Erdoğan: Aşı olmamış öğretmen ve personelden haftada 2 defa test isteyeceğiz

Kabine toplantından sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.

Konuşmasına yangınlar, sel ve kuraklığa değinerek başlayan Erdoğan, “Maalesef bir süredir maruz kaldığımız kuraklık, orman yangınları ve sel felaketleri sebebiyle üzüntülü günler geçiriyoruz. Anadolu'nun pek çok yerinde kuraklık sebebiyle tarlalar biçilmeden sürülmek mecburiyetinde kalınmıştır. Neredeyse 4 haftadır gündemimizde olan orman yangınları da küresel bir sorun haline dönüşmüştür. 2021'de 54 farklı ilimizde çıkan yangınlar, yaklaşık 150 bin hektarlık alanı etkilemiştir. Tarihimizin bu en büyük yangınlarında zarar gören alanların 82 bin hektarı Antalya'da, 62 bin hektarı Muğla'dadır” diye konuştu.

'YENİ KONUTLAR EN GEÇ 1 YIL İÇİNDE TESLİM EDİLECEK'

Yangından zarar gören konutların yerine en geç 1 yıl içinde yenilerinin yapılacağını söyleyen Erdoğan, "Manavgat'ta başlayan ve giderek yayılan yangınlara karşı devletimiz ilk andan itibaren mücadele etmiş vatandaşlarının yanında yer almıştır. Böylesine bir felaketi dahi istismar edenlere rağmen milletimizle birlikte bu büyük afetin üstesinden gelmeyi başardık. Evleri tamamen kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımıza en geç 1 yıl içinde yeni konutları teslim edilecektir. Tüm hayvan kayıpları hibe olarak karşılanacaktır. Yanan ormanlarımız Anayasamızın 169. maddesine uygun şekilde tekrar canlandırılacak, tarım ve turizm dahil kesinlikle başka bir amaç için kullanılmayacaktır. 252 milyon fidan yıl bitmeden toprakla buluşturulacaktır" dedi.

Karadeniz bölgesindeki selleri ve metrekareye düşen yağış miktarlarını hatırlatan Erdoğan, "Böylesine büyük bir yağışa hiçbir altyapının dayanması mümkün değildir. Ülkemizin hemen her şehrinde olduğu gibi buralarda da imardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır ama karşımızda tarihte ender rastlanacak bir afet olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

KABİNE ÜYELERİ OLARAK 7 MİLYON 430 BİN LİRA BAĞIŞ YAPTIK: Acil ihtiyaçlar için 3 ilimize toplam 73 milyon lira ödenek gönderildi. Sel felaketinin izlerinin silinmesi için AFAD bünyesinde bir yardım kampanyası başlatıldı. Kabinemizdeki bakanlarımız ve diğer çalışma arkadaşlarımızla birlikte 7 milyon 430 bin liralık bir katkıyla da bizler de kabine üyeleri olarak bu kampanyaya iştirak etme kararı aldık.

KAYIPLARI ARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR: Sel felaketinde en büyük üzüntümüz ise can kaybımızın çok olmasıdır. Şu ana kadar 78 vatandaşımızın cenazesine ulaşılmıştır. Kayıp olduğu bildirilen vatandaşlarımızı arama çalışmalarımız devam ediyor. Yağışların Karadeniz'in farklı bölgelerinde devam edeceği görülüyor. Bölgedeki vatandaşlarımızı sel baskınlarına karşı dikkatli olmaya devam ediyorum.

CAN KAYIPLARI DIŞINDA HER KAYBI TELAFİ EDECEK GÜCÜMÜZ VAR: Vatandaşlarımız müsterih olsun, elbette giden canları geri getiremeyiz ama bunun dışındaki her kaybı telafi edecek güce sahibiz. Türkiye'yi bir daha 17 Ağustos 1999 depreminin ardından şahit olduğumu görüntülere mahkum etmemek için her tedbiri alıyoruz. Hiçbir mağduriyete fırsat vermeyeceğiz. 

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNİ MECLİS GÜNDEMİNE GETİRECEĞİZ: Bugünler gelip geçer geride sadece samimiyetle milletimizin hizmetine koşanlar ile fitne, fesat fırsatçılık peşinde koşanların bıraktığı iz kalır. Siyasetçisinden, gazetecisine ve sosyal medya trolüne kadar ülkesine husumet dolu, nice yüreği nasır tutmuş figürün yalanla çarpıtma ile tahrikle nasıl milletimizin acısını istismara yeltendiğini de unutmayacağız. Önlerine konan gerçeklere rağmen canla başla görevini yapanların vebaline girerek ısrarla yalanların peşinden koşanları mahşeri vicdana havale ediyoruz. Meclis´in açılmasıyla birlikte Avrupa'dakine benzer bir sosyal medya düzenlemesini süratle gündeme getirerek bu alandaki kirliliğin önüne geçmekte kararlıyız.

BAZI KESİMLER HALA AŞIYA TEREDDÜTLE YAKLAŞIYOR: Aşı tedariki konusunda iyi bir noktadayız. Toplam aşı sayısında 87 milyonu geçerek ülkemiz nüfusunu geride bıraktık. Ancak ülkemizde bazı kesimlerin hala aşıya tereddütle yaklaştıklarını görüyoruz. Aşı çalışmaları gönüllülük esasına göre yürütülmektedir, yürütülecektir. Sürekli değişen ve dönüşen virüse karşı aşı dışında bir korunma yöntemi bulunmuyor. Tüm vatandaşlarıma bir kez daha aşılarını derhal olmaları çağrısında bulunuyorum.

AŞI OLMAYAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN TEST İSTEYECEĞİZ: 6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aynı şekilde aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.

Yakın coğrafyamızda bir süredir yaşanan savaşlar, iç çatışmalar, katliamlar Anadolu'ya yeni bir göç dalgası başlatmıştır. DEAŞ ve PKK saldırıları sırasında Irak ve Suriye'den ülkemize sığınan çok sayıda kardeşimiz var. Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Biz kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette bir toplum değiliz. 

TÜRKİYE'DE 300 BİN CİVARINDA AFGAN VAR: Türkiye 5 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanında düzensiz göçmen diye nitelendirdiğimiz sınırlarımızdan kaçak giriş yapan kişiler de mevcuttur. Son 3 yılda yakaladığımız düzensiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Halen ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı 120 bini kayıtsız olmak üzere 300 bin civarında Afganistan uyruklu olduğunu biliyoruz. Ana muhalefet ve yanındaki muhalefetin dediği gibi 1,5 milyon Afgan ülkemizde yok, bunlar yalan.

GEREKİRSE TALİBAN HÜKÜMETİYLE GÖRÜŞÜRÜZ: Bizim gayemiz öncelikle Afganistan'ın istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban'ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuşacağız. Afganistan'dan dönmeyi isteyen 500 vatandaşımız ile 83 yabancıyı ülkemize getirdik. 

DÜZENSİZ GÖÇMENLERİN ÜLKEMİZDE YOL AÇTIĞI HUZURSUZLUĞUN FARKINDAYIZ: Diğer yandan düzensiz göçmenlerin ülkemizde yol açtığı huzursuzluğun farkındayız. Esasen dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp da bu kadar az asayiş sorunuyla karşılaşan bir başka ülke yoktur. Muhalefetin bu konudaki nefret söylemlerini de art niyetli olarak değerlendiriyoruz. Türkiye elbette yol geçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz.

TÜRKİYE'NİN AVRUPA'NIN MÜLTECİ AMBARI OLMA ZORUNLULUĞU YOK: Avrupa sınırlarını sert bir şekilde kapatarak bu sorundan kendini kurtaramaz. Türkiye'nin Avrupa'nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti de yoktur. (HABER MERKEZİ)