Engelli depremzede: Tuvalete gitmemek için yemek yemiyoruz
6 Şubat depremlerinde evleri yıkılınca konteyner ya da çadırda yaşamaya çalışan engelliler, koşullardan ve yetkililerin ilgisizliğinden şikayetçi.
Didem Barut
MALATYA - 6 Şubat depremlerinin ardından hayatlarını konteynerde devam ettirmeye çalışan engelli depremzedeler, sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde akıllara geldiklerini söyledi.
Türkiye Körler Vakfı Danışman Kurulu Üyesi Ali İlhan, engellilerin çadır ve konteynerlerde zor şartlarda yaşadıklarına dikkat çekerek “Kadercilik ve sağlamcılık engelimize engel kattı, aşamadığımız duvarlar örüldü önümüze” dedi.
'BANYO YAPMAK İÇİN 18 KİLOMETRE YOL GİDİYORUM'
Kendisi ve eşi omurilik felçli olan Necati Bürge, depremden sonra tamamen unutulduklarını söyledi. Deprem anında ve sonrasında çok büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Bürge, “Evimiz yok bizim, yıkıldı. Yakınlarımızın desteği ve kendi çabamızla hayata tutunmaya çalıştık. Üç ay önce konteyner alabildim yetkililerden. Ben ve eşim tekerlekli sandalyeye mahkumuz. Bizim ayağa kalkma şansımız yok. Konteynerlerin şartları engellilerin yaşaması için uygun değil. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Banyo yapmak için 18 kilometre uzaktaki konteyner kente otobüsle gidiyorum. Tuvaletimi yapmak için de devlet hastanesinin engelli tuvaletine gidiyorum. Tuvalete çıkmamak için yemek yemiyoruz. Yetkililere durumumuzu anlatıyoruz ‘tamam’ diyorlar, arkası yok. Kimse bizim sorunlarımızı gündeme getirmedi. Deprem anında perişandık, evden çıkamadık. Depremde ölmek nimetti bizim için ama elimize geçmedi. Canımızı kurtardığımıza sevinemedik. Biz yaşamıyoruz, çaresiziz. Engelli depremzedeler kimsenin umurunda değil. Yüzlerce engelli var Malatya’da, hepimiz ortada kaldık" dedi.
'BİZE LÜTFEDİP KONTEYNER VERDİLER'
Bedensel engelli olan Cenani Beyaz ise kendisi gibi engelli eşi ve oğluyla yaşadığı konteynerde zorlandığını belirtti. Kış şartlarında zorluklarının giderek arttığını söyleyen Cenani Beyaz, “Bugüne kadar sizden başka kapımızı çalıp ‘ne derdiniz var?’ diyen olmadı. Depremde yaşanan sıkıntıların beş katını biz engelliler yaşadık. Bizim durumumuzda olsanız bir dakika hayatta kalamazsınız. Bize lütfedip konteyner verdiler ama vermek için verdiler. Tuvaletimizi bile yapamıyoruz. Sonra her yerde, ‘Biz engellilere şunu yaptık, bunu yaptık’ diye reklam yapıyorlar. Market kartı bile vermediler, çok gördüler. Konuşacak hiçbir şey yok. Halimiz ortada” diye konuştu.
'ADIYAMAN’DA, MARAŞ’DA, MALATYA’DA KAÇ BİNADA ENGELLİ RAMPASI VARDI?'
Türkiye Körler Vakfı Danışman Kurulu Üyesi Ali İlhan, engellilerin bitmek bilmeyen sorunlarının depremle beraber zirveye çıktığını belirterek şunları söyledi: “Deprem öncesinde zaten kendilerini güvende hissetmeyen engelliler, deprem sırasında ve sonrasında maalesef daha güvensiz durumda kaldılar. Arama kurtarma ekibi ve koordinasyon ekibinin engelliler için bilgi eksikliği var. Bu eksiklik nedeniyle onlarca engelliyle iletişim kurulamadı. Çağrıları duyamayan işitme engellilerden sağlam koridorları göremediği için kurtulamayan görme engellilere kadar birçok engelli vatandaşımız göçük altında unutuldu.
Türkiye’de engelliler için düzenlemeler var evet. Ama uygulama konusunda her zaman sınıfta kalınıyor. Örneğin, İmar Yönetmeliği'nde olan engelliler için düzenlemeler yapı denetim firmaları tarafından kontrol edilmiyor. Bu bile önemli bir eksiklik. Adıyaman’da, Maraş’da, Malatya’da kaç binada engelli rampası vardı, bilinmiyor.
Özellikle adrese dayalı kayıt sistemi ile engelli nüfusun tamamının bilgisine sahip olmalı ve olağanüstü durumlarda engelli nüfusa öncelik verebilecek bir duruma sahip olmalıyız. Hangi engellinin hangi adreste olduğu bilgisine sahip olabilirsek engellileri kaderlerine terk etmiş olmayız. Bir an önce engelli nüfusun sokak sokak, apartman apartman haritasını çıkarabilecek bir noktaya gelmeliyiz.”
'3 ARALIK’TA SÖZ VERİLİYOR, 4 ARALIK’TA UNUTULUYOR'
İlhan, deprem sonrası engelli sayısında artış yaşandığını ancak bu sayının açıklanmadığını ifade etti. Engelliler için bakanlık kurulmasını isteyen İlhan, "Hak ihlallerinin denetlenmesi için bağımsız bir üst kurul oluşturulmalı. Depremde ölenlerin sayısı veriliyor ama 'kaç kişi engelli olarak hayatına devam ediyor' bunun bilgisi verilmiyor. Bu soruya acilen yanıt verilmeli. Engelliler deprem sonrasında sağlığa da erişemediler. Protez ve benzeri malzemelere ulaşamadı birçok engelli. Kimse de bu eksikliği gidermeyi düşünmedi. Her zaman olduğu gibi engelliler yine kaderlerine terk edildi. 'Önce sağlam insanları kurtaralım, engelliler sonraya kalsın' dediler. Kadercilik ve sağlamcılık engelimize engel kattı. Engelliler depremde ölümle yaşam arasında ince bir çizgide kaldı. Hükümet tarafından sürekli ertelenen erişilebilirlik yasası, engelliye bakışın hiç değişmediğini gösteriyor. 3 Aralık’ta söz veriliyor, 4 Aralık’ta verilen sözler unutuluyor" dedi.