Erdal Atabek’i uğurlarken…
Değerli yazar, insan ve sağlık hakları savunucusu, Cumhuriyet aydını, bilge insan Dr. Erdal Atabek’i dün sonsuzluğa uğurladık. Atabek için önce yazarı olduğu Cumhuriyet Gazetesi’nde bir tören düzenlendi. Atabek’in cenazesi, Şişli Cami’ndeki cenaze namazının ardından Silivri Çanta Köyü’nde defnedildi. Törene çok sayıda hekim, gazeteci, okurları ve sevenleri katıldı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı, uzun yıllar Türk Tabipleri Birliği başkanlığı yapan, 12 Eylül 1980 darbesi döneminde 38 ay cezaevinde kalan Cumhuriyet aydını, Atatürkçü kalem, bilge insan Dr. Erdal Atabek, 31 Mayıs 2024 günü 94 yaşında iken yaşama veda etti.
Erdal Atabek için önce uzun yıllar çalıştığı Cumhuriyet Gazetesi’nde bir tören düzenlendi. Dr. Atabek, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazarlığına 1966 yılında başladı, gazetede aynı zamanda işyeri hekimliği görevini de sürdürüyordu.
Dünkü (2 Haziran 2024) törende ilk konuşmayı Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mine Esen yaptı. Mine Esen, Erdal Atabek’in son ana kadar yazarlığını sürdürdüğünü, tüm yaşamı boyunca bir mücadele adamı olarak dik durduğunu, laikliğin sürekli savunucusu olduğunu ifade etti.
Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun da, bir Cumhuriyet çınarını yitirdiklerini belirterek, “Erdal Atabek, Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu geleneğinden gelen bir yazarımızdır. Gazetede çalışanlarla çok sıcak ilişkiler içindeydi. Hekimliğinin yanı sıra insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesinde de ön saflardaydı. Atatürk devrimlerine bağlı bir kişilikti” diye konuştu.
Cumhuriyet gazetesindeki törenden sonra Erdal Atabek’in cenazesi Şişli Camii’ne getirildi. Gerek Cumhuriyet gazetesinde, gerekse Şişli Cami’nde çok sayıda gazeteci, hekim, okur ve sevenleri bulundu.
ÖRGÜTÇÜ NİTELİĞİ
Dr. Erdal Atabek, 1965 yılında SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu) Samatya Hastanesi’nde Dahiliye hekimi olarak çalışırken sendikalı işçilerle temas eder. İstanbul Tabip Odası yöneticilerinden Dr. Osman Öztürk’ün verdiği bilgiye göre, Erdal Atabek bu süreçte diğer hekimlerle birlikte sendikal mücadele içine girer ve o dönemde SSK Hekim ve Eczacılar Sendikası’nın kuruluşunda görev alır.
Erdal Atabek, daha sonra bu örgütçü anlayışını Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) taşır ve 1966 yılından 1984 yılına kadar bu birliğin başkanlığı görevini üstlenir.
Dr. Atabek, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Barış Derneği Davası’ndan cezaevine girer ve orada 38 ay bir hapislik hayatı yaşar. TTB örgütü de, Atabek o süreçte cezaevinde olmasına rağmen yine kendisini başkan olarak seçer.
Gerek Cumhuriyet Gazetesi’ndeki törende, gerekse Şişli Camii’nde hekim arkadaşları da Atabek’i yalnız bırakmadılar. Eski TTB başkanları Gencay Gürsoy, Raşit Tükel, Beyazıt İlhan, TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu ve birçok hekim de törende ve camideydi.
Yine sağlık uzmanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir de, 95 yaşında olmasına rağmen bastonuyla törene ve camiye gelmişti.
92 yaşındaki duayen gazeteciler Altan Öymen ve Oktay Ekşi de tören ve camideydi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 93 yaşında değerli hukukçu Alp Selek, siyasetçi Ercan Karakaş, Cumhuriyet yazarı ve Erdal Atabek’in 12 Eylül dönemindeki hapishane arkadaşı Ataol Behramoğlu, Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Rengim Gökmen de gelenler arasındaydı.
EŞİ: 'ERDAL, HEP AYAKTAYDI'
Erdal Atabek’in hayat arkadaşı, eşi Huri Atabek de, Cumhuriyet gazetesindeki karşılaşmamızda bana “Erdal hep ayaktaydı, mücadelesini sürdürdü. İyi ki senin kitabına da önsöz yazmıştı” dedi.
Değerli büyüğüm Erdal Atabek’le 1990’lı yılların başında bir tanışıklığımız olmuştu. 1991 yılında ekonomi dergisi olan Para Dergisi’nde bir iş kadını ile söyleşi yaparken okuduğu kitapları sormuştum, kendisi de Erdal Atabek’in kitaplarını okuduğunu söyleyince Erdal hocamızı arayıp bilgi vermiştim.
Daha sonra Cağaloğlu’ndaki Cumhuriyet gazetesine zaman zaman gidip Erdal hocamızla çeşitli sohbetler yapardık. Erdal Atabek, gençlerle ve çalışma arkadaşlarıyla sohbet etmeyi sever, onları bilgilendirir, görüşlerini alır, kendi görüşlerini ifade eder, mizahi bir üslupla konuşmayı severdi. Psikolojik sorunlarımızı da ona danışırdık…
2021 yılında “Mesele Teslim Olmamakta” isimli bir kitap çıkarmıştım, önsözünü Erdal Atabek yazmıştı. Erdal hocamız kitabın önsözünde, 1970 ile 2020 yıllarını kapsayan 50 yıllık dönemde yaşadığımız somut olaylar üzerinden Türkiye’nin yakın tarihiyle ilgili sürece dikkat çekmişti.
Atabek, önsözün bir bölümünde, “Bugün de emek-sermaye çatışması sürüp gidiyor. Ama örtük bir çatışmadır bu. Sermaye, yanına dini de almıştır. Sermayenin cambazlarıyla inancın bezirganları el ele bu soygun düzenini sürdürmektedir” dedikten sonra bizim emekten, insandan, doğruluktan yana mücadelemizi de sürdürdüğümüzü belirtir.
Erdal Atabek’i iyi tanımışız, iyi ki bize aydınlık bir gelecek için ufkumuzu açan bir mücadele deneyimi ve eserler bırakmış. Yıldızlar yoldaşı olsun…