Emine Akşahin: Diyarbakır’da eğitim krizle başladı

Okullar açıldı ve yüz yüze eğitim bir haftayı geride bıraktı. Diyarbakır’daki okulları değerlendiren Eğitim Sen Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, "Kapsayıcı tedbirler alınmadan açıldı" diyor.

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi’nde geçen hafta yapılan açıklamada, Eğitim Sen Diyarbakır şubeleri yıkılan ve tadilatta olan okulların neden olduğu sorunları anlattı.
Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Korona virüsü ile mücadele sürecinden herkes gibi çocuklar da etkilendi. Alışveriş merkezleri açıkken okullar kapatıldı ve çocuklar hem eğitim olanağından hem de arkadaşlarından uzak kaldı. Evden eğitim ise en başından çok sorunluydu. Bu sürecin en büyük mağdurları ise evinde internet bağlantısı, bilgisayar ya da tableti olmayan çocuklar oldu.

Uzun bir aradan sonra okullar açıldı ve yüz yüze eğitime geçildi. Çocuklar uyum sağlayacaklardır yeni sürece ancak okullar pandemiye karşı gerekli önlemleri aldı mı? Kapalı olduğu süre içinde okulların eksiklikleri giderildi mi? Aşılama oranı düşük iller arasında yer alan Diyarbakır’da okulların açılması salgın tehlikesini büyütmüyor mu?

6 MİLYON ÖĞRENCİ EĞİTİM KAYBI YAŞADI

Bu ve benzer soruları diğer iller için de sormak mümkün. Ama biz Eğitim Sen Diyarbakır 1 No'lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin’e sorduk. Akşahin, okulların açılmasından bir hafta sonra sendikanın tespitlerini ve gözlemlerini anlattı.

Emine Akşahin.

“Pandeminin başladığı günden bugüne dünyanın birçok ülkesinde sağlık ile birlikte eğitimin sorunları öncelikli olarak ele alınmış, eğitimin salgından en az etkilenmesi için tedbirler alınmış, çok sayıda ülke okulları açık tutabilmek için büyük çaba sarf etmiştir” diyen Akşahin, Türkiye’deki durumun tam tersi olduğunu dile getirdi. Akşahin, "Ülkemizde pandeminin başlamasıyla birlikte yaşanan ölümler ve vaka sayıları gerekçe gösterilerek okullar süresiz kapatılmış, eğitimciler, öğrenciler ve veliler kendi kaderlerine terk edilmiştir. Kapatılan okullarla birlikte, uzaktan eğitime erişemeyen, internet, tablet, bilgisayar ve benzeri olanaklardan yoksun 6 milyon öğrenci eğitim öğretim kaybı yaşamıştır” dedi.

Akşahin, bu süre içinde okul terki oranlarının ciddi anlamda arttığını, çocuk işçiliği ve çocuk yaşta evlenme oranlarının da yükseldiğinin görüldüğünü söyledi. Akşahin’e göre anadilinde eğitim göremeyen çocuklarda eğitim dilinden uzaklaşmaya bağlı olarak öğrenme kaybı oluştu, çocukların genelinde zihinsel sağlık ve sosyal açıdan stres ve kaygı halinin artmasına neden oldu.

PANDEMİ KOŞULLARI GÖZETİLMEDİ

Yüz yüze eğitimin başlamasıyla ilgili konuşan Akşahin, tespitlerini, “Pandemi salgını etkisini devam ettirirken 6 Eylül’de okullar açılmış, tam zamanlı yüz yüze eğitim başlamıştır. Aradan geçen zamana ve yaptığımız tüm uyarılara rağmen okulların açılmasında herhangi bir hazırlık yapılmamıştır” şeklinde dile getirdi.
Akşahin, şöyle devam etti: “Sınıflar pandemi koşulları gözetilerek seyreltilmemiş, ek derslikler açılmamış, ihtiyaca yönelik kadrolu öğretmen ataması yapılmamış, okullarda hijyen koşullarını sağlayacak yardımcı hizmetler personeli alınmamış, okullarda sağlık odaları kurulmamış ve sağlık personeli ataması yapılmamıştır. Okullar pandemi koşulları dikkate alınarak fiziki alt yapılar güçlendirilmemiştir. Okullar eğitim emekçileri, öğrenciler ve velilerin sağlık hakkı gözetilerek ciddi anlamda kapsayıcı tedbirler alınmadan açılmış, süreç oluruna bırakılmıştır.”

YIKILAN OKULLARIN ÖĞRENCİLERİ

Okullar yüz yüze eğitim için açılınca bazı okulların yıkıldığı, bazı okulların ne zaman biteceği belli olmayan tadilat sürecinde olduğu veliler ve öğrenciler tarafından anlaşıldı. Okulu yıkılan ya da tadilatta olan öğrencilerin kayıtları başka okullara yapıldı. Bu durum birçok soruna neden oldu. Ancak bir de ekonomik boyutu vardı.

Örneğin Seyrantepe Cumhuriyet İlkokulu tadilatta olduğu için, öğrenciler Yolaltı (Şilbe) ve Batıkentt’teki ilkokula nakledildi. Servis ücreti ödeyecek imkanı olmayan veliler Seyrantepe yolunu trafiğe kapatarak, çocuklarının başka okullara naklini protesto etti. Ancak yetkililer tarafından en başından düşünülmemiş sorunla baş etmenin imkanı yok görünüyor.

Başka okullara taşınan okulları, “Selahaddin Eyyubi Anadolu Lisesi, Ziya Gökalp Lisesi’ne taşınmış” diyerek anlatan Akşahin, söz konusu okulların listesini şöyle sıraladı: 

“Hüseyin Uluğ Celal Güzelses’e
Seyrantepe İlkokulu Yolaltı İlkokulu’na
Seyrantepe Ortaokulu Güner Ekinci Ortaokulu’na
Nuriye Çelebi Hürriyet İlkokulu’na
Mehmet Akif Ersoy 15 Temmuz Anadolu Lisesi’ne
Vali Ünal Erkan İlkokulu Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu’na
Koşuyolu Meslek Teknik Lisesi Fatih Lisesi’ne
Halide Edip Adıvar Lisesi Namık Kemal Lisesi’ne
Kız Meslek Lisesi  Bağlar Anadolu Lisesi’ne
Kız İmam Hatip Lisesi Yeniköy Anadolu Lisesi’ne taşınmıştır.”
Akşahin, şöyle devam etti: “Bunların dışında geçen yıldan bu yana yıkım kararı alınarak yıkılmış ve ikinci döneme kadar yıkılacak 14 okuldan 5’inin yapılmamak üzere yıkıldığı, geri kalan 9 okulun da hangi tarihlerde bitirilip eğitim öğretime açılacağı belirsizdir.”

DERS SÜRESİ 30 DAKİKA OLSUN

Bu sorunlar nedeniyle Diyarbakır’da okulların açılmasıyla eğitimde kriz baş gösterdi. Öte yandan sınıflar kalabalıklaştı.

Bu arada Eğitim Sen Diyarbakır şubelerinin 'ders süresi 30 dakika olsun' şeklinde bir talebi oldu. Bu talep kısmen kabul edildi. Akşahin, taleplerinin gerekçesiyle ilgili şöyle konuştu:
“Kentteki birçok okul güçlendirme, tadilat, onarım kapsamında boşaltıldı ve başka okullara nakil edildi. Okullarda sınıf mevcudu arttı, sayıları binleri bulan öğrenci, yüzleri bulan öğretmenlerin yer değişikliği kaos ortamını oluşturdu. Okullar bulaş riskinin arttığı alanlara dönüştürüldü. Eğitimcilerin, öğrencilerin sağlık hakkı riske atıldı. Sınıf mevcutlarının 55-60’ı bulduğu okullarda ek tedbirler alınmadığı gibi ders sürelerinin 30 dakika olarak düzenlenme talebimiz de bakanlık tarafından reddedildi. 30 dakika ders süresinin yıkım kararı nedeniyle bir arada eğitim gören okullarda uygulanacağı belirtildi.”
Akşahin, pandemi sürecinde sınıfların kalabalık oluşunun, uzun süre bir arada bulunmanın bulaş riskini artırdığını ve önlem olarak salgın kontrol altına alınıncaya dek ders sürelerinin düzenlenmesini talep ettiklerini söyledi.

30 dakikalık ders süresinin telafisi için ise Akşahin, “Öğrencilerin ders konusundaki eksikliği yıl boyunca tamamlayıcı müfredat yöntemiyle mutlaka giderilmesi gerektiğini ifade ediyor, bu yönlü çalışmaların yapılmasını öneriyoruz” sözleriyle dile getirdi.
Akşahin, kentte imam hatip liseleri ve ortaokulların sınıf mevcutlarının dikkate alınarak, ihtiyaca göre tekrar düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Akşahin, “Bir yanda okullarda yığılma yaşanırken, diğer yandan imam hatip okullarında sınıf mevcudu ortalamanın altında eğitim vermektedir. Bu durumun öğrenci talebi, tercihi ve mevcuda göre tekrar düzenlenmesi ve okulların dönüştürülmesi gerektiğini ifade ediyor ve çözüm önerisi olarak sunuyoruz” dedi.

‘ANADİLİNDE EĞİTİM HAKTIR’

Eğitim Sen’in taleplerinden biri de anadilinde eğitim. Anadilinde eğitim seçmeli ders olarak veriliyor ancak bunun sorunlu olduğu yıllar içinde görüldü. Akşahin’in de vurguladığı gibi Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl da anadilinde eğitimin önünü açacak bir uygulama getirmedi.
“Her öğrencinin anadilinde eğitim görme hakkı vardır” diyen Akşahin, “Biz sendika olarak temel eğitim politikalarımızdan anadilinde eğitim bu yıl da programa alınmadı. Bölgedeki öğrenciler eğitimde zorunlu olarak anadilinden mahrum edilerek, eşitsiz bir şekilde eğitime tabi olmaktadır. Gene seçmeli ders olarak sığ bir uygulamaya sıkıştırılmış, temel eğitim programına alınmamıştır” dedi.

 

Etiketler eğitim diyarbakır