Emlak krizi derinleşti: Kiralık evler karaborsaya düştü...
Salgın, savaş ve deprem sonrası yaşanan göç, Antalya’da emlak krizini tırmandırdı. Kiralık evler karaborsaya düştü, şehre yerleşmek zorunda olan öğrenci, memur ve özel sektör çalışanları çıkmazda.
ANTALYA - Türkiye’nin büyükşehirlerinde artan yaşam maliyetleri, deprem korkusu ve bir yılı aşkın süredir devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı turizm kenti, Antalya’ya yerli ve yabancı göçünü tetikledi.
Bunun yanında diğer büyükşehirlerdeki fahiş kiralar da Akdeniz kıyılarına çalışan göçünü hızlandırdı. Maraş depremlerinin 12 ili etkilemesinden sonra bir süre Antalya’daki otellerde kalan depremzedelerin bir kısmı da kiralık evlere yerleştikleri şehirde iş bulup yeni bir yaşam düzeni kurma çabası içine girdi. Antalya'da salgın ile başlayan kira artışları, tüm bu değişkenlerin zincirleme etkisiyle 5 kata kadar artış gösterdi.
KİRALIK EVLER KARABORSAYA DÜŞTÜ
Kira artışlarına yüzde 25 sınırı getirilse de yasa dışı uygulamalar daha yaygın. Geçen yıl 2-3 bin liradan kiracı bulan daireler bugün, 15-20 bin liradan ilana veriliyor. Rus ve Ukraynalıların süren ilgisi, hissedilen krizi derinleştiriyor. Bu enflasyonist ortamda ev sahipleri, kira yükseltmek için türlü yöntemi denerken, eğitim ya da iş için şehre gelenlerse içinden çıkılmaz bir duruma sürükleniyor.
Şu sıralar ise mülk sahipleri, evlerini açık artırmayla taleplere açıyor, senet imzalatıyor, yüksek kiranın yasal olmayan kısmını elden alıyor, hava parası ve ara zam istiyor, erken tahliye sözleşmesiyle istediği anda "Evi boşaltın" diyor, kiracı evi boşaltmazsa banka hesabını kapatıp alacak davası açıyor.
Günlük ev kiralama uygulaması Airbnb de yaz sezonunda aylık kira gelirinin birkaç katını kazanma fırsatı sunduğu için ev sahiplerince tercih ediliyor. Sektörde rant yükseldikçe, kiralık ev bulmak zorlaşıyor. Kent merkezindeki birçok semtte kiralık ev sıkıntısı yaşanırken, artık emlak piyasasında tek kelimeyle karaborsa koşulları işliyor.
‘EŞKIYALIK DÜZENİNE SON VERİLSİN’
Antalya’da ev kiralarken ev sahibinin talebiyle tahliye taahhütnamesini ‘tarih olmadan’ imzalamak zorunda kaldığını belirten Oktay Dinç, ev sahibinin tarihi sonradan doldurarak kendisini evden çıkarmak istediğini söyledi. Üniversite sınavlarının yapıldığı dönemde hızla yeni bir ev bulup evden çıkmak zorunda kaldığını belirten Dinç, öğrencilerin ev sahipleriyle yaşadıkları çatışmalar yüzünden derslerine odaklanamadıklarını aktardı.
Yüksek kira artışına tepki gösterdiği için ev sahibi ve iki oğlu tarafından darp edildiğini söyleyen ve polise başvuran Erkan Koca da yaşadıklarını şöyle anlattı: "Evimin içinde tekme tokat dövüldüm. Burnumda kırıklar, omuzlarımda hasar, belimde morluklar var ve şu an ne çalışabiliyorum ne de bir evim var. Eşyalarımla yaz sıcağında ortada kaldım. Bu eşkıyalık düzenine artık son verilsin.”
'‘AÇIK ARTIRMA’ USULÜ SON NOKTA OLDU'
Pazartesi günü Antalya’da Attalos Meydanı’na tepki yürüyüşü düzenleyip, “Sokakta kalmak istemiyoruz” diye slogan atan kira mağdurları adına konuşan Kiracılar Dayanışması Platformu Kurucusu Cengiz Kul, giderek yaygınlaşan ev sahibi -kiracı sürtüşmelerinin toplumsal bir tehlikeye dönüştüğünden bahsetti. Açık artırma usulüyle kiracı aranmasının barınma sorununun geldiği noktayı gösterdiğini belirten Kul, “Ara zamlar da gördük günü birlik ödeme alanlar da. Biz dar gelirliler artık bu ülkede kaderimize terk edilmiş durumdayız. Ev sahipleri ve emlak terörü resmen bizimle alay eder, dalga geçer hale geldi. Her gün sokağa atılma korkusuyla evimizde huzurumuz kalmadı. Vicdan dışı bu uygulama, barınma krizinde gelinen son nokta. Evin kirası, piyasa fiyatıyla ilana veriliyor. ‘Daha yüksek kira vermeyi taahhüt eden olursa ona verilecek’ deniyor. Acilen ev tutması gerekenler fiyat yükseltmek zorunda kalıyor. Bu şekilde 2-3 katına çıkabiliyor” dedi.
‘AKDENİZ KIYILARI PARSEL PARSEL SATILIYOR’
Kira sorununun çözümünde yasal düzenlemeler ve vergilerle sağlanabilecek ‘yerli önceliği’nin önemine vurgu yapan Cengiz Kul, merdiven altı emlakçılığın kira piyasasını alt üst ettiğinden yakındı. Kul, şöyle konuştu: “Akdeniz kıyısındaki araziler yabancılara parsel parsel satıldığı sürece emlak krizi bitmeyecek. Yabancı göçünden sonra en çok canımızı yakan durum, yüksek komisyon almak uğruna fiyatları yükselten emlakçılar. Kayıtsız, belgesiz emlakçıların denetlenmemesinden ötürü emlakçılık, merdiven altına düştü. Mahalle muhtarları bile emlakçılık yapıp komisyon alma derdinde. Dar gelirliler, kiralarını ödeyebilmek için iş yerlerinden fazla mesai talep ediyor ya da ek iş arayışına giriyor. Biz sadece anayasal hakkımız olan barınma hakkımızı istiyoruz.”
'TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ VE HAVA PARASI'
Kira sözleşmesi yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, “Bir süredir ev sahipleri, kiracıları kira sözleşmesiyle birlikte tahliye taahhütnamesi de imzalamaya zorluyor. Hava parası gibi usulsüz taleplerde bulunmaya da başladılar. Mülk sahibi, kiraya verdiği evi depozito alarak koruma altına alabiliyor ancak evin düzgün bırakılması halinde geri ödemeyeceği, kira harici açıktan bir para talep etmesi hukuksuzluktur. Aynı şekilde tarih kısmı boş bir tahliye taahhütnamesinin kiracıdan baskıyla alınması da usulsüzlüktür. Kiracıdan en başta alınıp kira artışı için şantaj olarak kullanılan bu evrak kabul etmeyen kiracıyı hızlıca tahliyenin yolu olarak görülüyor. Kimse kendi kendine kanun icat etmesin" dedi.
İMZA ATANIN İTİRAZ HAKKI VAR MI?
"Tahliye taahhütnamesine imza atan kiracının itiraz etme hakkı var mı?" sorusuna da yanıt veren Gündüz, şöyle bilgi verdi: "Bu tarz örneklerin sayısı, son zamanlarda oldukça arttı ancak kiracıların 5 yıl hakları var. Bu 5 yıl içerisinde kanunun belirlediği oranın dışında kira artışı yapılamaz. Ama yine de ev kiralayacak olan kişiler, uzun veya kısa süreli tahliye taahhütnamelerinin dolu olduğunu ve tarihinin kira sözleşmesinin bitim süresi olup olmadığını kontrol etmeli. Boş tahliye taahhüdü imzalanmamalı. Ev sahibi tarafından zorunlu tutulduğu için bu taahhütnameyi tarihsiz imzalamak durumunda kalanlar da ev sahibine bu evrakı evi kiralarken, onun talebi üzerine imzaladıklarını anlatan bir mesaj yazsınlar. Bu mesaj, ileride yaşanabilecek bir tahliye sürecinde imzanın atıldığı tarih bakımından kanıt niteliğinde olur.”
KİRACIYA SENETLE İCRA TUZAĞI
Antalya’da ev sahiplerinin ve merdiven altı emlakçıların yıllık kira karşılığında kiracıya kambiyo senedi imzalatmaya başladığını belirten Antalya Emlakçılar, Oto Galericiler ve İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar ise özellikle kiralık ev piyasasında tüketicilerin acil ihtiyaçlarından faydalanarak yüksek komisyon alan dolandırıcıların ortaya çıktığını söyledi.
Ev arayanları, yetki belgesiz emlak işi yapan kişilere karşı uyaran Çağlar, “Yurt dışından ülkemize gelip hiçbir yetki belgesi olmadan emlak işi yaparak kendi vatandaşlarını bile dolandıranlar var. Emlakçılar olarak biz yüzde 2 komisyon alırken onlar yüzde 10’lara kadar komisyon alıyorlar. Maliye kaydı, oda kaydı olmayan kişiler, kiralama sırasında senet alıyor, kiracıların evlerine icra gönderiyor. Sık sık bu tür mağduriyetlerle ilgili şikayetler alıyoruz. Ev kiralamak isteyenler bu konuda dikkatli olsunlar, kiralama yaptıkları kişilerin maliye kayıtları olup olmadığını sorsunlar” diye konuştu.
‘HESAPTAN DÖNÜYORSA PTT’DEN GÖNDERİN’
Ev sahiplerinin tahliye için uyguladığı garip yöntemlerden biri de banka hesaplarını kapatarak kira ödenmesini engellemek ve kira alamadığı gerekçesiyle dava açmak.
Bu tür davalarla karşılaştıklarını belirten Antalya Barosu avukatı Şafak Baysal, ödenen kira geri dönüyorsa PTT’den adrese gönderilmesini öneriyor: “Ev sahipleri, evden çıkarmak istedikleri kiracıların ödeme yaptıkları banka hesaplarını kapatıyorlar ve kira alamadıkları iddiasıyla icra takibi başlatıyorlar. Böyle bir durumda, kiracı aylık kirayı ev sahibinin adresine PTT aracılığıyla gönderebilir. Eğer ev sahibi bu şekilde gönderilen kirayı almazsa bu kez PTT evraklarıyla birlikte Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapılarak kira yerinin tespiti için dava açılır.”
‘PİYASANIN KARA DELİĞİ AIRBNB’
Antalya’da kiralardaki doğal olmayan yükselişin temel nedeninin, günlük ev kiralama uygulaması ‘Airbnb’ olduğunu belirten emlakçı Barış Hancı da birçok mülk sahibinin kiracılarla yıllık sözleşme imzalayıp her ay sabit kira almak yerine evlerini bu uygulama üzerinden kiraya vermeyi tercih ettiğini söyledi. Avrupa’da birçok ülkenin vergi uyguladığı Airbnb’nin Türkiye’deki büyükşehirlerin emlak piyasasında kara bir delik açtığını ifade eden Hancı, “Antalya’da bu uygulama çok yaygınlaştı. Kiraların fahiş düzeyde artmasında büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz. Airbnb’nin kötü etkileri emlak piyasasıyla sınırlı da değil. Antalya’ya tatile gelen turistler artık otel ya da pansiyonda kalmak yerine bu yöntemle oda ya da ev tutmayı tercih ediyor. Dolayısıyla turizme de zarar veriyor. Bunun yanında şehre çalışmak için gelenler, yüksek kiralara dayanamayıp gidiyor ve işletmeler istihdam edecek personel bulmakta zorlanıyor. Dolayısıyla birçok sektör zarar görüyor. Denetlenip kural altına alınırsa hem kiralarda düşüş yaşanır hem de sektörlere verdiği zararın önüne geçilecektir.”