   

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP açısından yerel seçimler çok önemli. Erdoğan, zaten seçimler sonrası ilk yaptığı konuşmada, Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere değinerek İstanbul’un AKP tarafından mutlak alınması gerektiğini işaret etmişti.

Tayyip Erdoğan, daha sonraki konuşmalarında da ısrarla İstanbul’un seçimlerde kazanılmasından söz ediyor. İstanbul’da AKP birinci parti çıktı ama cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan daha fazla oy aldı. Hatta bu çerçevede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesiyle ilgili dava tehdit olarak kullanılıyor.

Öte yandan Erdoğan, TÜİK’in enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını da bildiğinden refah payı altında emekli aylıklarında bir iyileştirmenin gerekli olduğunu düşünüyor.

Bu arada yeni Maliye ve Hazine Bakanı olan Mehmet Şimşek ise, daha önceki uygulamaları ve görüşleriyle bu tür artışlara karşı çıkıyordu. Bununla birlikte yerel seçimler düşünüldüğünden emeklilere de en düşük memur maaşlarında olduğu gibi bir “rüşvet” verilmesi gerekli gözüküyor.

Nitekim Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun çıkışından sonra “en düşük memur aylığını 22 bin lira yapacağım” demeseydi seçimleri kazanmasında zorlanabilirdi. Erdoğan ve AKP, sosyal yardımlar, ulufe gibi seçim öncesinde para dağıtma işlerinin işe yaradığını gayet iyi biliyor.

EMEKLİYE SENDİKA HAKKI

Aslında ülkemizde emekli aylığı hesaplanması sisteminde çok önemli yanlışlıklar ve yöntem hataları var. Oransal zamlar, emeklinin satın alma gücünde ciddi bir iyileştirme yapmıyor.

Keza emeklilerin aylıkları “tek adamın iki dudağına” ya da hükümetlerin tek yanlı yaptırımına bağlı bulunuyor. Oysa emeklilerin de kendi güçlerine dayanarak aylıklarının artırılmasında söz sahibi olması daha sağlıklı ve adaletli bir durumdur.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi İtalya ve birçok Avrupa ülkesinde emekliler, sendikaları kanalı ile hükümetlerle maaşlarının belirlenmesinde toplu pazarlık hakkına sahip bulunuyorlar.

Ülkemizde ise, emeklilere yasal anlamda sendikalaşma ve toplu pazarlık hakkı tanınmıyor. Oysa imzaladığımız ILO sözleşmeleri çerçevesinde bu tür hakların olması gerekir.

Türkiye’de memur emeklileri, kamu çalışanlarının hükümetle yaptığı toplu pazarlık sonucunda oluşan artışlardan yararlanabiliyor. Ancak memur sendikalarıyla hükümet arasında yapılan toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanırsa bu uyuşmazlığın çözümü için grev hakkı söz konusu değildir, sadece hükümetin ağırlıklı olduğu bir kurul ücret artışına karar verebiliyor.

Sonuç itibariyle muhalefetin ve sendikaların emekliler için de toplu sözleşmeli sendika hakkına sahip olmaları gerektiği yönünde çaba göstermeleri gerekiyor.                                         


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.