Erdoğan: Mültecileri göndermeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Afganistan'dan, Irak'tan, Suriye'den geldiler. Bugün Ukrayna'dan geliyorlar. Mazlumların sığınağı olmaya devam edeceğiz. Mültecileri göndermeyeceğiz" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası İyilik Ödülleri" programında yaptığı konuşmada mültecileri Türkiye'den göndermeyeceklerini, yeni gelen mültecilere de kucak açacaklarını söyledi.
Erdoğan şu mesajları verdi:
İYİLERE HÜRMETLİ, KÖTÜLERE HAŞMETLİ: Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan Türkiye Diyanet Vakfı'na teşekkür ediyorum. Az önce hem ülkemizden hem de dünyanın farklı köşelerinden içimizi ısıtan iyilik hikayelerini hep birlikte dinledik. Özellikle koronavirüs salgınında yaşadıklarımız tüm insanlığa iyiliğin anlamını göstermiştir. Bu salgın döneminde küresel sistemdeki çarpıklıkları da görmüş olduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde temel sağlık hizmetine ulaşamayanları da gördük. Vahim salgın tablosunda vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, Batı'nın yaptığı gibi dünyaya da sırtımızı dönmedik. Türkiye'den talepte bulunan 160 ülkeye tıbbı ekipman desteğinde bulunduk. 15 milyon doz aşıyı da Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. İyilere hürmet ve vefa nasıl önemliyse kötülere karşı haşmetli olmak da o derece önemlidir. Küresel iyilik neferleri olarak gördüğüm kardeşlerimle tekrar buluşmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kalplerimizi bir araya getiren Türkiye Diyanet Vakfı'na teşekkür ediyorum. Toplam 12 kardeş ülkedeki 27 eğitim kurumuyla geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan vakfımızı tebrik ediyorum.
İYİLİK SEFERBERLİĞİ DEVAM EDİYOR: Dünyayı iyilik değiştirecek şiarıyla çıktığımız iyilik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor. İyilere hürmet ve vefa nasıl önemliyse kötülere karşı haşmetli olmak da o derece önemlidir. Bölücü örgüt mensupları tam 40 yıldır sadece kırdılar, sadece yıktılar, baskı ve şiddetle Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler. Terör örgütü elebaşları masum Kürt çocuklarını cehalete mahkûm edip, kendi çocuklarını Avrupa'da okuttular. Diyarbakır Anneleri de bu ikiyüzlülüğe edi bese yani artık yeter dedi. Diyarbakır annelerinin 'Evlatlarımızı geri istiyoruz' haykırışı, teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir.
SİYASETÇİ MÜSVEDDELERİ: Diyarbakır Anneleri, sadece korku duvarlarını parçalamakla kalmadılar, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskelerini de indirdiler. Batı'ya sesleniyorum, nöbet tutan teröristler olsa Diyarbakır'dan ayrılmazdınız. Tersi olunca ses çıkarmadınız. Diyarbakır’a gidip de ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan, bu cesur anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler. Bu seneki ikinci vefa ödülünü başlattıkları nöbetle evlatlarını terörün pençesinden kurtarmaya çalışan yiğit Diyarbakır Anneleri’ne veriyoruz. Diyarbakır Anneleri’ni bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Anaların sabrı, dirayeti ve duasıyla inşallah bu ülkeyi terör belasından kurtaracağız.
MULTECİLERİ GÖNDERMEYECEĞİZ: Modern dünyada insan giderek daha fazla yalnızlaşıyor, içine kapanıyor, fıtratına daha fazla yabancılaşıyor. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknolojik araçlar, sundukları sahte ve sanal mutluluklarla insanı gerçek hayattan daha çok kopartıyor. Öte yandan dün Afganistan'dan, Irak'tan, Suriye'den geldiler. Bugün Ukrayna'dan geliyorlar. Mazlumların sığınağı olmaya devam edeceğiz. Muhalefet, seçimi kazanırsak ülkedeki mültecileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz.
TÜRKÇE ÖĞRENİYORLAR, BUNDAN DAHA GÜZEL BİR ŞEY OLUR MU? Biz gönlümüzü açacağız, Allah’ın yardımı her zaman bize yakın olmuştur. O yardımlarla biz her zaman güçlü olduk. Fetih, Rabbimin lütfuyla gelmiştir, onunla da hamdolsun Türkiye birçok badireyi atlatmıştır. Bizler Türkiye olarak bunca dünyanın dört bir köşesinden gelen gençlerimizle ülkemizde beraberiz. Burada eğitimlerini alıyorlar, Türkiye Diyanet Vakfımızın bu noktadaki el uzatışıyla da Türkiye gibi bir ülkede hem Türkçeyi öğreniyorlar, hem tahsil ettikleri ilmin sahibi oluyorlar. Bundan daha güzel bir şey olur mu? Adam ne diyor, ‘Göndereceğiz’… Farkımız bu, kendi insanlarımız içinde de hiç kimseyi mahzun, boynu bükük, kalbi kırık bırakmayacağız. Çünkü bizim değerlerimiz bunu gerektiriyoru. Başımıza gelen onca musibete rağmen hâlâ dimdik ayakta duruyor, hedeflerimize yürüyor oluşumuzu, bu hassasiyetime borçlu olduğumuza inanıyorum.
6 DAKİKADA BİR TARAFTAN BİR TARAFA GEÇME İMKANI BULUYORUZ: Allah nasip ederse cuma günü öğleden sonra dünyanın sayılı köprüsünü Çanakkale’de açılışa katılacağız. Çanakkale Zaferi’ni biz orada yaşadık. Tüm Haçlı dünyasına karşı. Kuzular, kuzucuklar o mücadeleyi verdi. Üniversiteli kuzucuklar Çanakkale’de tüm Haçlı dünyasına karşı bu mücadeleyi verdi. O zaman zaferi böyle kazandılar. İşte şimdi biz orada dünyanın bir numaralı köprüsünü inşa ettik, 2,5 milyar Euro. Bu köprüyü inşallah cuma günü açılışını yapıyoruz. Asya ile Avrupa'yı bağlıyoruz. Daha önceleri gün geliyordu ki deniz dalgalı olunca feribotlar çalışmıyordu. Geçiş adeta mümkün olmuyordu. Ama şimdi 6 dakikada bir taraftan bir tarafa geçme imkanını buluyoruz. Bununla dünyaya bir örnek teşkil ediyoruz. (HABER MERKEZİ)