Erdal Belenlioğlu: Karikatür çizip denize atıyoruz
Dijital çizgi roman dergisi 'Tarama Ucu'nun Yayın Yönetmeni Erdal Belenlioğlu ile konuştuk. Belenlioğlu, "Herhangi bir durum ile ilgili en etkili anlatım biçimlerinden biri karikatür" dedi.
DUVAR - Çizgi roman ve karikatür dünyasından tanınan isimleri ve genç çizerleri bir araya getiren, çizgi roman dergisi "Tarama Ucu", 1 Haziran’da dijital olarak yayınlandı. Yayın Yönetmenliğini Erdal Belenlioğlu’nun, Sanat Yönetmenliğini Fenni Özalp’in üstlendiği dergi, geniş yazar ve çizer kadrosuyla bundan sonra her ay dijital olarak yayınlanacak.
İlk sayısının dosya konuğu Oğuz Aral olan Tarama Ucu'nun Temmuz sayısında ise dosya konusu Galip Tekin olacak. Tarama Ucu Yayın Yönetmeni Erdal Belenlioğlu ile Tarama Ucu'nu, karikatürü ve karikatürün günümüzdeki durumunu konuştuk.
'AMACIMIZ BİRLİKTE ÜRETİP, BİRLİKTE PAYLAŞMAK'
Tarama Ucu, dijital olarak okurlarla buluştu. İlk olarak Tarama Ucu'ndan bahsedebilir misiniz? Fikir ortaya nasıl çıktı, yola nasıl çıktınız?
Tarama Ucu dergisi, köklü bir mizah dergiciliği kültüründen gelen bir kadro tarafından hazırlandı. Günümüz anlayışına uygun olarak hem klasik mizahı hem de postmodern mizahı sentezlemeyi hedefledik. Günümüz dünyasında geleneksel basılı dergicilik kan ve okuyucu kaybediyor. Artık çoğunluk, haberin kendisine çok daha hızlı şekilde ulaştığı internet dergiciliğini tercih ediyor. Mizah dergilerinde de durum aynı. Dijital ortam bizim nefes alabileceğimiz bir mecra olabilir diye düşündük.
Biz bağımsız bir yayınız. Patronumuz yok. Amacımız birlikte üretip, birlikte paylaşmak. Bunun için de okuyucumuzun dayanışmasına ihtiyacımız var. Okurlar, taramaucu.com adresinden dergimize abone olarak bir geleneğin ayakta kalması için bize destek olabilirler.
Tarama Ucu'nda usta çizerler ve genç çizerler, çizgi roman, karikatür ve yazı bir arada. Nasıl bir yayın politikası güdüyorsunuz?
Dergimiz, ustalarla gençlerin, gelenekselle yeninin harmanlandığı, çizgi roman ve karikatürün bir arada olduğu bir dergi. Yıllardır farklı dergilerde birlikte çalıştık. Yeni arkadaşlarımız da aramıza katıldı. Gelecek sayılarda bu katılımın daha da artacağını umuyoruz.
Çizer/yazarlar size nasıl ulaşıyor? Dergiye başvuruda bulunan bir çizer/yazarı değerlendirirken önceliğiniz ne oluyor?
Daha önce genç arkadaşlarla dergi ortamında yüz yüze görüşür, çizgi üzerine konuşurduk. Dergi mutfağı hepimiz için bir okuldu. Bizi besleyen de bu mutfağın atmosferiydi. Ancak pandemi ortamında bu ilişki ortadan kalktı. İnternetten işler gönderiliyor, fikirleri paylaşılıyor. Umarız en kısa sürede eski günlerdeki o dergi mutfaklarına kavuşuruz.
'DERGİMİZİ KİTAP OLARAK DA BASACAĞIZ'
Sosyal medyanın okur ile iletişimde dergiciliğe ne gibi katkıları oldu? İnternetin üretim ve tüketim bağlamında sanata etkisi sizce nedir?
Sosyal medyanın sunduğu kolay paylaşım olanağı sayesinde okuyucuyla doğrudan temas kurmak çok büyük avantaj. Bu sayede hikâyeler veya karikatürler içeriğe dönüşmüş oluyor. Dijital ortamı hem okur ile buluşmak hem de basılı yayınlara alternatif bir mecra olarak görüyoruz. Çizerimiz Aslı Yazıcıoğlu, “Dijitalleşme çizer olarak hayatımı kolaylaştırdı ancak okurların dijital dergiye alışması zaman alıyor” diyor.
Dijital, günümüz için bir gerçeklik ama bizim matbaa mürekkebi kokusuna olan aşkımız da bitmiş değil. Dergimizi kitap olarak da basacağız.
Büyük uğraşlar sonucu ortaya çıkan karikatürler okur tarafından çok kolay tüketiliyor. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bizim öyle bir takıntımız yok. Evet, büyük uğraşlarla, sabahlamalarla ortaya çıkar karikatürler. Ama neticede çizimlere “iş” deriz biz. “İşleri gönderdin mi?”, “İşler ne zaman teslim edilecek?” gibi konuşuruz kendi aramızda.
Umut Sarıkaya’nın söylediği gibi, kimse dergide birbirine “Yapıtım nerede?” “Yapıtın bitti mi?” demez. Bu nedenle kolay tüketilmesini, çok paylaşılmasını dert etmeyiz. (Genelde) Karikatür çizip denize atıyoruz.
Türkiye'de karikatür sanatı belirli dönemlerde Gırgır, Leman gibi belirli dergilerin etrafında ekolleşti. Bu kültüre dair neler söylemek istersiniz? Sizin karikatür tanımınız nedir?
Son dönemde karikatür üretiminde çizgi ve balon dengesi biraz bozuldu diyebiliriz. Çizgisine takılıp kalınan, ayrıntı ve detayları incelenebilen işler daha az üretilir oldu. Karikatür sadece okumaya yaslanınca tüketimi çok hızlanıyor kuşkusuz. İkinci sayımızın dosya konusu Galip Tekin. Kim bir Galip Tekin hikâyesini çabucak tüketebilir ki? Karikatür için de çıkış bir öneri olarak burada aranabilir.
'BİR ÇİZGİ ROMAN OKULU KURMAYI PLANLIYORUZ'
Okurun Tarama Ucu'na ilgisi nasıl oldu? Nasıl geri dönüşler aldınız?
Gençlerin çizgi romana ilgisi cesaret verici. Yeni yeni çizgi öyküler, mizah yazıları paylaştılar bizimle. Dergimizde onlara da yer açacağız. Bir çizgi roman okulu kurmayı planlıyoruz. Dergide bu projenin aşamalarını okuyucumuzla paylaşacağız.
İlk sayımızın dosya konusunun Oğuz Aral olması kadim okuyucumuzun da ilgisini çekti. Bu sayının dosya konusu Galip Tekin olacak. Oğuz abiden sonra bir kuşağa temas etmiş, onların gelişimine katkıda bulunmuş büyük bir ustadır Galip Tekin.
'KARANLIK DÖNEMLERDE MİZAH DAHA DA HAYATİ BİR ROL ALIR'
Politika ve karikatür arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz? Türkiye'de son yıllarda karikatüristlere birçok dava açıldı. İktidarın mizaha olan ilgisini ve yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda “Geleneğimiz vardı, geleceğimiz de olacak” diyor Vedat Özdemiroğlu. Ve ekliyor; “Türkiye sadece para düşünen insanların diyarı değildir, aksine inceliklerin ülkesidir. Dünyamız da öyledir. İnce düşünenler, zekaya saygı duyanlar, 'kafi' demeyi bilenler kazanacak. Her güzel espri, yeni başlangıçtır. Karanlık dönemlerde mizah daha da hayati bir rol alır. Dalgasını geçemediği her şeyden korkar insan. Ama korkmak, insanidir. Korkmak değil, korkup kaçmak alçaklık. Mizah, mazlumun gücüdür. Sadece günlük siyaset değildir kapsamı, varoluşu da sorgular.”
Bugün yaşadığımız dünyada karikatürün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Herhangi bir durum ile ilgili en etkili anlatım biçimlerinden biri karikatür. Hâlâ çok önemli ve önemini korumaya devam edecek. İnsanların ilgisi bu minvalde devam edecek. Çünkü hepimizin biraz tebessüm etmeye, biraz günlük sıkıntılardan uzaklaşıp kafamızı dağıtmaya, hayal kurmaya ihtiyacı var. Bunu için karikatür ve çizgi hikâyeler hep önemli olacaktır.