EMEP'ten Çayırhan işçilerine ziyaret: Halkın kaynaklarını sattılar, doymadılar

Özelleştirmeye karşı direnen Çayırhan işçilerini ziyaret eden Sevda Karaca, "Halkın kaynaklarını sattılar, doymadılar. Halen, elde avuçta olan küçük kaynakları peşkeş çekeceklerini ilan ettiler" dedi.

Fotoğraf: Emek Partisi
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, EMEP Ankara İl Örgütü ile birlikte, Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve madeninin özelleştirilmesine karşı eylem yapan işçileri ve ailelerini ziyaret etti.

Maden işçileri ve ailelerine seslenen Sevda Karaca "Burada özelleştirmeye karşı direnen işçilerle, o direnişin bir parçası olan ailelerle kadınlarla birlikte bu direnişi sahiplenmeye, ülkenin dört bir tarafında özelleştirmenin derdini yaşayanlara bu direnişe sahip çıkın demeye geldik" ifadelerini kullandı.

1990'lı yıllarla birlikte özelleştirmenin "bela olarak halkın başına sarıldığını" söyleyen Karaca "Halkın kaynaklarını sattılar, doymadılar. Halen, elde avuçta olan küçücük kaynakları ise şimdi Mehmet Şimşek’in orta vadeli programıyla (OVP) yine sermayeye peşkeş çekeceklerini ilan ettiler. OVP ile birlikte bu özelleştirmeleri hız vereceklerini, kamunun elinde bir tek işletme bile bırakmayacaklarını, buralarda çalışanların haklarını da çöpe atacaklarını, onların ailelerini hiç düşünmediklerini, onların ekmeklerini, geleceklerini hiçe saydıklarını açık açık ilan ettiler" şeklinde konuştu.

'SADECE ÇAYIRHAN DEĞİL BOTAŞ, TPAO, ETİ MADEN'İ DE HEDEFE ALDILAR'

Meclis’te süren bütçe görüşmelerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarına atıf yapan Karaca "Orada işçilerin ve ailelerin ne yaşadığının umurlarında olmadığını, satıp kasayı dolduracaklarını söylediler. Kimin için dolduruyorlar bu kasaları? Buraları satıp peşkeş çektikleri holdinglerin, patronların kasasını doldurmak için yapıyorlar. Çayırhan Termik Santrali arazileriyle, maden sahalarıyla, ruhsatlarıyla, lojmanlarıyla taşınır mallarıyla, bütünüyle özelleştirme kapsamına alındı" dedi.

"Böyle bir peşkeş sadece Çayırhan işçisinin derdi olabilir mi?" diyen Sevda Karaca, "Hayır. Çayırhan'la birlikte EYVAŞ, BOTAŞ, TPAO, Eti Maden, TEİAŞ, Kapulukaya, Kesikköprü, Yüreğir, Seyhan, Çamlıgöze'yi hedefe aldılar. İşçileri umursamadan kaynakları patronlara verecek olanlar buradaki direnişe iyi baksın. Çünkü buradaki direniş daha önce özelleştirmenin, kamu kaynaklarını sermaye peşkeş çekmenin ne demek olduğunu canıyla sınanarak öğrenen işçilerin direnişi" ifadelerini kullandı.

'CİNER GRUBUYLA DAVALIK OLMAYAN İŞÇİ YOK BURADA'

2014’te cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle grevin yasaklandığını hatırlatan Karaca, "Hayatları ve ekmekleri için direnen işçiler bir imzayla uslandırılmaya çalışıldı. Sonrasını işçiler biliyor. CİNER grubuyla davalık olmayan işçi yok burada. Buradaki işçiler, özelleştirmenin, işçinin hakkına çökerlerken, bir çivi bile çakmayan patronların hamutuyla götürmesi demek olduğunu biliyor" diye konuştu.

'MİHALIÇÇIK'TA GENÇ BİR MADEN İŞÇİSİ GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜ'

Geçtiğimiz sene Mihalıççık’ta yaşananların aynı süreç olduğunu belirten Karaca, "Orada da ihaleyle satışta işçilerin emekleri satıldı. Araya girip bakanlardan mesaj taşıyanlar oldu. Onlar aradan çekilince patronun insafına kaldı işçiler. Burada yapılmak istenenin gerçekleştiği madende bir işçi kardeşimiz göz göre göre öldü. Madenin önünde bir tane sağlık çalışanı, ambulans bile olmadığı için genç yaşında Tayfun'u kaybettik. Burada işçi arkadaşlarımız, patronun kâr hırsı için Tayfunlar ölmesin, kadınlar eşlerinin cenazesi evlerinin önüne gelmesin diye direniyorlar. Mihalıççık’ta çalışan işçiler varlık satışının faturasını canıyla öderken kimse buradaki işçilerden bu özelleştirmeye göz yummasını beklemesin" dedi.

'ÖZELLEŞTİRMELER ÇETELEŞME DEMEK'

Çayırhan'daki eylemin sadece oradaki işçilerin ve ailelerinin direnişi olmadığını dile getiren Sevda Karaca, şöyle devam etti: 

"Özelleştirmelerin çeteleşme olduğunu bilen, yenidoğan çetelerinin arkasından öfkesini haykıran, madenciler ölürken eli yüreğinde kalan, enerji alanındaki peşkeş yüzünden her gün faturası katlanan herkes buradaki direnişe sahip çıkmak zorunda. Bu direniş memleketin direnişi.  Emek Partisi olarak herkese sesleniyoruz: Bu direnişe sahip çıkmazsanız yarın aynı şey sizin de başınıza gelecek. O yüzden özelleştirmelere karşı hep birlikte dört bir tarafından artık yeter sözünü büyütmek zorundayız. Burada işçilerle birlikte ailelerin direnişine her zaman sahip çıkacağız, direnişin memleketin dört bir tarafında büyümesi için de bütün gücümüzle çalışacağız."

(BÜLTEN)