Erdoğan: İklim ve göç konusunda başkanlıklar kuruyoruz
Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın isminin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildiğini ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün statüsünün ise yükseltildiğini söyledi.
DUVAR - Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, saat 16.00'da başladı. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın ismini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyor, bünyesinde bir de iklim değişikliği ve uyum koordinasyon kurulu oluşturuyoruz. Bu bakanlığımıza bağlı olarak altında ilgili tüm birimlerin yer alacağı bir iklim değişikliği başkanlığı kuruyoruz" dedi. Erdoğan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nün yeni bakanlığa bağlandığını söyledi. Erdoğan, Suriye içinse, "Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız" diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM: Fırat Kalkanı Harekât Bölgesi’nde PKK/YPG terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen hain saldırıda şehit düşen polislerimiz ile Afyonkarahisar’daki trafik kazasında hayatlarını kaybeden öğrencilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
BERTARAF ETMEKTE KARARLIYIZ: Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız.
MİLLETİMİZLE TAM BİR DAYANIŞMA İÇİNDE YOLUMUZA DEVAM ETTİK: Diğer ülkelerin sağlık sorunları yanında ciddi sosyal çalkantılarla sarsıldığı bir dönemde biz milletimizle tam bir dayanışma içinde yolumuza devam ettik. Üretim ve istihdam sektörlerinin yanı sıra tüm kademeleri ile eğitimde de normalleşme adımlarını attık ve hamdolsun üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadık. Bu çerçevede MEB, mesleki ve teknik eğitim, Ar-Ge merkezinde öğretmenlerimize ve personele yönelik geliştirilen Covid-19 hızlı antijen test kiti üretim aşamasına geldik. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, 750 engelli öğretmenimizin atamasının yapılacağını da bu vesileyle duyurmak istiyorum.
DÜNYA VİRÜSTEN TEMİZLENMEDEN İŞ BİTTİ DİYEMEYİZ: Salgın tedbirlerine riayet etmeyi bir müddet daha sürdürmemiz gerekiyor. Özellikle aşılamada hedeflediğimiz sayıya ulaşmak istiyoruz. Bunun için vatandaşlarımızı aşılarını bir an önce olmaya veya tamamlamaya davet ediyoruz. Bilhassa üniversite öğrencilerimizden yükseköğretim kurumlarındaki sosyal alanların kullanımında ve toplu taşımada tedbirlere azami dikkat etmelerini bekliyoruz. Biz kendi meselemizi çözsek bile dünya virüsten temizlenmeden iş bitti diyemeyiz.
İHTİYATLI ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ: Salgına karşı hep tetikte olacağız. Sağlık sistemini ayakta tutma yanında tüm boyutlarıyla ekonomide, eğitimde, sosyal hayatta geldiğimiz olumlu seviyeyi korumak ve daha ileriye taşımak için buna mecburuz. Kontrolü asla elden kaçırmadan hem vatandaşlarımızın sağlığını koruyacak hem de günlük hayatın kendi mecrasında akmasını temin edecek tedbirleri uygulayacağız. ‘Eskilerin korkulu rüya görmektense uyanık kalma evladır’ sözünde işaret ettikleri gibi ihtiyatlı şekilde yolumuza devam edeceğiz.
VATANDAŞLARIMIZIN YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERİYORUZ: Fiyatlaması küresel düzeyde yapılan ürünlerdeki fahiş artışları içeriye sınırlı bir şekilde yansıtarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Buna rağmen fiyat artışlarından dolayı sıkıntıya düşen çalışanlarımızı ve üreticilerimizi korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Kamu işçi ve memur sözleşmelerinde yaptığımız yüksek artışlar bu anlayışın bir yansımasıdır. Artık daha çok üreten, ihraç eden, kazanan özel sektörümüzün de kendi çalışanlarını aynı şekilde koruyacak, kollayacak bir anlayışı ortaya koyacağına inanıyorum.
MİLLETİMİZİN MAĞDURİYETİNE YOL AÇAN FIRSATÇILARI DA YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ: Yaşanan istisnai durumu yüksek kâr hırsıyla yaptıkları fahiş fiyat artışlarının bahanesi halinde getirerek milletimizin mağduriyetine yol açan fırsatçıları da yakından takip ediyoruz. Her zaman olduğu gibi bugün de bizim önceliğimiz milletimizin huzurudur, güvenliğidir, refahıdır, geleceğidir. Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamda cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor.
GÜÇLERİYLE SALDIRIYOR OLSA DA BİZ KENDİ POTANSİYELİMİZİN VE GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ: Ağustos ayı işsizlik rakamlarının işgücüne katılım oranı sürekli arttığı halde istihdamdaki ciddi yükseliş sayesinde yatay bir seyir izlediği müşahede ediliyor. Birileri Türkiye’ye siyasi konularda yapamadıkları diz çöktürme işini ekonomide gerçekleştirmek için var güçleriyle saldırıyor olsa da biz kendi potansiyelimizin ve gücümüzün farkındayız. Ülkemizi yatırım, üretim, ihracat, istihdam temelleri üzerinde, cari dengemizi fazla yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz.
ALLAH’IN İZNİYLE KİMSE BU VATANI ELİMİZDEN ALAMAZ: Türkiye'deki 3,6 milyon Suriyeliyi ve toplamda 5 milyonu bulan yabancı uyruklu sığınmacı varlığını yük olarak görenler meseleye bir de bu açıdan bakmalıdır. Ülkemize karşı yükselen kin, nefret, düşmanlık dalgalarının çoğu defa biz farkında bile olmadan kırılmasında dua ve şükran ifadeleriyle zenginleşen bu tablonun çok önemli olduğuna inanıyorum. Bin yıldır vatanımız olarak bu coğrafyadaki varlığımız devam ettikçe kimi çevrelerin bize olan husumetlerinin bitmeyeceği açıktır. Ama her kökenden, her renkten, her inançtan, her meşrepten yüz milyonlarca insanın desteği ve duası arkamızda olduğu milletimizin yüreğindeki istiklal ve istikbal aşkı bitmediği müddetçe Allah’ın izniyle kimse bu vatanı elimizden alamaz.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI OLARAK DEĞİŞTİRİYORUZ: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın ismini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyor, bünyesinde bir de İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu oluşturuyoruz. Bu bakanlığımıza bağlı olarak altında ilgili tüm birimlerin yer alacağı bir İklim Değişikliği Başkanlığı kuruyoruz. Konuyla yakın ilişkisi sebebiyle halen Tarım ve Orman Bakanlığı’mıza bağlı olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nü de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlıyoruz. Bu kurumlarımız, Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili sorumluluklarını da yerine getirmeyi sürdürecektir.
GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ: Bir diğer kurumsal reformu da göç konusunda yapıyoruz. İçişleri Bakanlığı’mıza bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün statüsünü yükselterek Göç İdaresi Başkanlığı haline dönüştürüyoruz. Böylece ülkemizin göç konusunda çok daha kapsamlı, etkin ve hızlı hareket edebilmesini sağlayacak kurumsal kapasiteyi oluşturmayı hedefliyoruz.” (HABER MERKEZİ)