Erdoğan: Birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah içinizden birileri uzaya gidecek. Birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var" diye konuştu.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 53. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması ve Ödül Töreni'nde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
BATININ İLMİNİ ALACAKSIN, AHLAKSIZLIĞINI DEĞİL: Külliyeler, asırlardır bu ülkenin medeniyet dünyamızın, ilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermiştir. Külliyelerin temelinde halka hizmet anlayışı vardır. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de kütüphanesi, camisi, kongre merkeziyle her kesimden her yaştan insanımıza hizmet veriyor. Dünyada Millet Kütüphanesi’nin eşi benzeri yok. Bununla rahatlıkla iftihar edebiliriz. Önemli olan birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, aşabiliyor muyuz? Müslüman Türk'e bu yakışır. Batının ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil, ilmini alacaksın ona da kendi mührünü vuracaksın. Kongre ve Kültür Merkezimiz Ankara’nın en önemli toplantılarına ev sahipliği yapıyor. Tabii burayla kalmadık. Şimdi bir de İstanbul’da yapıyoruz. İstanbul’da Rami Kışlamız vardı. Bu tarihi kışlamızı aynen burası gibi bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz.
ENERJİYİ SİZDEN ALIYORUM: Az önce perdede izledik, inşallah içinizden birileri bir veya ikisi, uzaya gidecek mi? Gidecek… İnşallah birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var. Bize düşen bunun altyapısını yapmak, yaptık. Şimdi de inşallah hazırlıklar devam ediyor. Bir an önce bunu da başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK olmak üzere bu çalışma devam ediyor. Biz sık sık şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz? Ben de diyorum ki; gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum, aldığım enerjiyi de bir yere vermem lazım. Nereye? Eserlere… Neşet Ertaş ne diyor? Aşkınan çalışan yorulur mu? Biz milletimize deruni ve samimi bir aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmuyoruz. Siyasi hayatım boyunca hep gençlerimizin önünü açmanın, onları desteklemenin mücadelesini verdik.
BİZ BUNLARIN CEMAZİYELEVVELİNİ ÇOK İYİ BİLİRİZ: Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara. Bakmayın siz gençlerimizin hayallerini ve umutlarını istismar edenlere. Biz bunların cemaziyelevvelini çok iyi biliriz. Bunlar görünüşte ‘mış’ gibi yaparlar. Kafalarının arkasında ise 40 tilki kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar.
ŞEHİTLERİMİZİN 10, 15, 20 KAT ÖLDÜRÜLEN TERÖRİSTLER VAR: Gençler, Adnan Menderes'ten bahsediyorum, Fatin Rüştü Zorlu’dan bahsediyorum, Hasan Polatkan’dan bahsediyorum. Bu insanlar devleti yöneten büyüklerimizdi. Ama bunlar maalesef o malum zihniyet tarafından idam edildiler. Şimdi özgürlük nidası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkarmamışlar hatta teşvik etmişlerdir. Boraltan Köprüsü hadisesini bilir misiniz? Meşhur Boraltan Köprüsü’nde askerlerimiz düşmanın eline bırakılmış ve askerlerimiz o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir: Bizi düşmana teslim etmeyin, bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin. Maalesef düşmana teslim ettiler. İşte o zamanki Mehmetlerimiz düşman tarafından şehit edildiler. Bu ülke bunları yaşadı. Biz bunların bir daha yaşanmasını istemiyoruz. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz. Biz diyoruz ki; nasıl şimdi Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Besler Deresi’nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak, gömmeye de devam edeceğiz. Şehitlerimiz var, evet ama şehitlerimizin 10 kat, 15 kat, 20 kat evvelallah öldürülen teröristler var. Çünkü biz, şehitlerimiz noktasında, ‘şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı, cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek bu mücadeleyi veriyoruz. Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri, bürokratları, hukukçuları unutmadık.
GENÇLER SİZ TEKSİR KAĞIDI NE BİLİR MİYDİNİZ?: Eğitimin her alanında ülkemizde tarihi dönüşümlere imza attık. Mesela geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Ders kitabı bulamazdık. Gençler siz teksir kağıdı ne bilir miydiniz? Kırtasiyeci dükkanına gidersiniz kitap almak için, o kitabınız yok. Bir hafta sonraya size gün verirlerdi, bir hafta sonra gidip kitabı almaya çalışırdınız. Biz bunları yaşadık. Dedik ki bu nesil bunları yaşamasın. Kitaplarınızı sıralarınızın üzerine koyalım ve eğitim öğretim yılı başlarken yavrularımız bütün kitaplarını sıranın üzerinde görsünler, kuşe kağıttan bu kitaplarla beraber eğitim öğretim yılına başlasınlar.
YARDIMCI KAYNAKLARIMIZI DA ÖĞRENCİLERİMİZE ULAŞTIRACAĞIZ: Öğrencilerimize 2003 yılından beri her eğitim öğretim yılı başında işte ücretsiz olarak bu ders kitaplarını bu yüzden veriyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında bir yenilik daha yapıyoruz. Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynaklarımızı da öğrencilerimize ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize teslim ediyoruz." (HABER MERKEZİ)